Ana SayfaYaşamİnsan HaklarıVakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

-

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde ise üniversitelerin adı artık bir sektör haline gelmiştir. Bu öyle bir sektör ki sermaye birikiminin büyük bir iştah kabarttığı, liyakat denen olgunun zerresinin kalmadığı, insan kayırmacılığının, mevki /unvan ve diploma ticaretinin adresi olmuştur. Elbette eğitimdeki bu dönüşüm yeni değildir. Neoliberal politikaların eğitimdeki dönüşümünün tarihi en az 20 yıldır artık. 1980’li yıllardan itibaren uygulanmaya başlanan neoliberal ekonomi programlarıyla devletin sorumluluk alanındaki kamusal bazı görevler özellikle sağlık ve eğitimde özelleştirme ve piyasalaşma olarak karşılık bulmuştur. Bu dönüşümün en büyük arenası vakıf üniversiteleri olmuş, günden güne sayıca devlet üniversiteleriyle yarışır hale gelmiştir.

Vakıf üniversitelerinin daha köklü olanları, yarattığı yurt dışı olanakları, güncel teknolojik ve bilimsel imkânlarıyla her geçen gün daha fazla cazibe merkezine dönüşerek başarılı öğrencileri de “kapmaya” başlamıştır. Bu üniversitelerin yanında salt MYO olarak kalmış “merdiven altı” diyebileceğimiz kriterlerde çok sayıda vakıf üniversitesi de mevcuttur. Vakıf üniversiteleri işte bu yirmi yılda sermayelerini büyüttükleri gibi akademik ve idari görevlerde çalışan emekçilerin sorunlarını da hemen aynı hızda büyütmektedir.

Akademisyenlerin ücret eşitsizliği sorunsalı

Ücret salt gelir gider tablosu olarak anlaşılmamalıdır. Ücreti tek başına ekonomik boyutuyla değil emeğin değeri olarak görüldüğü için patriyarkal ve kapitalist sistemdeki anlamlarına bakmak, sosyal ve sınıfsal bir olgu olarak da görmek zorundayız. Bu bakımdan ücretin temel yaşamsal ihtiyaçların rahatlıkla karşılanması ihtiyacıyla ele alınmasının yanında hem eş değer işe eşit ücret gereği hem de cinsiyet temelli bir eşitlik perspektifiyle ele almalıyız.

Vakıf Üniversiteleri’nde en bilinen hak kaybı akademisyenlerin yaşadığı ücret eşitsizliği sonucu ortaya çıkmaktadır. İlgili yasada çok açık bir şekilde devlet üniversitesi ile vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personelin ücretleri eşitlenmeli diye belirtilmesine rağmen vakıf üniversitelerinde asgari ücrete kadar indirgenen maaşlar söz konusudur. Bu eşitsizlik hem yasaya hem de eşdeğer işe eşit ücret kazanımına aykırı bir şekilde sürdürülmektedir. Bu konuda akademisyenler, sendikalar ve dayanışma ağları vasıtasıyla seslerini duyurmaya ve hak ihlalinin ortadan kaldırılmasına dönük mücadeleler ve kampanyalar oluşturuyorlar. 

Kadın akademisyenlerin uğradıkları ayrımcılıklar

Ücret eşitsizliğinin yanı sıra en çok yaşanan sorunlardan birisi de kadın çalışanların ve akademisyenlerin uğradıkları ayrımcılıklardır. İşe alımlardan terfilere, terfilerden istihdam sırasında yaşanan cinsiyet ayrımcı uygulamalara kadar çok başlıkta ele alınması gereken bir konu olarak karşımızda duruyor.

Daha önce kadın akademisyenlerle yapmış olduğum görüşmelerde özellikle terfi sürçlerinde erkeklerin öncelikli görüldüklerine dair yaklaşımların sergilendiği ifade edilmişti. Bu cam tavan örneğinde görünen o ki kadın çalışanlar ve akademisyenler bu bakımdan dezavantajlı bir grup oluşturuyorlar. Bir başka konuda kadın akademisyenlere kimi dekan ve rektörlerin “hanım” diye hitap ederken, erkek meslektaşlarına ise “hocam” diye hitap etmeleri. Bu örnek de akademide cinsiyetçi tutumun en somut, en yalın halini ortaya koyuyordu. Yine aynı işi yapan idari çalışanlar arasında cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan ücret farkları olduğunu öğrenmiştik.

Akademisyenlere angarya dayatması

Angarya anayasaya aykırıdır. Buna rağmen akademisyenler vakıf üniversitelerinde çalışırken angarya ve mobbinge maruz kaldıklarını ifade ediyorlar. Özellikle kayıt dönemlerinde akademisyenlerin tanıtım masalarında çalışmaya zorlanması en çok karşılaşılan sorunlardandır. Bazı evrak, kırtasiye işlerinin ya da toplantılarda not tutulması gibi işlerin kadın çalışanlardan beklenmesi de yine bir cinsiyetçi tutumun sonucu ortaya çıkmaktadır.

İş güvencesizliği ile ilgili sorunları

Güvencesizlik günümüz çalışma dünyasının “kanseri” gibi. Üstelik istihdamın normal görünümü bu oldu. 1980’li yıllarda temeli atılan neoliberalleşme ve özelleştirme furyasıyla daha çok gündemimize girmiş olan esnek, yarı zamanlı, evden çalışma gibi enformel çalışma sistemleri güvencesizliği yaygınlaştırmış, güvencesizlik istihdamın asli biçimine dönüşmeye başlamıştır. Akademisyenler açısından yapılan iş sözleşmelerinin niteliği ve kimi uygulamalar da bu alandaki güvencesizliği hem doğruluyor hem de pekiştiriyor.

Hem akademisyenler hem de idari çalışanlar bir yandan iş tanımına aykırı iş yüklenmesi, iş yükünün fazlalığı, çalışma saatlerinin yasaya aykırılık taşıması,  mobing, ücret eşitsizlikleri ve cinsiyetçi uygulamalar gibi sorunlarla mücadele ederken işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalabiliyorlar.

İdari çalışanlar en ufak hak arayışında işsizlikle cezalandırılıyorlar. En son mesai saatlerinin değiştirilmesine itiraz ettiği için Arel Üniversitesi’ndeki işinden çıkarılan bir idari personel güvencesizliğe karşı verdiği hukuk mücadelesiyle işe iade hakkını kazanmasına rağmen görevine başlatılmamıştı. Yani işverenler yasayı uygulamak yerine bedeli neyse öderiz, yine de işçilere haklarını teslim etmeyiz mantığıyla işleri yürütmeye başlamıştır. Üniversiteler mütevelli adı altında aile şirketlerine dönüşmüş, emekçilerin aleyhine her türlü kararı yasa hukuk dinlemeden ehlikeyf bir tarzda almaya başlamışlardır.

Başta vakıf üniversiteleri ile devlet üniversiteleri arasındaki ücret eşitsizliklerinin hemen giderilmesi, kadın akademisyenlere ve çalışanlara yönelik ayrımcılıkların son bulması, iş yükünün hafifletilerek angaryanın ve mobingin ortadan kaldırılması, yapılan sözleşmelerin yasalara uygun olarak yapılması ve denetlenmesi, güvencesizliğin yerini güvenceli çalışmaya bırakmasının derhal sağlanması gerekiyor. Sorunlar yumağı haline gelen vakıf üniversitelerinde çalışırken dayanışma içerisinde olmanın, örgütlenmenin, haklarımızı bilmenin önemi her geçen gün kendini daha fazla ortaya koymaktadır.

Örgütlenme sorunları

Vakıf üniversitelerinde çığ gibi büyüyen bu sorunlara karşı çeşitli örgütlenme ve müdahale biçimleri gelişmeye başladı ancak hak kayıplarına, haksız uygulamalara, işten çıkarmalara karşı teyakkuzda olunsa da örgütlenmenin somut formu maalesef yok. Örgütlenmeler istenen seviyede değil. Örgütlenme sorunları çoğu zaman iş güvencesinin yokluğu ve işten çıkarılma tehditlerinden kaynaklanıyor. Şu an birlik, sendika ve dayanışma ağı biçimindeki örgütlenmeler ise sınırlı sayıda. Bu konuda çalışan yapılara baktığımızda; Eğitim Sen vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenleri üye yapmaya başlamıştı. Yine Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası bünyesinde akademisyenler örgütleniyor. Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) da özgün bir örgütlenme modeli olarak bu alanda çalışmaya, hem akademisyenlerin hem de idari görevlerde çalışanların sorunlarının duyurulmasında çalışmalarına devam ediyor. 

\n

\u00dcniversiteler t\u00fcm bile\u015fenleriyle, eme\u011fin ve bilginin kendini her an yeniden var etti\u011fi mek\u00e2nlard\u0131r. \u00dcniversiteler eskiden beri hep toplumun akl\u0131 ve vicdan\u0131 olarak g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. Bu g\u00fcnlerde ise \u00fcniversitelerin ad\u0131 art\u0131k bir sekt\u00f6r haline gelmi\u015ftir. Bu \u00f6yle bir sekt\u00f6r ki sermaye birikiminin b\u00fcy\u00fck bir i\u015ftah kabartt\u0131\u011f\u0131, liyakat denen olgunun zerresinin kalmad\u0131\u011f\u0131, insan kay\u0131rmac\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131n, mevki \/unvan ve diploma ticaretinin adresi olmu\u015ftur. Elbette e\u011fitimdeki bu d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm yeni de\u011fildir. Neoliberal politikalar\u0131n e\u011fitimdeki d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fcn\u00fcn tarihi en az 20 y\u0131ld\u0131r art\u0131k. 1980\u2019li y\u0131llardan itibaren uygulanmaya ba\u015flanan neoliberal ekonomi programlar\u0131yla devletin sorumluluk alan\u0131ndaki kamusal baz\u0131 g\u00f6revler \u00f6zellikle sa\u011fl\u0131k ve e\u011fitimde \u00f6zelle\u015ftirme ve piyasala\u015fma olarak kar\u015f\u0131l\u0131k bulmu\u015ftur. Bu d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcm\u00fcn en b\u00fcy\u00fck arenas\u0131 vak\u0131f \u00fcniversiteleri olmu\u015f, g\u00fcnden g\u00fcne say\u0131ca devlet \u00fcniversiteleriyle yar\u0131\u015f\u0131r hale gelmi\u015ftir. <\/p>\n\n\n\n

Vak\u0131f \u00fcniversitelerinin daha k\u00f6kl\u00fc olanlar\u0131, yaratt\u0131\u011f\u0131 yurt d\u0131\u015f\u0131 olanaklar\u0131, g\u00fcncel teknolojik ve bilimsel imk\u00e2nlar\u0131yla her ge\u00e7en g\u00fcn daha fazla cazibe merkezine d\u00f6n\u00fc\u015ferek ba\u015far\u0131l\u0131 \u00f6\u011frencileri de \u201ckapmaya\u201d ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Bu \u00fcniversitelerin yan\u0131nda salt MYO olarak kalm\u0131\u015f \u201cmerdiven alt\u0131\u201d diyebilece\u011fimiz kriterlerde \u00e7ok say\u0131da vak\u0131f \u00fcniversitesi de mevcuttur. Vak\u0131f \u00fcniversiteleri i\u015fte bu yirmi y\u0131lda sermayelerini b\u00fcy\u00fctt\u00fckleri gibi akademik ve idari g\u00f6revlerde \u00e7al\u0131\u015fan emek\u00e7ilerin sorunlar\u0131n\u0131 da hemen ayn\u0131 h\u0131zda b\u00fcy\u00fctmektedir.<\/p>\n\n\n\n

Akademisyenlerin \u00fccret e\u015fitsizli\u011fi<\/em> sorunsal\u0131<\/strong><\/h3>\n\n\n\n

\u00dccret salt gelir gider tablosu olarak anla\u015f\u0131lmamal\u0131d\u0131r. \u00dccreti tek ba\u015f\u0131na ekonomik boyutuyla de\u011fil eme\u011fin de\u011feri olarak g\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc i\u00e7in patriyarkal ve kapitalist sistemdeki anlamlar\u0131na bakmak, sosyal ve s\u0131n\u0131fsal bir olgu olarak da g\u00f6rmek zorunday\u0131z. Bu bak\u0131mdan \u00fccretin temel ya\u015famsal ihtiya\u00e7lar\u0131n rahatl\u0131kla kar\u015f\u0131lanmas\u0131 ihtiyac\u0131yla ele al\u0131nmas\u0131n\u0131n yan\u0131nda hem e\u015f de\u011fer i\u015fe e\u015fit \u00fccret gere\u011fi hem de cinsiyet temelli bir e\u015fitlik perspektifiyle ele almal\u0131y\u0131z.<\/p>\n\n\n\n

Vak\u0131f \u00dcniversiteleri\u2019nde en bilinen hak kayb\u0131 akademisyenlerin ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 \u00fccret e\u015fitsizli\u011fi sonucu ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r. \u0130lgili yasada \u00e7ok a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde devlet \u00fcniversitesi ile vak\u0131f \u00fcniversitelerinde \u00e7al\u0131\u015fan akademik personelin \u00fccretleri e\u015fitlenmeli diye belirtilmesine ra\u011fmen vak\u0131f \u00fcniversitelerinde asgari \u00fccrete kadar indirgenen maa\u015flar s\u00f6z konusudur. Bu e\u015fitsizlik hem yasaya hem de e\u015fde\u011fer i\u015fe e\u015fit \u00fccret kazan\u0131m\u0131na ayk\u0131r\u0131 bir \u015fekilde s\u00fcrd\u00fcr\u00fclmektedir. Bu konuda akademisyenler, sendikalar ve dayan\u0131\u015fma a\u011flar\u0131 vas\u0131tas\u0131yla seslerini duyurmaya ve hak ihlalinin ortadan kald\u0131r\u0131lmas\u0131na d\u00f6n\u00fck m\u00fccadeleler ve kampanyalar olu\u015fturuyorlar. <\/p>\n\n\n\n

\nhttps:\/\/twitter.com\/vudameclis\/status\/1700518928835903959?ref_src=twsrc%5Egoogle%7Ctwcamp%5Eserp%7Ctwgr%5Etweet\n<\/div><\/figure>\n\n\n\n

Kad\u0131n akademisyenlerin u\u011frad\u0131klar\u0131 ayr\u0131mc\u0131l\u0131klar<\/strong><\/h3>\n\n\n\n

\u00dccret e\u015fitsizli\u011finin yan\u0131 s\u0131ra en \u00e7ok ya\u015fanan sorunlardan birisi de kad\u0131n \u00e7al\u0131\u015fanlar\u0131n ve akademisyenlerin u\u011frad\u0131klar\u0131 ayr\u0131mc\u0131l\u0131klard\u0131r. \u0130\u015fe al\u0131mlardan terfilere, terfilerden istihdam s\u0131ras\u0131nda ya\u015fanan cinsiyet ayr\u0131mc\u0131 uygulamalara kadar \u00e7ok ba\u015fl\u0131kta ele al\u0131nmas\u0131 gereken bir konu olarak kar\u015f\u0131m\u0131zda duruyor.<\/p>\n\n\n\n

Daha \u00f6nce kad\u0131n akademisyenlerle yapm\u0131\u015f oldu\u011fum g\u00f6r\u00fc\u015fmelerde \u00f6zellikle terfi s\u00fcr\u00e7lerinde erkeklerin \u00f6ncelikli g\u00f6r\u00fcld\u00fcklerine dair yakla\u015f\u0131mlar\u0131n sergilendi\u011fi ifade edilmi\u015fti. Bu cam tavan \u00f6rne\u011finde g\u00f6r\u00fcnen o ki kad\u0131n \u00e7al\u0131\u015fanlar ve akademisyenler bu bak\u0131mdan dezavantajl\u0131 bir grup olu\u015fturuyorlar. Bir ba\u015fka konuda kad\u0131n akademisyenlere kimi dekan ve rekt\u00f6rlerin \u201chan\u0131m\u201d diye hitap ederken, erkek meslekta\u015flar\u0131na ise \u201chocam\u201d diye hitap etmeleri. Bu \u00f6rnek de akademide cinsiyet\u00e7i tutumun en somut, en yal\u0131n halini ortaya koyuyordu. Yine ayn\u0131 i\u015fi yapan idari \u00e7al\u0131\u015fanlar aras\u0131nda cinsiyet e\u015fitsizli\u011finden kaynaklanan \u00fccret farklar\u0131 oldu\u011funu \u00f6\u011frenmi\u015ftik<\/a>.<\/p>\n\n\n\n

Akademisyenlere angarya dayatmas\u0131<\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Angarya anayasaya ayk\u0131r\u0131d\u0131r. Buna ra\u011fmen akademisyenler vak\u0131f \u00fcniversitelerinde \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken angarya ve mobbinge maruz kald\u0131klar\u0131n\u0131 ifade ediyorlar. \u00d6zellikle kay\u0131t d\u00f6nemlerinde akademisyenlerin tan\u0131t\u0131m masalar\u0131nda \u00e7al\u0131\u015fmaya zorlanmas\u0131 en \u00e7ok kar\u015f\u0131la\u015f\u0131lan sorunlardand\u0131r. Baz\u0131 evrak, k\u0131rtasiye i\u015flerinin ya da toplant\u0131larda not tutulmas\u0131 gibi i\u015flerin kad\u0131n \u00e7al\u0131\u015fanlardan beklenmesi de yine bir cinsiyet\u00e7i tutumun sonucu ortaya \u00e7\u0131kmaktad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\nhttps:\/\/twitter.com\/iscimahallesi\/status\/1688795386125668352?s=48&t=V29iYJhLEo7-bKAJkQ-G8w\n<\/div><\/figure>\n\n\n\n

\u0130\u015f g\u00fcvencesizli\u011fi ile ilgili sorunlar\u0131<\/strong><\/h3>\n\n\n\n

G\u00fcvencesizlik g\u00fcn\u00fcm\u00fcz \u00e7al\u0131\u015fma d\u00fcnyas\u0131n\u0131n \u201ckanseri\u201d gibi. \u00dcstelik istihdam\u0131n normal g\u00f6r\u00fcn\u00fcm\u00fc bu oldu. 1980\u2019li y\u0131llarda temeli at\u0131lan neoliberalle\u015fme ve \u00f6zelle\u015ftirme furyas\u0131yla daha \u00e7ok g\u00fcndemimize girmi\u015f olan esnek, yar\u0131 zamanl\u0131, evden \u00e7al\u0131\u015fma gibi enformel \u00e7al\u0131\u015fma sistemleri g\u00fcvencesizli\u011fi yayg\u0131nla\u015ft\u0131rm\u0131\u015f, g\u00fcvencesizlik istihdam\u0131n asli bi\u00e7imine d\u00f6n\u00fc\u015fmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Akademisyenler a\u00e7\u0131s\u0131ndan yap\u0131lan i\u015f s\u00f6zle\u015fmelerinin niteli\u011fi ve kimi uygulamalar da bu alandaki g\u00fcvencesizli\u011fi hem do\u011fruluyor hem de peki\u015ftiriyor.<\/p>\n\n\n\n

Hem akademisyenler hem de idari \u00e7al\u0131\u015fanlar bir yandan i\u015f tan\u0131m\u0131na ayk\u0131r\u0131 i\u015f y\u00fcklenmesi, i\u015f y\u00fck\u00fcn\u00fcn fazlal\u0131\u011f\u0131, \u00e7al\u0131\u015fma saatlerinin yasaya ayk\u0131r\u0131l\u0131k ta\u015f\u0131mas\u0131,  mobing, \u00fccret e\u015fitsizlikleri ve cinsiyet\u00e7i uygulamalar gibi sorunlarla m\u00fccadele ederken i\u015fsizlik tehdidiyle kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya kalabiliyorlar.<\/p>\n\n\n\n

\u0130dari \u00e7al\u0131\u015fanlar en ufak hak aray\u0131\u015f\u0131nda i\u015fsizlikle cezaland\u0131r\u0131l\u0131yorlar. En son mesai saatlerinin de\u011fi\u015ftirilmesine itiraz etti\u011fi i\u00e7in Arel \u00dcniversitesi\u2019ndeki i\u015finden \u00e7\u0131kar\u0131lan bir idari personel g\u00fcvencesizli\u011fe kar\u015f\u0131 verdi\u011fi hukuk m\u00fccadelesiyle i\u015fe iade hakk\u0131n\u0131 kazanmas\u0131na ra\u011fmen g\u00f6revine ba\u015flat\u0131lmam\u0131\u015ft\u0131. Yani i\u015fverenler yasay\u0131 uygulamak yerine bedeli neyse \u00f6deriz, yine de i\u015f\u00e7ilere haklar\u0131n\u0131 teslim etmeyiz mant\u0131\u011f\u0131yla i\u015fleri y\u00fcr\u00fctmeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. \u00dcniversiteler m\u00fctevelli ad\u0131 alt\u0131nda aile \u015firketlerine d\u00f6n\u00fc\u015fm\u00fc\u015f, emek\u00e7ilerin aleyhine her t\u00fcrl\u00fc karar\u0131 yasa hukuk dinlemeden ehlikeyf bir tarzda almaya ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131r<\/a>.<\/p>\n\n\n\n

Ba\u015fta vak\u0131f \u00fcniversiteleri ile devlet \u00fcniversiteleri aras\u0131ndaki \u00fccret e\u015fitsizliklerinin hemen giderilmesi, kad\u0131n akademisyenlere ve \u00e7al\u0131\u015fanlara y\u00f6nelik ayr\u0131mc\u0131l\u0131klar\u0131n son bulmas\u0131, i\u015f y\u00fck\u00fcn\u00fcn hafifletilerek angaryan\u0131n ve mobingin ortadan kald\u0131r\u0131lmas\u0131, yap\u0131lan s\u00f6zle\u015fmelerin yasalara uygun olarak yap\u0131lmas\u0131 ve denetlenmesi, g\u00fcvencesizli\u011fin yerini g\u00fcvenceli \u00e7al\u0131\u015fmaya b\u0131rakmas\u0131n\u0131n derhal sa\u011flanmas\u0131 gerekiyor. Sorunlar yuma\u011f\u0131 haline gelen vak\u0131f \u00fcniversitelerinde \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken dayan\u0131\u015fma i\u00e7erisinde olman\u0131n, \u00f6rg\u00fctlenmenin, haklar\u0131m\u0131z\u0131 bilmenin \u00f6nemi her ge\u00e7en g\u00fcn kendini daha fazla ortaya koymaktad\u0131r.<\/p>\n\n\n\n

\u00d6rg\u00fctlenme sorunlar\u0131<\/strong><\/h3>\n\n\n\n

Vak\u0131f \u00fcniversitelerinde \u00e7\u0131\u011f gibi b\u00fcy\u00fcyen bu sorunlara kar\u015f\u0131 \u00e7e\u015fitli \u00f6rg\u00fctlenme ve m\u00fcdahale bi\u00e7imleri geli\u015fmeye ba\u015flad\u0131 ancak hak kay\u0131plar\u0131na, haks\u0131z uygulamalara, i\u015ften \u00e7\u0131karmalara kar\u015f\u0131 teyakkuzda olunsa da \u00f6rg\u00fctlenmenin somut formu maalesef yok. \u00d6rg\u00fctlenmeler istenen seviyede de\u011fil. \u00d6rg\u00fctlenme sorunlar\u0131 \u00e7o\u011fu zaman i\u015f g\u00fcvencesinin yoklu\u011fu ve i\u015ften \u00e7\u0131kar\u0131lma tehditlerinden kaynaklan\u0131yor. \u015eu an birlik, sendika ve dayan\u0131\u015fma a\u011f\u0131 bi\u00e7imindeki \u00f6rg\u00fctlenmeler ise s\u0131n\u0131rl\u0131 say\u0131da. Bu konuda \u00e7al\u0131\u015fan yap\u0131lara bakt\u0131\u011f\u0131m\u0131zda; E\u011fitim Sen<\/a> vak\u0131f \u00fcniversitelerinde \u00e7al\u0131\u015fan akademisyenleri \u00fcye yapmaya ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131. Yine \u00d6zel Sekt\u00f6r \u00d6\u011fretmenleri Sendikas\u0131<\/a> b\u00fcnyesinde akademisyenler \u00f6rg\u00fctleniyor. Vak\u0131f \u00dcniversiteleri Dayan\u0131\u015fma Meclisi<\/a> (V\u00dcDAM) da \u00f6zg\u00fcn bir \u00f6rg\u00fctlenme modeli olarak bu alanda \u00e7al\u0131\u015fmaya, hem akademisyenlerin hem de idari g\u00f6revlerde \u00e7al\u0131\u015fanlar\u0131n sorunlar\u0131n\u0131n duyurulmas\u0131nda \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131na devam ediyor. <\/p>\n","post_title":"Vak\u0131f \u00fcniversitelerinde neler oluyor?","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"vakif-universitelerinde-neler-oluyor","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2023-09-20 10:28:03","post_modified_gmt":"2023-09-20 07:28:03","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=121036","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":121036}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "762"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "191"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

“Gerçeği görüyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!

Feminist ve LGBTİ+ örgütlerin biraraya gelmesiyle kurulan Hepimiz için Anayasa Koordinasyonu "Birbirimizin elini bırakmıyoruz! Hiçbirimizi geride bırakmıyoruz! Anayasa değişikliğine HAYIR diyoruz!" başlıklı açıklamasıyla tüm toplumu...

Hataylılar 6 Ekim’de Meclis’te: #HatayıGör

6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımı yaşayan Hatay'da depremin üzerinden geçen 8 aya rağmen hiçbir şey değişmedi. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi en...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

İşçiden işçiye uzanan bir dayanışma köprüsü: İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı | İşçi Mahallesi

İşçi Yaşamı ve Hakları Vakfı gönüllüleri ile işçi hakları mücadelesini, vakıf gönüllülerinin çalışmalarını, kazanımlarını ve dayanışmayı konuştuk. İşçi mahallesi ismi ile vakfın yayın organı olma...

Saniye Evren
Saniye Evren
83 doğumlu; Gazi Üniversitesi Felsefe Mezunu; felsefe öğretmeni; Sosyalist feminist.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol