Bazı girişimciler büyük şehirlerdeki hava kirliliğine karşılık şişelenmiş temiz hava satıyor. Birçoğu ise yakaladıkları başarıdan dolayı şaşkın.
Max Planck Kimya Enstitüsü’nün verilerine göre, Çin’de her yıl bir milyondan fazla insan hava kirliliği yüzünden hayatını kaybediyor. Verimsiz tarım ürünleri, iptal olan uçuşlar ve trafik yasakları da hava kirliliğinin diğer önemli sonuçları arasında.
Hava kirliliğine çare bulamayan Pekin ve Şanghay sakinleri, tanesi 20 dolara satılan temiz hava şişelerinden alıyor. Kanadalı üreticilere göre 1 litre oksijen 150 kez solumak için yeterli.
Kanada menşeili Vitality Air adlı şirketin kurucularından Moses Lam, şirketinin yakaladığı başarıya kendisi bile şaşırmış. Lam, CVC adlı televizyon kanalına verdiği röportajda bu işe eğlence amacıyla başladığını; fakat üretilen ilk 100 şişenin dört günde tükenmesinden sonra bunu profesyonel bir işe dönüştürdüğünü söylüyor.
Vitality Air Çin’in yanı sıra Hindistan’a, Kore’ye ve Vietnam’a da şişelenmiş temiz hava satıyor. Şirkete bağlı yirmi çalışan, iki haftada bir Kanada’da bulunan Rocky Sıradağları’na giderek yüzbinlerce litre temiz hava topluyor. “Kanada’da türünün ilk örneği olan Banff Ulusal Parkı’ndan toplanan temiz hava en çok satan ürünümüz” diyor Lam. Havanın sadece yüzde 20’si saf oksijenden oluştuğu için toplanan havanın sıkıştırılıp saflaştırılması gerekiyor. Lam, bu değerli ürünün raf ömrünün de çok sınırlı olduğunu ve şişelerdeki temiz havanın bir veya iki yıl içinde tüketilmesi gerektiğini söylüyor.
Sidney menşeili Green & Clean adlı şirket, şişelerini Kasım 2015’ten beri Mavi Dağlar’dan veya Gold Coast’tan topladığı Avustralya havasıyla dolduruyor. Şirket en az 4 bin şişe ve üzeri siparişleri kabul ederek yüzbinlerce dolar değerinde satış yapmayı garantiye alıyor. Şirketin başlıca müşterileri Asya ülkeleri olsa da, Almanya da potansiyel pazar olarak görülüyor. Son zamanlarda yaşanan dizel kriziyle kanıtlandığı üzere Alman araba üreticilerinin, şehirlerin ve yerel belediye meclislerinin hava kirliliğini azaltma çabaları pek de etkili olmuş gibi görünmüyor.
Araştırmacılar bir süredir, havadaki oksijen miktarının nefes almamız için gerekli olan miktarın altına düşmesi durumunda kullanılmak üzere alternatifler bulmaya çalışıyor. Berlin Max Delbrück Moleküler Tıp Merkezi (MDC)’nin elde ettiği bulgulara dayanarak oksijen tüketiminin sınırlandırılması fikri üzerinde duruluyor. Bilim insanları çıplak kör farelerin havasız yeraltı yuvalarında uzun süre yaşayabildiğini keşfetti. Yapılan deneylerde bu farelerin dakikadaki nabızlarını 200’den 50’ye düşürerek ve bitki köklerindeki fruktozları emerek beş saat boyunca hayatta kalabildikleri bulundu. Bilim insanları şimdi bunun insanlar için de mümkün olup olamayacağını araştırıyor.
Kaynak: DW