Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’in de aralarında bulunduğu sekiz insan hakları savunucusu ve iki uluslararası eğitmen 5 Temmuz’da İstanbul’da katıldıkları bir çalıştay sırasında polis tarafından gözaltına alındı. Sekiz insan hakları savunucusu ve iki eğitimci düşünce mahkûmlarıdır, bu sebeple de derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser’in de aralarında bulunduğu sekiz insan hakları savunucusu ile Almanya ve İsveç’ten katılan iki eğitmen, 5 Temmuz sabah saat 10:00 civarında İstanbul Büyükada’da bir otelde düzenledikleri atölye çalışması sırasında polis tarafından gözaltına alındı.
Sekiz insan hakları savunucusu Günal Kurşun (avukat, İnsan Hakları Gündemi Derneği), İdil Eser (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi), İlknur Üstün (Kadın Koalisyonu), Nalan Erkem (avukat, Yurttaşlar Derneği), Nejat Taştan (Eşit Haklar İzleme Derneği), Özlem Dalkıran (Yurttaşlar Derneği), Şeyhmus Özbekli (Hak İnsiyatifi), Veli Acu (İnsan Hakları Gündemi Derneği) ve beraberlerindeki iki eğitmen Peter Steudtner ve Ali Gharavi hala gözaltında.
Bu on kişi, Türkiye yasalarına aykırı bir şekilde 28 saat boyunca kimseyle görüştürülmeden ve gözaltıları hakkında yakınlarını bilgilendirmelerine izin verilmeden gözaltında tutuldu. Avukatlarını görmeleri de, yine Türkiye yasaları ihlal edilerek, 24 saati aşan bir süre boyunca engellendi. STK’lar 5 Temmuz akşamında Büyükada’da tutuldukları yerin bilgisine ulaştı. Yetkililer aynı gece sekiz insan hakları savunucusunu başka yerlere nakletti ve yine, 6 Temmuz günü saat yaklaşık 15:00’a kadar nerede tutulduklarını doğrulamayı reddetti.
Ancak bundan sonra avukatların tutuldukları dört farklı polis gözaltı merkezlerini ziyaret etmesine izin verildi. Gözaltına alınan 10 kişi de “silahlı terör örgütü üyeliği” şüphesiyle tutuluyor. Bu temelde yedi gün boyunca gözaltında tutulmalarına yetki verildi. Daha sonra 11 Temmuz’da bu süre yedi gün daha uzatıldı.
Uluslararası Af Örgütü sekiz insan hakları savunucusu ve iki eğitmene yönelik bu gözaltıların keyfi olarak uygulandığını ve “silahlı terör örgütü üyeliği” şüphesiyle sorgulanmalarının temelsiz ve saçma olduğunu belirtiyor. Bu kişiler düşünce mahkumudur.
Türkiye yetkililerini insan hakları savunucuları Günal Kurşun, İdil Eser, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Özlem Dalkıran, Şeyhmus Özbekli, Veli Acu ve iki uluslararası eğitmen Ali Gharavi and Peter Steudtner’ı derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaya çağırıyoruz.
İmza kampanyamızı imzalayın veya taleplerimizin yer aldığı mektuplarınızı aşağıdaki adrese gönderin:
Sn Bekir Bozdağ
Adalet Bakanı
Adalet Bakanlığı
06659 Ankara, Türkiye
Fax: +90 312 419 33 70
Email: [email protected]
Ek Bilgi
İnsan hakları savunucularına ve eğitime kolaylaştırıcılık yapan uluslararası eğitimenlere yönelik yapılan gözaltılar, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Türkiye yetkilileri tarafından başlatılan ve giderek artan baskı ortamında gerçekleşti. En az 50 bin kişi tutuklu yargılanmak üzere cezaevlerine sevk edilirken, 100 bini aşkın kamu çalışanı mesleklerinden ihraç edildi. Yetkililer medya ve sivil toplumda eleştirel sesleri hedef aldı; darbe girişiminden bu yana en az 130 gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alındı, yüzlerce medya kuruluşu ve STK ise kapatıldı.
Sadece bir ay önce, 6 Haziran 2017’de saygın bir insan hakları savunucusu ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç haksız bir şekilde “Fethullahçı Terör Örgütü” üyeliği ile suçlanarak gözaltına alındı. 9 Haziran’da ise tutuklu yargılanmak üzere cezaevine sevk edildi. Uluslararası Af Örgütü, hakkındaki tüm suçlamaların düşürülmesi ile derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor. YK Başkanımız Av.Taner Kılıç’ın derhal serbest bırakılması için başlattığımız acil eyleme ulaşmak için tıklayınız.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye yetkililerine ifade özgürlüğüne ve muhalif görüşlere yönelik saldırıları sonlandırmaları, medya ve sivil toplum çalışanlarının meşru çalışmalarını barış içinde ve korku duymadan sürdürebilmelerine izin vermeleri için çağrıda bulundu.
Keyfi gözaltılar uluslararası hukuk tarafından yasaklanmıştır. Keyfi gözaltına alınmama hakkı, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 9. Maddesi’nde tanınmıştır. “Keyfiyet” kavramı, uygunsuzluk, adaletsizlik, öngörü eksikliği ve gerekli hukuk prosedürünün uygulanmaması gibi durumların yanı sıra, mantığa ve ihtiyaca uygunluk ve orantılılık unsurlarını kapsamaktadır.