Yeni tarihli bir federal politika, uyuşturucudan türetilen tedavilerin gelişimini hızlandırabilir.
Birleşik devletlerdeki bilim insanları ve tıbbi araştırmacılar, kenevirin sağlığa faydaları ve zararları üzerine yıllardır çalışma yapmaktadır. Her ne kadar yasal kenevire ulaşım giderek artıyor olsa da, bilim insanları uyuşturucuya yalnızca bir kaynaktan erişime zorlanmışlardır. Oxford’daki Mississippi Üniversitesi, Ulusal Madde Bağımlılığı Enstitüsü (NIDA) ile anlaşmalı bir şekilde kampüs içerisinde araştırma için kenevir yetiştirmektedir.
Fakat şimdi üniversitelerin tekeli son buluyor. Beklenmedik bir şekilde, Birleşik Devletler Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA), 11 Ağustosta bütün kurumlara araştırma için kenevir yetiştirme iznine başvuru hakkı tanıyacağını duyurdu. Nature dergisi bu politikanın kenevir/esrar çalışmalarında nasıl bir değişiklik yaratabileceğini şöyle açıklıyor.
Araştırmacılar neden kenevir üzerine çalışmak istiyor ve kenevire nasıl ulaşacaklar?
Araştırmacılar kenevirin içindeki kanabinoidleri (kenevirin içindeki bulunan kimyasal bileşenler) ayrıştırmakta, nöbet ve diğer nörolojik bozukluklar gibi rahatsızlıkların etkilerini hafifletmek, kronik ağrıları azaltmak ve tedavi etmek için çeşitli türler geliştirerek testlerde kullanıyorlardı.
Fakat federal hükûmetin keneviri hâlâ tıbbi kullanımı olmayan bir uyuşturucu olarak sınıflandırması sebebiyle, bilim insanları araştırmalarda kullanılmak üzere NIDA’dan kenevir edinmek için vakit alan bir süreçle karşılaşmaktaydılar. Klinik araştırma gerçekleştirenler ayrıca Gıda ve İlaç Kurumu’ndan onay almak zorundaydı.
Neden yalnızca bir tek yetiştiriciye güvenmek araştırmayı sınırlamakta?
Uygun görülmüş tıbbi kenevir tüketicileri, kenevirin ülkenin birçok yerinde dispanserlerden satın alabilmekteyken keyfi kenevir kullanımına birkaç eyalette izin verilmektedir. Fakat araştırmacılar yalnızca Mississippi Üniversitesi’nin çiftliğinde yetiştirilen birkaç tür ile sınırlandırılmıştır.
Mississippi’de yetiştirilen bazı kenevir türleri, kamu kullanımına açık kenevir türlerinden daha düşük düzeyde tetrahidrokannabinol konsantresi (kenevir etkin maddesi) içerirken, bu türlerde kenevir ile yapılan çalışmaların tipik tüketicilere daha az uygulanabilir olmasını sağlamaktadır.
Birleşik Devletler Hükûmeti onaylanmış yetiştiricilerin sayısını neden arttırmakta?
Birleşik Devletler Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi bu değişikliğin bilim insanlarının yüksek talebi ve kenevir araştırmalarını teşvik etmek arzusu ile gerçekleştiğini ifade etmektedir. NIDA yöneticisi Nora Volkow bir açıklamasında, “Fazladan yetiştirici demek, araştırmanın ihtiyaçlarını karşılayan fazladan çeşitliği sağlayabilmek anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
Uzun yıllardır NIDA tarafından desteklenen araştırmalar, kenevirin sağlığa zararlı etkileri ve kullanım riskleri üzerine yoğunlaşmıştır. Fakat son yıllarda araştırmalar neticesinde kenevirin sağlığa faydalı muhtemel etkileri de ortaya çıkmaktadır. Buna uyuşturucunun iltihap sökücü etkileri, epilepsi ve diğer nöropsikiyatrik bozukluklardaki iyileştirici rolü de dâhildir.
Santa Cruz, California’da yer alan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Multidisipliner Psikedelik Araştırmalar Cemiyetinden yönetici Rick Doblin, “DEA’nin bilimin kendi adına konuşmasına izin verdiğini görmek inanılmaz keyif verici” ifadelerini kullandı.
Yeni kurallar nasıl işliyor?
Washinton DC deki DEA’nın sözcülerinden biri olan Rusty Payne, Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı onaylı araştırma protokolüne sahip olan herkesin, federal olarak yetkilendirilmiş kenevir yetiştiricisi olmak için başvurabileceğini ve çok sayıda başvuru beklediklerini ifade etti.
Diğer yerlerde daha fazla yetiştirici ortaya çıkarken, araştırmacılar artık araştırmaları için gerekli kenevire ve kanabinoid özütlerine NIDA üzerinden ulaşmak zorunda olmayacak. Bu sayede daha geniş kapsamlı klinik çalışmalar gerçekleştirilebilecekken, araştırmacılar çeşitli tedavi yöntemleri için hangi kenevir türünün en uygun olduğunu saptayabilecekler.
Bilim insanları bu politika değişikliği duyurusu için heyecanlanmış vaziyette. New York City’de çalışan ve tedavisi olanaksız hastalarda kenevir kullanımı üzerine çalışan Sunil Aggarwal, “NIDA tekeli artık yok” şeklinde tweet atarak politika hakkında görüşlerini ifade etti.
Peki, bu karar ülke genelinde keneviri yasallaştırma hareketini etkiler mi?
Politikanın değişmesi, kenevirin yasallaşmasının önündeki önemli bir engeli ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir. Araştırma önceden küçük klinik çalışmalar ve deneyler ile yavaş bir halde idi; çünkü araştırmacılar yalnızca az miktarda bir denek grubu ile uyuşturucuları test etmek zorundaydılar. Bir defa uyuşturucular, kanabinoid dâhil, çok sayıda insana uygulanabildiği takdirde, uygunluğu ve güvenliği de onaylandığı zaman, kenevirin tıbbi tedavi için kullanımı daha geniş bir coğrafyada onaylanacak ve kabul edilecektir.
NIDA’nin kanabinoid imalatı için bir süreç geliştirilmesi için fon sağladığı Woburn’daki Aphios şirketinin başkanı Trevor Castor, “Birçok eyalette tıbbi kenevirin geniş çaplı bir şekilde onaylanması, federal devlet dairesinin kararını değiştirmesinde önemli rol oynadı” şeklinde konuşurken, yasal kenevirin peşinden geleceğini ekleyerek “Ama” dedi, “Ne zaman, emin değilim.”
Yasallaştırmanın yanında olanlar için bir engel de federal hükûmetteki bazı muhalifler. 11 Ağustos tarihinde, DEA kenevirin tehlikeli bir madde olduğuna yönelik sınıflandırmasını yeniden teyit ederek keneviri LSD, meth ve eroin gibi diğer uyuşturucularla birlikte aynı mevzuat içerisine aldı.
Scientific American internet sitesindeki “Why expanding marijuana research matters?” adlı yazıyı Emine Ender Gaia Dergi için çevirmiştir.