Ana SayfaYaşamÖzge’nin Organik Dünyası Bir Şifa Öyküsü

Özge’nin Organik Dünyası Bir Şifa Öyküsü

-

Size bir şifa öyküsü anlatacağım. Öykü dediğime bakmayın gerçek bir kesit Özge’nin yaşam mücadelesi. Özge şimdilerde kendi ayaklarının üstünde durup, organik ürünlerini isteyenlerle buluşturuyor ama bundan iki yıl önce doktoru kendisine “altı ay ömrün kaldı, altı ay içinde sürünerek öleceksin,” demiş.

Birden Öğrenilen

Özge’yle bir müzik festivalinde bir arkadaşımın arkadaşı olarak tanışmıştım. Sıcacık, kıpır kıpır, enerjik, sıcakkanlı, iyiliksever, yaşam doluydu. Atanamayan öğretmendi ve bu durum onu üzülüyordu. Festivalden sonra bir süre haberleştik ama hayat, koşturmaca derken bağlantımız bir şekilde koptu. Yeniden iletişim kurduğumuzdaysa anlattıklarından çok etkilendim.

Yaklaşık iki sene önce sadece ishalden gittiği Sağlık Ocağı’ndan dahiliyeye, dahiliyeden de hematolojiye yönlendirilmiş. Kanser şüphesi araştırılmaya başlanmış. Uzun süre hastanede yatmış. Yoğun bakıma alınmış. Bir türlü hastalığının nedeni belli olmuyormuş. En son vücudundan kemik iliği almışlar ve kanser olmadığı ortaya çıkmış ama sonuç daha da trajikmiş: aplastik anemi.

Doktoru Özge’nin yüzüne altı ay içinde sürünerek öleceğini söylemiş. Özge diyor ki; “O dönem gerçekten çok hastaydım. Sürünüyordum. Yürüyemiyordum. Konuşamıyordum. Algım çok düşüktü. Temel ihtiyaçlarımı doğru düzgün gideremiyordum. Çok ciddi ağrılarım vardı. Hani gerçekten perişan haldeydim. Bir koltuğun üstünde et parçası gibi yaşıyordum. Oldukça zorlu bir süreçti.”

Hastalığın tek bir çözümü var: Kemik iliği nakli. Özge, tek çocuk ve Türkiye’de ona uygun doner çıkmamış. Dünyada da ona uyumlu bir kişi bulunmuş ama akraba olunmayan durumlarda kemik iliği nakli riskli bir durum ve hastalığın başka da bir çözümü de çaresi de yokmuş. Bu şekilde bir yılı geçmiş.

Özge’nin Işığı

O altı ayda, doktorların ölmesini beklediği altı ayda, kendi kendine düşünmüş. “Özge,” demiş, “önünde iki tane süreç var. Ya sürünerek öleceksin, -dünyaya herhangi bir katkın olamadı, herhangi bir iz bırakamadın,- ya da savaşarak bu hastalığı yeneceksin.”

Bu düşüncesi şifalanma öykülerine yönelmesine yol açmış. Netflix’de bir belgesel izlemiş, son aşama kanser hastaların düşünce gücüyle hastalığı yenme süreçlerini anlatan belgeseli izlemek bakış açısını değiştirmiş sonra yeme bozukluğu olan bir kızın yogacı olma serüvenini anlatan bir belgesel derken izledikleri ona biraz da olsa farklı bir yol göstermiş. Böylece yoga ve meditasyonla tanışmış. Her gün kemik iliğinin artığını hayal etmiş. Bioenerji ve reiki almış. Beslenmesini tamamen değiştirmiş. Sağlıklı ve doğal beslenmeye başlamış. Böylece yavaş yavaş hareket etmeye, yürümeye, hayatın içinde olmaya, güçlenmeye başlamış.

Özge’nin Organik Dünyası

Şuan hâlâ kronik bir kemik iliği hastasıymış, beyaz kanı çok düşükmüş ve vücudu yeteri kadar kemik iliği üretemiyormuş ama hastalığın ağır kısmını atlatmış. Artık hastalığı hipoplastik anemiye düşmüş yani çok daha hafif bir evreye dönüşmüş. Düşük bir bağışıklık sistemiyle yaşıyormuş. Bu durum da onu mikroplara daha açık hale getiriyormuş. Bir de yorgunluk ve halsizlik hissediyormuş. Bu nedenle öğretmenlik yapması mümkün değilmiş ama sağlıklı yaşam serüveni ve organik ürünlere yönelişi sırasında kendisi için yaptığı kremler, tütsüler, mumlar onu başka bir mecraya taşımış. Zamanla tüm bu organik ürünler işi haline dönüşmüş.

Hayata Kucak Açmak

Ben de istedim ki onun yaşadıkları hayata sarılmanın önemini gösteren bir ayna olsun. Evet, Özge artık evden çalışan, genç bir girişimci, her türlü desteğe ve öneriye açık.

Belki de Özge’nin instagram sayfasını takip etmek ve üretikleriyle tanışmak istersiniz.

Sağlıcakla kalmanız dileklerimle.

SON YAZILAR

Enkaz bizi ezdi, üzdü, liyakatsızları yok edecek: Peki yeni düzende her canlı yaşam hakkına sahip olacak mı?

Yaşıyor olmak yüreğimizde koca bir kayaya dönüştürülmüş olsa da hayat, istemesek de bizi akışında sürükleyip götürüyor. Hem de daha yaralar sarılmadan, acılar dinmeden. Uzaktan izleyenler...

Dar Banyolar İçin Kullanışlı Lavabo Alternatifleri

Bazı lavabolar dar banyolar için daha uygundur. Bu alternatifler, daha küçük banyoların işlevselliğini artırmak ve daha fazla depolama alanı sağlamak için öne çıkar. Geleneksel lavabolar...

8 Mart Ama Hangi 8 Mart

"Ah, kimselerin vakti yok / Durup ince şeyleri anlamaya..." demiş Gülten Akın bir şiirinde oysa çok şey de yok elimizde; gözlerdeki gülümseme, birlikte söylenen şarkılar,...

Mezbahalar ve gaz odaları: Türcülüğün ve sağlamcılığın kesişimi

Egemenin öldürmekte hiçbir sakınca görmediği, bedeni rahatlıkla parçalara ayrılabilen, yaşam hakkı elinden alınanların tarihi kapkara ve hala bu şekilde kanla, sömürülmeyle, dışlanmayla, yok sayılıp aşağılanmayla...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol