Ana SayfaKültür & SanatKürklü Venüs : Sadist ve Mazoşist Yönelimlerin İncelenmesi

Kürklü Venüs : Sadist ve Mazoşist Yönelimlerin İncelenmesi

-

Birileri bu işi dışsallaştırıp kurgulu hale getirmiş. Kurguyu Şahin K.’dan konu olarak biliyoruz Türk gençliği olarak. Konulu bir tiyatro için bir araya geldik bugün dostlar. İkinci çakramıza yanlış düşmüş izlenimlere bakmaya geldik. Giriş cümlesi birazcık yoğun gelmiş olabilir, yanlış düşmüş izlenime şöyle bir örnek verelim ki manyetik alanlarımız kaynaşsın: öğretilmiş ahlaki yapımız ve bunun sonucu “ayıp” tanımlamalarımız.

Konu biraz burjuvazi entelektüelitesi olduğunu için biraz daha bohçanın ağzını açabiliyorum çünkü geçen gün tiyatrosunu izlediğim Kürklü Venüs üzerine yazıyoruz. Bir önceki yazıda daddy/babygirl dedik bazılarımız yüksekten asit tankına atladı aşkından (neredesin puddin?). Şimdi içindeki baskıcı dişil tarafın ifadesini fiziksel acıyla özdeşleştirmiş yaratıcı doğanını dişil unsuruna karşı pasifize olup taşıdığı eril bedeni ve enerjiyi itaatkarlık ile sergileyen karakterimizi anlatacağız.

Adam(eril) mazoşist arkadaşlar. Bütün içsel seslerinize, yargılarınıza rağmen içten içe bir mistress arıyor kendine. Şanslı ki biz de öfkesi dışsal birçok mistress arkadaşımız var. Eril bedene gösterdikleri şiddetin kaynağı nedir? İşte bu soruyu her an sormalılar. Başka bir eril, baba, yukarısı? Aslında karşındaki yerine kime zarar veriyorsun sevgili mistress? Şimdi bunlar nerededir falan demeyin, kim nerede ne yapıyor başka bir konu.  Oyun tek perde, one shot. Küt! Vuruyorsun ve jartiyerli Venüs’ün karşısındasın ancak ortada kürkle sembolize edilmiş eril bir ceket yok. O kısmını imajine etmenizi rica ediyorum ki, itaatkar eril dostlarım zaten lise yıllarımızda bitmeyen o imajinatif tatminleri biliyorsunuz o yüzden geçişler için ekstra madde harcamanıza gerek yok.

Bir malt içeceğiyle devam eden sohbetimiz, cinsel enerjilerin keşfi ve yaşanmasına geliyor. Ayıp diye bir şeyin olmadığı, deneyimin ve özgürlüğün olduğu bir alana doğru geçiyoruz. Basit ahlaki unsurlar ve bunun altındaki korku halleri şakraları sıkıntıya sokuyor. Ancak bunu ben söyledim diye kabul etmeyin, gidin görün arkadaşlar. Neyin sizi sıkıntıya soktuğunu görün, keşfedin gidin bulun bakın düşünün isteyin aklınızda tutun bunu.

Evet, adam aşkı böyle yaşamak istiyor. Bu arada içsel saygım oldukça fazladır sağlam mazoşist olan dostlara, duygusal mazoşistlik değil fiziksel olanı kastediyorum. Duygusal olarak zaten birbirimizi kesiyoruz her an. Adam karşısındaki kadını istediği bu role sokarken, kadın da kendi içinden çıkan bu öfkeyi gözlüyor. Freud geldi mi kapıya dostlar? Şiddet ve cinsellik üzerine söylemlere hazır mıyız? Yogacılar bi şanti çeksin bakayım! Sonrasında bdsm’de kullanılan cümleler ve emirler geliyor sıraya. Oldukça benzer gidiyor bir süre sonra normale dönüyor. Efendi köleye emir verir, köle tam dönüşmediği için kıskanır ya da soru sorar. Bu arada efendi de cevap verir böyle gider. Efendi – burada dişi taraf – kölesine karşı cinsel bir şey hissetmez, onun yanında çıplaklığıyla tetiklenmez. Bu açmaz kölenin daha da yükseldiği sıkıştığı alanlar. Burada cezalar girer devreye çünkü eril beden itaatkar rolünde fiziksel olarak hissetmek ister azıcı.

Şimdi dostlar olay spiritüel de olabilir. Yani ilk olarak iyi kötü, ayıp sapık aa olur mu şey gibi yargı kalıplarıyla izlenimleri harcamadan önce şöyle bakalım olaya, varlıkların böyle bir şeye neden ihtiyaçları var? Eril dişil enerjilerin dengelenmesi, buluşması çok önemli bir konu var aslında bunun etrafında konuşuyoruz. Eril enerjiye bağlı olan güven, merkezlenme ve hareket bir yanda da dişil enerjiye bağlı şefkat, genişlik ve sakinlikte dengeye gelmeli. Eril ve dişile birçok duygu ve hareket örneği verebiliriz tabi ki. Peki, adamın neden sadist biri tarafından köle olarak alınıp değerlendirilmeye ihtiyacı var? Önceki hayatında bildiğimiz karma gereği köle tüccarı mıydı? Kişi bunu açabilir, yargıya gerek yok … Çünkü bu enerjiyle geldiyse bunu yaşamalı. Bir şey varlığının ihtiyacıysa zaten yaşanır ve devam eder. Buna kim nasıl yargı getirebilir ki? Ahlaki bir yargı çıkarsan ikinci çakrana bıçağı saplamış olursun ve işleri karıştırırsın.

Venüs’ün dişiliği bana (?) kışkırtılmış geldi. Neden öyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş anlayamadım oyunda. Kışkırtılmış olmasına rağmen pek dişi enerji alamadım. Eril arkadaşımız taşıdığı enerji çeşidi gereği role uyumda başarılıydı ancak psikojiyi veremedi, spitiüel tabirle zihinseldi işleri. Türk seyircilerine biraz daha grinin elli tonu etkisi bıraktı, biraz daha Google patlayacak bu konuda ve iletişim nasıl oluşacak onu da zaman halledecek sanırım.

Özetle yaşayın dostlar, s&d bdsm ne varsa gidin keşfedin. Bu işler çok değişik işler, yolun sonunda vicdan ve sevgi denen bir realiteye geliyorsunuz ki orada zaten ne yaparsınız yapın vicdana göre oluyor ne iyi ne kötü. Vicdan sizin varlık seviyenize göre olayları karşınıza çıkarır zaten. İkinci çakraya gelirsek yargılamadan utanmadan sıkılmadan yaşayın ki yaşanılan şeyin hakkını verelim. Bu her şeyi yaşayalım anlamına gelmesin, ayrıca her şey ne demekse?

Bu taraklarda beziniz yoksa bez satın almak için oyuna gidin. Yurtdışında olsaydık bezi satanlar da alıcılar da orada olurdu. Bizimkiler biraz daha çekingen hala bu tarz işlere.

Karşılaşmalara.

| Görseller buradan alınmıştır. |

SON YAZILAR

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

İşçi Filmleri Festivali başlıyor

18. İşçi Filmleri Festivali, 14-19 Ekim tarihleri arasında Ankara’da sinemaseverlerle buluşacak. 14 Ekim günü saat 18.30’da Kavaklıdere Sineması’nda oyuncu Gözde Duru’nun sunuculuğunu yapacağı açılışta Sputnik’te...
Avni Onur Sevinç
Avni Onur Sevinçhttps://www.avnionursevinc.com/
Gelişimimize uygun ekolojiyi inşa etmek için çalışan bir Doğa. Doğa, aynı zamanda arkadaşlarını da arar. Bu temiz ekolojide olmak ister misin?

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol