İzmir’de bir sığınma evinde kalan Ayşegül, boşanmak istediği kocasının arabasını kurşunlaması sonucu polise başvurduğunu ancak denetimli serbestlikle bırakılan adamın kendisini ve çocuklarını öldürmekle tehdit ettiğini belirtti.
Özarslan boşanmakta olduğu kocası ve tehditleri yüzünden sığınma evinde yaşıyor. Beş çocuğu ve annesi ile yaşan Özarslan kocasının, “Önce çocukları sonra seni öldüreceğim” tehditlerinden sonra bir de büyük tehlike atlatmış. Erkan Uzun’un arabasını kurşunlaması sonucu polise başvurmuş. Geçtiğimiz çarşamba günü meydana gelen olaydan sonra, Erkan Uzun adlı şahıs iki gün ifadeye gitmemiş, cuma günü alınan ifadesinden sonra polis tarafından serbest bırakılmış.
Denetimli serbestliği bulunan şahsın istediği her zaman çevresinde elini kolunu sallayarak gezdiğini belirten Özarslan’a bir sosyal medya grubu aracılığı ile ulaştık.
“Tamamen konu dışı ancak sizler benim ailemsiniz. Ayrılmak üzere olduğum eşim tarafından arabam 5 el kurşunlandı. Ancak adam denetimli serbestlikle bırakıldı, kamera görüntülerine rağmen. Sizden ricam sesimi duyurmama yardım edin. Twitterdan biraz duyurdum gibi ama desteğe ihtiyacım var twitter adım: darrkbluee“ şeklinde bir facebook grubundan yardım isteyen Özarslan’a telefonla ulaştık.
Özarslan boşanma davasının ardından evi toplarken eski kocasının eşyaları arasında silah bulduğunu ve bunu da polise götürdüğünü ancak buna rağmen şahsın serbest bırakıldığını belirtti. Sığınma evinde kalan ve oldukça zor günler geçiren Ayşegül yardım istiyor.
Şahsın kendisinden para istediğini, bunu ailesinin durumu iyi olduğu için rahatlıkla yaptığını söylüyor Özarslan. “Ancak”, diyor, “Verirsem yine isteyecek, hayatım tehlikede.”
Biz bunları çok duyduk. Biz her yıl yüzlerce kadının ölümüne sebep olunduğunu gördük, denetimli serbestlik ile, korunması sağlanmayan kadınların ölümüne göz yumduk.
Biliyoruz ki; Türkiye’de kadın cinayetlerinin pek çoğu denetimli serbestlik halinde dolaşabilen eski kocaların, eski sevgililerin, yetkililer tarafından ciddiye alınmaması ile gerçekleşiyor. Biz biliyoruz ki; kadınlar yalnız değil ve sesleri duyulduğu zaman yaşamak için bir şans elde edebiliyorlar. Biz biliyoruz ki, kadın dayanışması ve hak direnişlerinin sonu hep başarıdır.
Yeterince üzerinde durursak, Ayşegül ve çocukları, bir caniliğin kurbanı olmayacak. Kadın cinayetleri politiktir. Kadın cinayetlerine sessiz kalmak katile eşitliktir.
Şimdi her şey için çok geç olmadan, Ayşegül’ün sesine ses olmalıyız!
Davalar, 17–19 Haziran tarihlerinde görülecek.