Ana SayfaYaşamKadınOkuyucularımızdan gelenler: Kadınlar hiçbir şeydir

Okuyucularımızdan gelenler: Kadınlar hiçbir şeydir

-

Kadınlar hiçbir şeydir. Evet evet, tam olarak hiçbir şeylerdir. Yuvayı yapan, şefkat veren, kuşakları eğitecek olan, aileyi temsil eden, namusu simgeleyen, devletlerin vitrini/podyumu değillerdir. Nitelendirildiğimiz her bir sıfat, atfedilen her bir görev yine ve yeniden sadece aracı olduğumuzu, niteliklerin devrini sağladığımızı meşrulaştırır.

Çiçek olduğumuzu, naif/hassas olduğumuzu, mental boyut dışında fiziken güçsüz olduğumuzu, “kadın/kız gibi yapma” tavırlarda olduğumuzu, korunma/sahiplenilme duygusuna aç olduğumuzu ve daha sayamadığım binlerce etiketi biz içselleştirdikçe; sindirilmeye mahkum olacağız!

Hayır çiçek değiliz! Sararıp, solmaya, güneşi görünce açmamıza gerek yok bizim, meselemiz erkek veya erkeklik de değil. Meselemiz “erk”lik. Daima koruma kılıfıyla sunulan baskıyla derdimiz.

Doğası gereği güçsüz varlıklar da değiliz biz! Eğer “el alem ne der” demeseydi ailemiz, memelerimizi sallaya sallaya, biri görecek “ayıp” diyecek korkusuyla büyümeseydik eğer, “kız gibi koşuyorsun oğlum!” anlamını edinemeyecekti. Bacak kıllarımızı almak gibi sadece kadından beklenen bir toplu baskı olmasaydı, derimizi yüzmez, bilgisayar tamir ederdik belki de. Mühendis sınıfları erkek dolup taşmazdı da hep beraber ilerlerdik belki. Pipinin işemekten başka işlevinin bilinmediği yaşta, eşraf tarafından öne çıkarıldığı gibi vajina da gururla konuşulsaydı yan yana yürüyebilirdik belki.

Bu yazı feminizmden bağımsız, “doğası gereği”, “doğal olarak”, “doğal”, “norm”, “normal” kelimelerinin içi boş iticiliğinden iç dökmek için yazılmış bir yazı. “Kadınım” diyen, hakkı olanı yaşayamayan bir coğrafyadan kadının hissettikleri sadece.

Hepimizin feminist olmasına gerek yok, feministlerin de isyancı, erkek düşmanı görülmesine gerek yok. Sadece dilerim hepimiz insan haklarını bilecek duruma erişebiliriz.

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi olarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde –ne yazık ki- yaşanan baskı otoritesi gösterişininden fiziken ve ruhen etkilenmiş tüm arkadaşlarıma ithafen yazmış oldum bu yazıyı..

Hazırlayan: İlke Deniz Karakaş

SON YAZILAR

Vakıf üniversitelerinde neler oluyor?

Üniversiteler tüm bileşenleriyle, emeğin ve bilginin kendini her an yeniden var ettiği mekânlardır. Üniversiteler eskiden beri hep toplumun aklı ve vicdanı olarak görülmüştür. Bu günlerde...

EŞİK: Kadın ve kız çocuklarını hayattan koparamayacaksınız, ev köleleriniz yapamayacaksınız

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) kız çocuklarının okullaşmasını teşvik adı altında, kız okullarının açılması yani karma eğitimin baltalanması hakkında açıklama yayımladı. Karma eğitime son vermenin...

Sus(ma)mak! İnan(ma)mak!

Gündem şu an bu iki kavramdan çok da bağımsız bir noktada değil. Size şimdi ufak bir düşünce egzersizi yaptırmak istiyorum. Bana katılabilirsiniz veya eleştirmek istediğiniz...

Kadın, doğa ve kesişen tahakküm: Av ihalelerinden İstanbul Sözleşmesi’ne, Kuzey Ormanları’ndan 6284’e

Hem ekofeminizm hem vegan feminizm kadınların, doğanın ve hayvanların üzerindeki ataerkil kapitalist baskının nasıl ortak sömürü hikayeleri ortaya çıkardığını yıllardır tartışıyor. Üstelik bunu, sadece bu...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol