İstanbul’da 13’üncüsü gerçekleşen Onur Yürüyüşü’nde ilginç anlar yaşandı. İstanbul Valisi bir son dakika golü attığını düşünerek “yürüyüş için izin alınmadığını, etkinliğin bu sebepten provakasyonlara açık olacağından toplanan grupların ikaz edildiğini, dağılmayan gruplara müdahale edildiğini” açıkladı. Ancak valinin son dakika golü gol olamadı, ofsaytta kaldı.
İstanbul’daki Onur Yürüyüşü’nün saat 17:00’da İstiklal Caddesi Tünel’de başlaması planlanıyordu. Buluşmaya başlayan ilk gruplara ilk müdahale, henüz yürüyüşten çok önce saat 16:30’da gerçekleşti. Sıraselviler’den Taksim Meydanı’na gelen TOMA ve çevik kuvvetin başlattığı müdahale ile gruplar kısa süreli dağıldı. Müdahaleye sessizlik ile cevap veren özgürlükçü topluluk kısa süre içinde yeniden toplandı. Gün boyunca süren müdahaleler gece 23:00’da yapılan Onur Haftası kapanış partisine polisin biber gazı atması ile son buldu.
Vali Vasip Şahin resmi kayıtlarda valinin sağlık kurumlarına yönlendirilen yaralı olmadığı belirtilse de sosyal medyadan edinilen bilgilere göre üç kişi yaralandı. Yaralılardan biri TOMA’nın sıktığı tazyikli su nedeniyle metrelerce sürüklenerek, diğer iki kişi ise Mis sokak girişinde polisin attığı biber gazı kapsülünün başlarına isabet etmesi nedeniyle yaralandı. Yaralılardan birinin sarı basın kartlı bir gazeteci olduğu fotoğraf karelerine yansıdı.
Nerdesin Aşkım? Burdayım Aşkım!
LGBTİ bireylerin Amerika’da başlattığı Stonewall Ayaklanması’nın yıldönümünde kutlanan Onur Haftası’nın sonunda bir de Onur Yürüyüşü gerçekleşiyor. Türkiye’de ilk defa 2003 yılında yapılan Onur Yürüyüşü de dahil olmak üzere 13 yıldır hiçbir yasak ve engelleme ile karşılaşılmamıştı. Ancak bu yıl nedense Ramazan ayı hassasiyeti adı altında bir komedi söz konusu oldu. İnsanların oruçlu ve hassas olduğunu belirten Vali, yürüyüşün yasal olmadığını açıkladı.
Bu hassasiyet neden? İnsan gerçekten merak ediyor. Acaba oruçlu bir erkeğin gey biri insan gördüğü zamanki duyguları ne yönde değişiyor? Peki ya oruçlu olmayan bir erkek gey bir insan gördüğünde ne oluyor? Bir ihtimalde de oruçlu bir kadın bir lezbiyen ile karşılaşıyor. Oruçsuz bir kadın ile karşılaşan bi lezbiyen sizce ne düşünüyor?
Bunlar ne kadar da saçma sorular! Oruçlu olmakla, aylardan Haziran olması ve İslam dininine göre Ramazan ayında bulunmamızın; halka açık sokaklarda halk adlı oluşumun bizzat kendisini oluşturan kişilerin bir araya gelmeleri arasında bir bağ kurmak mümkün değil.
“Hocam LGBTİ orucu bozar mı?”
7’nci yüzyıldan beri inanılan İslamiyet nedense Türkiye’de yaşayan insanlar tarafından pek hazmedilmemiş gibi görünüyor. Yıllardır her ramazan dönemi televizyon kanallarının bir numaralı reyting kaynağı ve ilgi odağı hâline gelen iftar ve sahur programlarında ise çok can sıkıcı bir durum var: Hocam “……” orucu bozar mı?
Vali’nin açıklaması da “LGBTİ orucu mu bozuyor ki?” sorusunu getiriyor akıllara. Bu insanlar oruçlu oldukları için neyi yapamıyorlar da hassasiyet nedeniyle bir organizasyon polis şiddeti ile karşı karşıya kalıyor?
Toplumsal bir hoşgörü tavrı olarak, oruçlu insanların yanında daha az yiyip içeriz, daha az yemek hakkında konuşuruz. Bu, hassas (aç, susuz, yorgun) olduklarından dolayı iyice canları yemek çekmesin, nefislerine hakimiyetlerine engel teşkil etmeyelim diye sergilenen bir davranış. LGBTİ bireylerin ve onların özgürlüklerini isteyen herkesin sokakta olmasını engellemeye çalışmak da bu sebeple manidar. Acaba oruçlu insanların hangi hassasiyetlerine dokunuyor sokaktaki bu cıvıl cıvıl ve tek derdi özgürce yaşamak, sokaklarda öldürülmeden darp edilmeden dolaşabilmek olan insanlar?
Hocam sanırım LGBTİ orucu bozuyor.
Helak olacağız, hem de Lut kavmi gibi!?
Onur Yürüyüşü’ne tehditkâr paylaşımları da sıkça gördük. Ahlak çıtasının ülke sınırlarından bir farkı olmadığını öğrenmek için daha kaç çocuk ölecek, kaç evde ocak sönecek ve kaç dram daha baş gösterecek bilmiyorum. Ancak bunların hiçbiri gökkuşağının umrunda değil. Gelecek güzel ve özgür günleri rengarenk bir iple çekiyoruz adeta! Herkes istediği kişiyle sevişir ahlak kelimesi bu demek değildir! Batsın, batsın, ahlakınız batsın!
Ülkede binlerce çocuk henüz çocukluktan çıkmadan zorla, töre ve gelenekler adına evlendirilirken, ülkede din hocası tanınan bir adam çıkıp 6 yaşındaki kız çocuğu da evlenir derken, dini önderlik yarışındaki bazı adamların küçük kız çocuklarına tecavüz ettikleri ortaya çıkarken hiçbir olaya karışmayanlar, bu sapkınlıklardan midesi bulanmayanlar nasıl oluyor ise LGBTİ bireylerin özgürlük mücadelesinden tahrik oluyorlar.
Bu korku imparatorluğunda, diktatörden korkmayanlardan çok korkuyorlar! Ahlaklı ama hırsız olsak daha mı iyi ayol…
Onur Yürüyüşü yobaz algılara, “ahlak” tartışmalarına, yaralananlara, biber gazına, TOMA’ya ve hatta çevik kuvvete rağmen resmen muhteşem geçti. Gaia Dergi’yi Onur Yürüyüşü’nde temsil eden arkadaşlarımız Burak Avşar, Sasun Bazaryan ve Yeşim Özbirinci‘den Onur Yürüyüşü enstantaneleri…
Kaynak: Gerçek Gündem
Başlık Görseli: © Çağdaş Erdoğan