Ana SayfaYaşamFeminizmBu ülkede erkekler tecavüz etmesin, yeter mi?

Bu ülkede erkekler tecavüz etmesin, yeter mi?

-

Bu toplum, tecavüzü meşrulaştıran ataerkil toplumdur. Bu toplum, tecavüz için hep bir sebebi olan erkeklerin narsistlik libidolarının toplamıdır. Bir kadına mini eteğinden tecavüz eden, bir başka kadına erile uygun olmayan bir saatte sokakta olduğundan tecavüz eden bir tecavüz toplumudur, bu toplum.

Erkeklerin bitmek bilmeyen iktidar hırsı kendi erklerini lağvetmelerine engel olurken kadınlardan “benim rızam olmadan bana dokunamazsın” muarız sesleri yükseliyor artık.
Peki, erkekler zor kullanmayıp tecavüz etmeseler rızanın tüm hallerini karşılamış olabilirler mi?

Örnegin; tecavüz değil, fakat açıkça bir rıza ile yaşanılan ilişki esnasında yırtık bir prezervatifle kadının içine boşalabilir mi bir erkek?

Tecavüzün derin yaralar açtığı bu ülkede bu örneği atipik karşılayacak olabilirsiniz fakat kadınların üzerinde durduğu rıza kavramının karşılığı tecavüz etmeyin yeter ile karşılanamaz, kanımca.

Wikileaks’ın kurucusu ve başeditörü Julian Assange 2010 yılının Ağustos ayında İsveç’te yırtık bir prezervatifle kadının içine boşalıyor ve kadının şikâyeti üzerine bu olay uluslararası bir sorun haline geliyor. Bu olay feminizmle ele geçirilmiş İsveç’te tecavüz ve cinsel saldırı suç yasalarına uygun görülürken, Amerikan sağı bu olayı İsveç’in sapkın yasalarının tuhaf bir sonucu olarak yorumluyor. Oysa çoğu feminist “siyasi kimliğinden dolayı Assange’in herhangi bir imtiyazdan yararlanamayacağını” dile getiriyordu.

Amerikan solu onların ifadesiyle ilericilerin Milletvekili Josefin Brink ise şunları söylüyordu; Assange’a herhangi bir zanlıya davranıldığı gibi davranılmalı. Üstelik bir insan hoş, zeki ve aynı zamanda tecavüzcü de olabilir.”

Assange auc

Assange olayı, farklı sesleri beraberinde sürüklerken ben bu olayın bu ülkede yaşandığını hayal ediyorum. Sağımızın solumuzun birbirine karıştığı bu ülkede zor kullanmadığı gerekçesiyle Assange yasal bir sürece maruz bırakılmaz mıydı, yoksa İsveç yasaları gibi rıza kavramı üzerinde durup kadının mağduriyetine mi karar verilirdi?

Ben bir kadın olarak açıkça İsveç yasalarına tarafgir duruyorum. Yapmamız gereken şey, bu olayı hükûmetlerin tecavüze uğrayan vatandaşlarını koruma düzeyini yükseltmek için bir fırsat olarak değerlendirmesini sağlamak.

Büyük amaçlar uğruna sağ geleneğin kadınların haklarını çiğnemesine direnmeli ve bu sağ geleneğin yaydığı kötü kokulara engel olmalı. Çünkü ilişkiye açıkça rıza göstermek ilişkinin her safhasına rıza beyanı olamaz. Erkeklerin zor kullanmadığı her hâl kadının rızasında karşılık buluyor olamaz.

Yine de bu ülkede rıza kavramı muarız ses olarak kalmayıp kendi değerini bulabilir mi yoksa bu ülkede erkekler tecavüz etmesin yeter miydi?

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...
Eda Ünal
Eda Ünal
Samsun doğumlu. Cumhuriyet Üniversitesi Kamu Yönetimi bölüm mezunu. Doğayı ve renkleri sevmekte. Kitap tutkunu.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol