Endüstriyel tarım, baz istasyonları, her milimde şehirleşme, bağışıklıklarını katleden yapay katıklar… Çiçeğini tozlaştıran, besinini sağlayan hayat borçlu olduğu kutsal canlı arıları yok etmek için neden bu kadar gayret eder insan?
Yaşamımızın bağlı olduğu minik böceğin yok oluş yönünde attığı adımlar ne yazık ki hızlanmakta. Doğal alanlarının tahribatı, böcek ilaçları, parazitler, milenyum çağının batmayan güneşi teknoloji akabinde radyasyon gibi etmenler ile yaşam mücadelesi vermek zorunda kalan arıların durumu, insanın bir eseri. Hayvanlar ile güçlü bir ilişkisi olan sokak sanatçısı Louis Masai Michel, bu tehlike altındaki arıların kurtarılmasını dileyen gönlü ve güçlü resim hakimiyeti ile bir duvar projesi başlatmış. Michel arıların bu ürküten durumuna farkındalık yaratmak için “#Save the bees“i yaratmış.
Daha önceki çalışmaları tehlike altındaki hayvanlardan oluşan Michel, Güney Afrika seyahati dönüşünde arılarla ilgili bir şeyler yapması gerekliliği ile karşılaşmış. ”Koloni Çöküşü Sendromunun” vahim sonucu, sevgisi ve iç güdüleriyle birleşince harap haldeki duvarlar canlanıvermiş. Kent duvarları üzerindeki arılara ilgi büyümüş ve çalışmaları Bristol, Devon, Glastonbury, Hırvatistan, New York, Miami ve New Orleans gibi birçok yere yayılmış.
Sanatçının web sitesi için buraya tıkla.