Bitik, rap sanatçısı, şair ve yazar Kate Tempest’in Eray Kahya tarafından Türkçeye çevrilen ilk oyunu. Eray Kahya’nın çevirmenliğinin yanı sıra yönetmenliğini de üstlendiği Bitik, 29 Eylül’de Türkiye prömiyeriyle KarmaDrama’da tiyatroseverlerin karşısına çıkacak.
Damla Özen ve A. Togay Kılıçoğlu’nun 2009 yılında kurdukları KarmaDrama, seyircileri için güzel bir sezona hazırlık yapmış. Seyircisine büyük değer veren ekip, onları memnun edecek bir oyun ve oyuncu kadrosuyla izleyicilere kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Bitik, Londra’da yaşayan üç arkadaşın seçimlerine tanık olduğumuz bir oyun. Tek tek ya da hepsi, bizim içimizde yaşamış veya yaşıyor olabilir. Kendini gerçekten bitik hisseden insanların hikâyesi demek hiç yanlış olmaz.
Belki uzun zamandır dinlediğiniz ya da susturmaya çalıştığınız iç sesinizi bu insanlardan dinleyebilirsiniz. Günümüzdeki sıkça karşılaştığımız, arada kalmış, seçimlerinden mutsuz, heyecansız bir hayata sıkışmış insanların hikâyesi. Bizden birilerinin… İçimizde yaşayan bu insanları, eleştirel bir tarzla ele almış. Aslında izlediğimiz bir şehir trajedisi…
İşlerinden zevk alamayan, idealleri köreltilmiş, kendisini faydasız görmeye başlayan insanlar. Aslında çağımız insanının içinde bulunduğu durumu yüzümüze çarpan karakterlerden oluşan bir hikâye. Onların da hayalleri, değiştirmek istedikleri hayatları var. Bizler de bu hayatlarını “yoluna sokmak” isteyen insanların ruh hallerine tanık oluyoruz. Mutlular mı? Hayır. Ama sıkıştığınız bir hayattan mutsuz olsanız bile kurtulmanız o kadar kolay olabilir mi? Belki de şikayet ettikleri hayata şans vermenin yolu farklıdır…
Kesinlikle kendinizi, en azından çevrenizdeki insanlardan birkaçını bulacağınız size hiç de yabancı gelmeyecek hayatları anlatan bir oyun Bitik. Hem büyümeyen yetişkinlerin hem de genç olmak için fazlasıyla yaşlanmış insanların hayatlarından kesitler sunuyor. Oyun bittikten sonra terapiden çıkmış gibi hissedeceksiniz ve bu çok farklı bir deneyim olacak.
KarmaDrama ve Bitik hakkında Damla Özen ile kısa bir sohbet gerçekleştirdik…
”2013 Gezi bize çok büyük bir umut getirdi. O zaman hepsine sarıldık. Sahnemizi açmamız için bizi harekete geçirmişti.”
KarmaDrama hakkında biraz bilgi verebilir misiniz ?
Bir tiyatro kurma fikri, daha tiyatro okurken vardı. Bunun hayata geçmesi Togay ile hayatlarımızın kesişmesiyle 2009’u buldu. KarmaDrama ismi, Togay’ın fikriydi ve bana da cazip geldi. Farklı disiplinlerin bir arada olmasından geliyor. Prömiyerini yapacak Bitik oyunu ile 11. projesi hayata geçmiş olacak. Bu sene 4 yeni oyunumuz var. Bitik, Türkiye prömiyeri. Çevirmen ve yönetmen Eray Kahya bize oyunu getirdi. Daha genç kuşak seyirciye de hitap eden bir yapısı var ve şu anki dünya düzeninde hepimizi rahatsız eden şeyleri dert edinmiş bir oyun. Bu da bizi heyecanlandırdı. Türkiye prömiyerlerini de seviyoruz herhalde…
Ateş, Yiğit ve Zeynep üç genç oynuyorlar. Yaş grubu da değişince bizim için şahane oldu. Geçen sene seyirci tarafından çok sevilen, Togay Kılıçoğlu’nun yönetmenliğinde, usta oyuncular Gülsüm Soydan ve Murat Altınok’un oynadığı, Zeynep Kaçar’ın yazdığı “Bu Anlamlı Günde” oyunu bu sene de devam ediyor. Aytül Hasaltun’un kendi koreografi ve yaratım sürecini oluşturduğu, Sonu Yok isimli anlatı performansıyla 11 Kasım’da bir prömiyerimiz daha gerçekleşecek. Aristofanes, Eşek Arıları, Togay’ın yönetmenliğinde, 9 kişilik kadrosuyla (Bitik ekibi, Hazal, Işıl, Doğa, Gülsüm, Tuğba) Kasım’da sahnede olacak.
Togay ile ikimizin tiyatroyu ilk kurduğumuzda, bunu bir gün yapalım dediğimiz, Erasmus’un Deliliğe Övgü kitabı var. İyi ki bu zamana kalmış diyoruz çünkü 2017’de biraz daha farklı bakış açısı kazandı bizim için. Nuri Görsev oynuyor ve ben Eşek Arıları oyununda olduğu gibi Togay’a asistanlık yapıyorum. Önce sahnesiz, çeşitli sahnelerde dolaşarak devam ettirdiğimiz yolculuğumuzu, sahneyi açtıktan sonra raflara hayallerimizi koyduğumuz bir yaşam alanına çevirdik. Neden kendi tiyatromu bu kadar istedim ? Ben çok hayalci oldum bazen gerçek hayat çok acıtıcı olabiliyor. Bununla baş etmenin yolunu severek yaptığım, hayatımın bir parçası olan tiyatroda buldum.
Atölyeler bu sezon da devam ediyor mu ?
Eğitimler bu sene de var. Çocuklarla drama ve tiyatro, yetişkinlerle oyunculuk atölyelerimiz var. Ek olarak, daha profesyonel oyunculuk kariyeri yapmak isteyen kişilerle çalışmalar yapacak KarmaDrama Ekol olacak. Okul sisteminde, kendi sanat anlayışımız, konservatif eğitimlerimizle kendimize göre süzdüğümüz şeyleri aktarabileceğimiz, tekrar inşa edebileceğimiz bir çalışma alanımız var. Hobi sınıflarımız mevcut. Geri dönüşüm ile ilgili farkındalık projemiz olan TAP derneği (atık pil derneği) ile işbirliğimiz devam etmekte.
”Alışveriş merkezlerini sevmiyoruz. AVM’lere karşı AVR’ler yarattık.”
Bu kadar fazla oyunun bu senede olması planlı mıydı, öyle mi gelişti?
Sahnenin bir sorumluluğu vardı. İlk sene zorlandık çünkü hem oynuyorduk hem yönetiyorduk. İşletmeyi de bilmek gerekiyor. Gönül ister ki bağımsız olsun, işletmecisi farklı olsun ama olmadı. O yüzden geçen sene oynamayalım, mola verelim dedik. Ben televizyonda da olmadım. Sakinleşince hayallerimizin dördünü de raftan indirelim dedik. 2013 Gezi bize çok büyük bir umut getirdi. O zaman hepsine sarıldık. Sahnemizi açmamız için bizi harekete geçirmişti. Sonrasındaki sertleşen tavır, dünyanın geldiği nokta bu tırmanan aç gözlülük birden bizi yavaşlattı.
İnsanların bastırılması, eylemlerin azalması… vs. sanki biçare kaldık. Yükümüzü de biraz hafiflettik. Şimdi sahneye daha iyi tutunduk. Bu benim şahsi fikrim. Togay belki farklı düşünüyordur. Yarın ne olacağımız belli değil, ne istiyorsak yapalım diye düşündük. Bu sene ilk defa tanıtım ve PR için Gizem Ceren Piri ile çalışıyoruz. Geri dönüşüme önem veren bir mekanımız var. Küçük hayallerimizi buraya konduruyoruz. Alışveriş merkezlerini sevmiyoruz. AVM’lere karşı AVR’ler yarattık. ‘’Alışveriş Raflarımızı’’ oluşturuyoruz. Arkadaşlarımızın el emeklerini koyarak dayanışma sergiliyoruz, Ovacık’tan ballarımız geldi, nohutlar fasulyelerimiz de yolda…
Bitik oyunu, çok genç ve dinamik bir ekibin elinde yeşermiş. Biraz da ekibi tanıyalım ve oyun hakkında onların görüşlerini alalım…
Yiğit Yalkın
Hacettepe Üniversitesinde tiyatro okudum. Devlet tiyatrosunda birkaç sene çalıştıktan sonra İstanbul’a yerleştim. Reklam, sinema, televizyonda birkaç projede yer aldım. İstanbul’da çok fazla tiyatro yapma şansım olmadı. İlk defa İstanbul’da yerleşik bir oyunda yer aldım. Bitik oyunu ile Ateş sayesinde tanıştım. Bu sayede KarmaDrama ile de tanıştım. 5 ay kadar prova sürecimiz oldu. Oyun bence bizim yaşlarımızda çocukları olanların gelip izlemesi gereken bir oyun. Çünkü metropol hayatının baskısını, sıkışmışlığı, eylemsiz kalmayı çok güzel vermiş. Bir plan yapıp o planın arkasından gidemeyen insanları ele almış. Bir arkadaşının ölüm yıl dönümünde bir araya gelmiş, biri öğretmen, biri müzisyen, biri mavi yaka üç arkadaşın bir gününü anlatıyor.
Zeynep Güngörenler
İzmirliyim ben, bunu söylemem gerekiyor çünkü çok seviyorum. Güzel Sanatlar Lisesi müzik bölümünü kazandım ama fark ettim ki enerjim fazla kaçıyordu. Yan flüt çalıyordum, öğretmenim çok hareket ediyorsun , duruşun bozuluyor dedi. Ben de daha özgür hareket edeceğim tiyatroyu seçtim. Hacettepe’de okudum. Daha sonra Devlet Tiyatrosu’nda sözleşmeli çalıştım. Baktım ki Ankara’da aynı yerde takılıp kalacağım, kendimi geliştirmem için İstanbul’a gelmem gerekiyor, ben de buraya geldim. Diğer oyun arkadaşlarım okulda ustalarımızdı bizim, Ateş beni oyuna çağırdı ve çok eğlenceli bir süreç yaşadık. Bu oyuna üniversiteden mezun olmuş, şu anda kendini iyi hissetmeyen herkes gelsin. Oyun, öyle karakterler işlemiş, her karakteri öyle güzel eleştiriyor ki eleştirmenin ötesinde bize gösteriyor, o insanları sunuyor. Hayallerimizi gerçekleştirmeye gücü olmayan, olmayacağına baştan inanmış insanlar sahnede olanlar. Asıl hiç böyle şeyler yaşamamış insanlar ne düşünecek onu merak ediyorum. Diğerlerini de kendimden ve çevremden biliyorum.
Ateş Bars
Ankara’da tiyatro okudum ve birkaç sene orada tiyatro yaptım. Daha sonra İstanbul’a, büyük denizlere geldim. Bitik oyunu ile şu an oyunda olmayan bir arkadaşım sayesinde tanıştım. Onun yerine Zeynep geldi ve o da çok güzel oynadı. Bitik’e seyirci gözü ile bakmam gerekirse, bizim şehirde yaşayan neslimizin, burjuva sınıfından, üretici olmayan tüketici olan insanının yaşadığı buhranı anlatıyor ve benim için merak uyandırıcı tarafı bu sanırım.
Eray Kahya
Profesyonel tiyatro hayatıma, 1996 yılında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda başladım. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda dört projede yer aldım. Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi’nde bir projemiz vardı. Türkiye’nin ilk hip hop tiyatrosu olacaktı fakat çocukların özel hayatlarıyla ilgili durumlarından dolayı oyun sahneye çıkamadı ama en azından video hazırladık ve bununla İstanbul Bienali’ne katıldık.
İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali’ne ilk, özel Kürtçe oyun olan Daf oyununu çıkarttık. Bu oyunda yazar ve dramaturg olarak görev aldım. İstanbul Uluslararası Kukla Festivali’nde, İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde görev aldım. 2015 yılında bu oyunu çevirmeye başladım. Proje evini bir süre aradı ve en sonunda KarmaDrama ile anlaştık. İşin prodüksiyonunu üstlendiler ve şimdi de prömiyerimiz var. Oyunu ilk okuduğum zaman aklımda, bu oyunun Türkiye’de oynanması gerektiği gelişti. Hikaye İngiltere’de de geçse benim ve etrafımdaki insanların sorunlarını çok güzel anlatıyordu. Oyun 3 ortaokul arkadaşının 10 sene sonra bir araya gelmesiyle geçirdikleri bir günü anlatıyor. Yaşadıkları hayat farklı olsa da sorunları aynı. Hayatlarını anlamlandırmakla ilgili problemleri var.
Bir şeyler hissetmek için uyuşturucu ve alkole yönelmiş bir arkadaş grubu görüyoruz. Bu da tüm dünyada gençlerin sorunu haline gelmiş durumda. Bu sorunlar, oyunu metropoller için evrensel hale getiriyor. Yazarın şair tarafından gelen bir özellikle oyunun bir kısmı korolardan, bir kısmı dramatik sahnelerden oluşuyor. Anlatım ağırlıklı olarak sözel ifade üzerine. Çok güçlü bir dili var. Karakterler çok gerçek. Anlatımdaki gerçeklik ifadeye de geçmiş durumda.
KarmaDrama hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen tıklayın.