Ana SayfaEkolojiDoğa“Ayrı bir canlı türü” mantarların esrarengiz dünyasından 10 küçük detay

“Ayrı bir canlı türü” mantarların esrarengiz dünyasından 10 küçük detay

-

Mantarlar genelde bitki olarak kabul edilir. Oysa mantarlar nev-i şahsına münhasır bir canlı türü. Bu çok yönlü canlı türüne ışık tutuyor, cildi güzelleştirmesinden migrene iyi gelmesine, tarihte uygarlıkların mantarı nasıl gördüğünden Türkiye’de kaç tür olduğuna kadar, mantarların dünyasından dikkat çekici bilgileri sizler için derledik.

İlkokulda fen bilgisi dersinde canlıların hayvanlar, bitkiler,  mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dörde ayrıldığını öğrendiğimden beri mantarlara ayrı bir saygı duyuyorum. Öyle ya “dünyanın efendisi(!)” olarak kabul edilegelen insanlar bir hayvan türüydü. Buna karşılık bitki olarak kabul ettiğimiz mantarlar ise kendi başına bir canlı türü.

Gelin mantarların dünyasına önce bir giriş yapalım. Çünkü farklı ve çeşit çeşit mantar var.

İlk olarak, küf mantarı; ekmek, elma, peynir gibi besinlerin küflendirir. Bu sayede bitki ve hayvan atıklarının çürümesini sağlar. Peynir küfünden penisilin adındaki antibiyotik üretilir.

Maya mantarı çok küçüktür, gözle görülemez. Hamurun mayalanmasını, üzüm suyundan şarap ve bira yapılmasını sağlar.

Hastalık yapan parazit mantarlar da vardır, pamukçuk, saçkıran, el, ayak ve tırnaklarda hastalık yapan mantarlardır.

Şapkalı mantarın ise; adı üstünde, şapkaya benzer yapısı vardır. Vitamin ve protein açısından zengindir. Doğada bulunan birçok mantar türü zehirlidir ve ayırt edilmesi zordur. mantarın yetiştiği ortam itibarıyle bazı mikroorganizmalar mantarın üzerinde bulunabilir. Doğada  yenebilen ve zehirli mantarlar yan yana yetişebilir.

Kültür mantarı olarak bilinen Agaricus Bisporus ise özel olarak yetiştirilen beyaz şapkalı mantardır. Bu mantarın Toprak üzerindeki şapka şeklindeki bölümü tüketilir kültür mantarlarının toprağın alt bölümündeki kökleri organik maddelerin ayrıştırılarak hayatsal faaliyetler için organizmanın kullanımına sunar.

Mantar türleriyle ilgili bu genel bilgileri verdikten sonra mantarların dünyasına biraz daha dalıp, ilgi çekici detayları aktaralım.

Firavunlar mantara çok büyük değer vermiş. Çinliler sağlıklı bir gıda maddesi olarak görmüş

Yunanlılar savaşçılarına güç veren bir güç kaynağı olarak kabul etmiş. Romalılar ise tanrının hediyesi olarak görmüş ve adına festivaller düzenlemiş.

Mantarların faydası sayısız. Mantarlar yorgunluğu giderir, sinirlere iyi gelir, göze ve vücuda kuvvet verir, bedenin gelişmesine yardımcı olur, düşünme ve öğrenme yeteneğini geliştirir bedensel ve zihinsel gelişimi destekler.

Bol miktarda demir minerali içeren mantar kansızlığa iyi gelir, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı direnci arttırır mantar lif protein ve B vitamini açısından yararlı olduğu için metabolizmayı düzenler.

Zehirli mantarların tadı yenilebilen mantarların tadından farklı değildir  ve görünüş olarak da birbirlerine çok benzeyebilirler Bu nedenle doğada yetişen mantarların zehirli olup olmadığını ancak bir mantar bilimci ayırt edebilir. Bu nedenle kültür mantarı tüketmek sağlık açısından daha doğru.

Yağ içeriği bakımından fakir olan mantar şişmanlatmaz ve kilo vermek isteyenler tarafından rahatça tüketilebilir.

Çocukların diş ve kemik sağlığı için oldukça önemlidir, dişleri ve kemikleri güçlendirir a, d, b ve k vitamini içerir. İçerisinde bolca mineral bulunur kalsiyum potasyum fosfor demir çinko ve bakır içerir.

İçerdiği çinko sayesinde cildi güzelleştirir ve yaraların iyileşmesini hızlandırır, migreni önler.

Günümüzde 70 farklı ülkede üretimi yapılmaktadır. Yıllık ortalama 2 milyar dolarlık bir pazara sahip olduğu bilinmektedir. Türkiye’de ise 40 farklı yenilebilir mantar türü vardır.

Bitkiler güneş ışığı ile besin ve oksijen üreterek, hem kendi besinini hem de diğer canlıların beslenmesini sağlar. Fakat mantarlar kendi besinini üretemezler. Fotosentez yapmazlar. Aldıkları hazır besinle beslenirler. Üstelik bitkilerin çürütüp toprağa karışmasını sağlarlar. Bu nedenle bitkilerden bağımsız farklı bir tür olduğu kabul edilir.

SON YAZILAR

Akyaka sen ne güzel şeysin

Çok, çok uzun zamandır Akyaka ve Nail Çakırhan’la ilgili bir yazı yazmak istiyordum. Geçenlerde Akyaka’yı yeniden görünce nicedir bekleyen bu yazının da vaktinin geldiği anladım. Akyaka Akyaka,...

Ankara’nın ilk, Türkiye’nin ikinci Botanik Parkı imara mı açılıyor?

Prof. Dr. Yüksel Öztan'ın Ankaralılara mirası, 3. derece doğal sit alanı olan Ankara'nın ilk botanik parkı bakanlığın onay vermemesine rağmen ticarete açılıyor. Proje için müellif...

Belgeselci Ben Fogle ile vahşi yaşam ve belgesel serisi üzerine söyleşi

Adını ilk kez Castaway isimli televizyon programında duyuran ve şu anda Vahşi Yaşama Dönüş (Return to the Wild) adlı programı sunan Ben Fogle, dünyanın dört...

Vegan dövmeci ile vegan dövme hakkında

Günümüzde özellikle veganlar vücutlarına kazıdıkları dövmelerin de hayvansal içermesinden çekiniyorlar. Bu noktada bir takım kafa karışıklıkları söz konusu. Biz de bu kafa karışıklıklarını gidermek adına...
Ayşenur Özdemir
Ayşenur Özdemir
Kurumsal hayatın onu mutlu etmeyeceğinin farkedip çarkın dişlisi olmaktan çıktı, köyüne geri döndü. Bitkisel ürünler yapmayı öğrenip internetten satıp maddi ihtiyaçlarını karşılıyor. Manevi ihtiyaçlarını ise doğayı ve toprağı öğrenerek, üreterek, bolca okuyarak, izleyerek, yazarak ve fotoğraf çekerek. Halen ekoloji, sinema ve psikoloji hakkında okumalar yapıyor, bitki yetiştiriyor, hayvan besliyor, doğa ve kuş gözlemciliği yapıyor ve kendimi keşfetmeye devam ediyor.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol