Ben bir Bira Sommelier’iyim (Sommelier: Yemeğe göre şarap seçip tadarak müşteriye bilgi veren kimse.) ve bir süre önce zorlu bir göreve adım attım. Amacım sadece ufak bir alanda yetiştireceğim ya da toplayacağım malzemeleri kullanarak bira mayalamak. Bu projeye “Growing Beer” (Bira Yetiştirmek) adını verdim. Bunun için epey bakımsız, neredeyse çöplüğe dönmüş küçük bir arazi aldım. Şerbetçiotu ile arpayı ekmek, yağmur suyu toplamak ve ileride kullanabileceğim mayayı bir şekilde elde etmek için toprağa çeki düzen veriyorum.
İşin yarısından fazlasını hallettim. Şu ana kadar bahçe işlerini yoluna koymak, uzmanlarla röportaj yapmak ve “Growing Beer” videolarımı yayına hazırlamak için 500 saatten fazla zaman harcadım. Bu süreçte projem kuraklıktan, yaz fırtınalarından, sığır tavşan, böcek işgallerinden ve bahçıvanlık konusunda sergilediğim cehaletten sağ kurtulmayı başardı. Şerbetçiotu ve arpayı yetiştirdim. Yağmur suyunu toplayıp filtreledim. İşime yarayacak mayayı da bulmak üzereyim. Son aşama ise bunların hepsini mayalama gününde bir araya getirmek olacak. Eğer işe yararsa yıl sonunda ilk biramızı yudumlayabiliriz demektir.
Ocak ayında işe koyulduğumda etraf darmadağındı.
Yılların bakımsızlığı nedeniyle arazi çöplerle ve yabani otlarla kaplıydı.
Bahçemi temizledikten sonra 30 bin arpa tohumu ektim.
Bazen başarısız olsam da arpalarımı elimden geldiğince rüzgardan, yağmurdan ve fırtınalardan korumaya çalıştım.
Arpalar zamanla olgunlaştı ve altın sarısı rengine büründü.
Sonra hasat edilip taneleri çıkarıldı.
Yağmur suyunu topladım. Meyvelerden, çiçeklerden ve böceklerden onlara zarar vermeden maya örnekleri aldım ve kullanılabilecek olanı ayırmak için bir laboratuvara gönderdim.
6 adet şerbetçiotu kökü diktim ve yaklaşık 5 metre kadar büyüttüm.
O kadar çok uzuyorlar ki asıl mücadeleyi onları zapt etmeye çalışırken verdim.
Fırtınalara, tavşanlara ve hastalıklara rağmen şerbetçiotları da nihayet ürünlerini verdi. Bunun beni ne kadar mutlu ettiğini görüyorsunuz.
Kaynak: Bored Panda