Her kitap, her hikaye bir keşfediştir aslında. Bazen okuduğunuz kitaptaki baş karakterin yerine geçer bazen de salt bir okuyucu olarak sadece hayal edersiniz. En keyifli anlar kitapların sayfalarını çevirdiğiniz o eşsiz zamanlarda başlar. Nerede olduğunuz önemini yitirir çünkü ruhunuz asla bulunduğunuz yerde kalmaz o çoktan kanatlarını açmış farklı diyarlarda bilinmeyen yolculuğuna başlamıştır. Michael Ende’nin Bitmeyecek Öyküsünü okurken de tam olarak bu duyguları hissettim. Peki ya sizin hiç elinizden bırakamadığınız, kendinizi tamamen dış dünyadan soyutlayarak maceraya atıldığınız kaç kitap oldu? Belki sadece bir belki de yüzlerce….
Bitmeyecek Öykü, küçük bir çocuğun hayallerinden, dileklerinden ve yaşadıklarından çok daha derin anlamlar taşıyor aslında. Kitabın baş karakteri Bastian asosyal ve masum bir çocuk. Kendini güçsüz ve yalnız hissediyor. Bir gün tesadüf eseri girdiği kitapçı dükkanından çaldığı kitapla büyülü yolculuğuna adım atıyor. Kimi zaman kendi olmaktan çıkıyor, yolunu kaybediyor ama bambaşka bir serüvenin içine dalıyor.
Her keşfediş insanı gerçeklerle yüzleştirir, olgunlaştırır ve büyütür.
Kitabın ana teması: “Bir şeye inanıyorsan önce onu gerçekleştirebilmek için istemen, hayal kurman ve onun için mücadele etmen gerekir. ” düşüncesi üzerine kurulu. Hepimiz zaman zaman ütopik şeyler isteyebilir ya da hayal kurabiliriz. Bunu en çok da çocukken yaparız. Zaman ilerledikçe bir şeylerin değişme ya da olma ihtimali bize uzak ve imkansız görünür. Zannederiz ki hayal kurmak gerçek dışı, çocukça yapılan bir eylem. Oysaki en büyük yanılgıya burada düşeriz. İçimizdeki çocuk hayallerini söndürdüğünde dünya resmen karanlığa bürünür. Ve nedense komik bulduğumuz o gerçekleşmesi güç hayaller en büyük isteklerimize giden yokuşlu yollarda karşımıza çıkan demir gibi sert kapıları aşmamıza yaracak sihirli anahtarlarımızdır.
Sahip olduğumuz güç bazen bize zarar verebilir. Hırs ile atılan her adım o an için her ne kadar galibiyet gibi gözükse de en büyük çöküşün başlangıcıdır aslında. Kitap, taşıdığı derin anlamlar ile bir çocuk kitabı olmaktan çok yaşamı sorgulatıyor okuyucusuna. Mesela tutunduğun bir hayalin peşinden giderken ya geçmişini unutman gerekse? En yakınlarını bile… Yine de o büyülü kapıdan geçmeyi seçer misin? Ya okuduğun her öykünün içine fark etmesen de bulunduğun kimlikle giriş yapıyorsan? Ya farkında bile olmadan bütün dağarcığını, bilinçaltını yönlendiriyorsan?
Kitap aslında derin düşünmemizi küçücük bir çocuğun masum ve hırçın duyguları ile anlatıyor. Yazar Micheal Ende’nin en bilinen kitabı her ne kadar Momo olsa da Bitmeyecek Öykü fantastik kurgusu, zihin açıcı olay örgüleri ile okuyucuyu düşündürüyor. Gerçek bir deneyim yaşarken fantastik bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kitap bittiğinde hissedeceğiniz muhtemel duygu acaba ben hangi hikayenin içine daldım, Hangi romanın içinde kimlerle arkadaşlık ettim de ruhumu besledim oluyor.
Yazarın Momo kitabını da okumanızı tavsiye ederim ama Bitmeyecek Öykü kesinlikle ilk sıranızda yer alsın.
Keyifli okumalar.