İspanya’nın Endülüs Eyaleti’ne bağlı Granada şehri, Avrupa’nın en yüksek dağları arasında gösterilen Sierra Nevada’nın eteklerinde kurulmuş bir vadi kentidir. İspanya turizminin önemli bir parçası haline gelmiş bu şehir, Romanların büyüleyici flamenko gösterileriyle birçok insanı kendine çekmektedir. Genellikle Romanlardan oluşan renkli topluluk, 1500’lü yıllardan itibaren Sacromonte Kayası‘nda yaşamaya başlayıp koca bir kayayı kendilerine sınırsız bir dünya yapmışlardır.
Şimdilerde bu kayadaki minik mağaraların içinde birçok milletten, renkten, kültürden insan kendi rengarenk yaşam alanını yaratmış durumda. Özgürlüğün ve çeşitliliğin sembolü haline gelmiş bu mağaradan evler, mütevazı ve sade görünümünün ardında çok kullanışlı bir sisteme sahip. Kapıların üzerindeki güneş panellerinden sağlanan elektriğin asla boşa harcanmayıp sadece gerek olduğu durumlarda kullanılışı, çeşme suyunun minimum düzeyde evler arasında bölüştürülmesi doğaya karşı sorumlu bir yaşam algısının hakim olduğunun göstergesi. Yiyecekler, mağara sakinlerinin ortak emekleriyle oluşturulmuş topluluk bostanından sağlanıyor ve birçok faaliyet ortak yaşam felsefesiyle hayata geçiriliyor.
Bazı mağara sakinleri, köpek ya da at dostlarıyla birlikte günlerini geçiriyor. Yaklaşık 30-40 kişilik bu rengarenk topluluk; kendilerini göçebe, Roman ve hippi olarak tanımlayan çok çeşitli ırk ve milletten insanı barındırıyor. Müzikleriyle, sanatıyla kendi kültürlerini birbirlerine aktaran insanlar Sacromonte Kayası’nda paylaşmanın ve kardeşliğin resmini çiziyor. Mağaraları benzersiz bir dünya haline getirmiş insanlar, şehirlerin tüketim temelli algısına lanet edip kendilerini sürdürülebilir bir yaşamın ferahlığına bırakmanın keyfini sürüyor.
Ziyarete gelen yolculara ise her daim kapıları açık ve yeni insanlar tanıyarak onlarla zamanlarını paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorlar.
Şehrin boğuculuğundan uzakta yaşamak, üretmenin ve kardeşliğin hakim olduğu rengarenk bir evrene dalmak, birçok insan için adeta bir ütopya haline gelmişken Sacromonte Mağaraları tüm gerçekliğiyle ve güzelliğiyle bize gülümsüyor.
Granada şehrinin mağaralarla kaplı tepeleri
Mağaraların içinden bir görünüş
Romanya’dan gelmiş Sorina yemekleri hazırlıyor
Rengarenk bir Roman mağarası
İspanya’dan gelen Tania ve köpek dostu Wanda bostana yeni bitkiler dikiyor
Kanarya Adaları’ndan Luis
Mağaraları ziyarete gelen Anais
Granada şehrinin en önemli tarihi yapılarından biri olan Elhamra Sarayı
New York’tan Granada’ya taşınan Irit
Kapıların üzerinde bulunan güneş panelleri
Ella Senegal’den gelmiş bir Roman
Bazı mağara sakinleri atlar ve midilliler ile birlikte yaşıyor
Romanya’da gelen Iwan, sinema bölümü mezunu
Müzik topluluğun önemli bir parçası
Ortak emeklerle oluşturulan topluluk bostanı yegane yemek kaynağı
Topluluğun ortak kullanımına açılmış portatif tuvalet
Kaynak: The Plaid Zebra
Hazırlayan:Esra Aydın