Ana SayfaKültür & SanatOnur Akyıl söyleşisi / Proleterler için patafizik dersleri - Eski ve dürüst...

Onur Akyıl söyleşisi / Proleterler için patafizik dersleri – Eski ve dürüst olana dönüş

-

Edebiyatımızda yeni ve capcanlı bir dönem kendini yavaş yavaş belli etmeye başladı. Zaten iyi ve yeni şeylerin özellikle edebiyat alanında birdenbire gerçekleştiği nerede görülmüş(!)? Tüm devrimlerin, yeniliklerin, değişimlerin ardında on yıllar var. Kaç on yıl var dersiniz, değişimleri belirgin kılıp, yenilikleri ortaya çıkarmaya yetecek kadar diyebilirim kesinlikle.

Can Yayınları tarafından yayımlanan bir Onur Akyıl kitabı olan Proleterler İçin Patafizik Dersleri geçtiğimiz aylarda kitapçı raflarındaki yerini aldı. İyi ki de aldı. Hayallerle gerçeklik arasında gidip gelen, anlatım açısından bambaşka bir zemine oturan, devrimleri ve değişimleri bizlere hatırlatmada gayet cesur bir hikaye ile karşı karşıyayız. Kara ve aynı zamanda kızıl bir roman Proleterler İçin Patafizik Dersleri. Merak ettiniz değil mi; Proleter ne demek, Patafizik ne anlama gelmekte?

Hikayemizin bir anlatıcısı var. Anlatıcının saatçi dükkanına getirilen guguklu bir saat, o saatin içinden çıkan küçük adam Ulyanov, Ulyanov’u yutan akıllı kedimiz Mihail var. Cazibeli dişi kedimiz Rosalia var bir de; saatçi dükkanına çırak olarak gelen Lev’i de unutmadan yazayım.

Proleterler İçin Patafizik Dersleri eski ve dürüst olana dönüş ve aynı zamanda Onur Akyıl’ın yayınlanmış kitapları arasında bir ilk roman olarak karşımızda. Romanı alıp okuyun lütfen. Bu söyleşiyi de tabii. Çünkü edebiyata dair, şiire dair, eski ve dürüst olana dair konuştuk da konuştuk. Çok güzel bir söyleşi oldu.

Guguklu saat çalmakta. Buradan buyurun lütfen.

Aynur Kulak: Proleterler için Patafizik Dersleri kitabınızdan geriye doğru gittiğimde sizinle ilgili en dikkatimi çeken şey, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı Dramaturgi Eleştiri Ana Bilim Dalı’ndan mezun olmanız. Mezuniyet teziniz ise “Bernard Marie Koltes Oyunlarında Tematik Bağdaşım” üzerine. Onur Akyıl’ın sanat dallarına (Tiyatroyla, Dramaturglukla, Edebiyatla) ilgisi ilk ne zaman başladı? Çocukluk veya ilk gençlik yıllarında mı ilgi duymaya başladınız?

Onur Akyıl: Jack London ve Georg Sand’la tanıştığımda ilkokul iki ya da üçteydim, sarılık olmuştum ve bir ay okula gitmemiştim. Evde oturup, hasta ziyaretine gelenlerin getirdiği kitapları okumaya başladım. Sonra sünnetimde de ne tuhaftır ki herkes kitap getirdi; altın falan takıldığını anımsamıyorum. Eh, bana yine yattığım yerde okumak düştü; İlter Sağırsoy, Mehmet Çağçağ, Cihan Demirci gibi isimler bu dönemin okunan isimleriydi. Sonra ortaokulda siyasi meraklar başladı; yaşadığımız bölge yoğun siyasi faaliyetlerin olduğu bir yerdi. Adnan Yücel’den, Vedat Türkali’ye birçok şey geçti o dönem elime. Yine o dönemin anarşist yayınları; örneğin Ateş Hırsızları mutlaka aldığım bir dergiydi. A-Politika falan. Bir de ortaokul Türkçe öğretmenimiz haftada bir saat okuma saati yapıyordu; o derste de Işıl Özgentürk falan okuyordum. Birçok siyasi dergiyi alıyordum. Mumcu öldürüldüğünde onun kitaplarına baktım; Ferhan Şensoy’un Afitap’ın Kocası İstanbul’u yine bu dönem zihnime kazınan kitaplardan biriydi. Sonra tiyatroya gitmeye başladım. Tek başıma gidiyordum, aşağı yukarı o dönem bütün oyunlara gittim. Lise döneminde iş çığırından çıktı zaten; ara tatillerde ya da yaz tatillerinde şehre dönen üniversiteli abilerle yarışmak için sohbetlerde adı geçen her kitabı almaya, her yazar adını araştırmaya başladım. Haliyle sonra da bir daha düzelemedim… Örneğin Karl Jaspers / Felsefe nedir?, Yılmaz Odabaşı’lar, Stalin / Seçme Yazılar, Sadun Aren / Tip Olayı, Sait Faik’ler, yine bir sürü süreli yayın… Bir de mesela o dönem yaşadığımız şehrin kütüphanesine gidip, Alevi dergilerindeki deyişleri ya da deyiş biçiminde yazılmış şiirleri okurdum, çok hoşuma giderdi. O dönem önemsediğim ama sonra büyüdüğümde tanıştığım ve şimdi benim için hiçbir değeri olmayan bir sürü başka isim de var. Bir de işte ilkokul dörtteyken aldığım kompozisyon ödülü Muzaffer İzgü / Bülbül Düdük var; Muzaffer İzgü ile de böyle tanıştım ve dönem içinde yayımlanmış bütün kitaplarını okudum; Devletin Malı Deniz’e bayılmıştım. Gerisi de kendiliğinden geldi…

-Dramaturgluk bir metni, metinde geçen o hikayeyi bir atomun parçalarına bölmesi gibi böler. Çok soru sorar. Alınacak olan cevaplardan ziyade merak etmek daha önemlidir. Katılır mısınız buna? Aslında sormak istediğimi dramaturgluk sizi nasıl besledi? Özellikle yazar tarafınızı ifade ediş biçiminizde yardımı dokundu mu dramaturgluğun?

Onur Akyıl: Açıkçası dramaturgluk meselesine pek haiz olduğumu iddia edemem; okuldaki çalışmalar dışında üzerine eğildiğim bir konu olmadı. Fakat mesele bir metnin ne anlattığını anlamak, herhangi bir okurdan daha derin kavrayabilmekse, burada benim de üzerine biraz konuşabileceğim bir şeye dönüşür dramaturgi. Yine de bakınca, benim açımdan ister istemez sahneyle ilgili bir şey gibi görünüyor, öyle kodlanmış nedense; okulun etkisi olabilir. Tiyatro bölümünde de üstünüzde böyle bir etkinin kalmasından daha doğal bir şey yoktur herhalde. Ama besleme meselesini dillendirebileceğim yer elbette çok okumayı, daha çok okumaya çevirmesi oldu diyebilirim. Merak, merak, merak ve giderek artan daha çok merak… Buradan da anlaşılacağı üzere, size katılıyorum. İfade ediş biçimimi, romanlara ve teorik kitaplara borçluyum, ben öyle düşünüyorum. Romanlar bana burada şunu söylemelisin, teorik kitaplar da şöyle söylemelisin diyor…

-1999 ilk şiiriniz yayımlandı. Şiirleriniz ve şiire dair yazılarınız bulunmakta. Dramaturglukla ilgili sorduğum soruyu burada da soracağım. Şiir ne anlam ifade ediyor sizin için? Yazarlığınızı nasıl besledi?

Onur Akyıl: Ben şiirin taşıyıcılığına sığınmak için şiirle uğraşmadım; şimdinin hap sanat ürünü şiire… Biz şiirle tanıştığımızda (seksen sonu, doksan başı), yukarı da değindim Adnan Yücel geçmişti ilk elimize, ülkede ardı ardına boy veren siyasi sıkıntılar vardı; hep öyle evet ama benim demek istediğim, henüz benliğimiz oluşma aşamasındaydı ve şiirin bir sanat meselesi değil, politik bir yöntem olduğunu öğrenmiştik. O ilk gençliğimizde kimse manita yapmak için, adam yerine konmak için, ünlü olmak için, bilmem ne için şiirle ilgili değildi. Gördüğümüz oydu ki şiir yüksek sesle politik bilinç yaymaktı; sola meyl eden her çocuk gibi bizim de işte ‘abilerimiz’, ‘ablalarımız’ vardı ve onların hiç kısık sesle şiirle ilişki kurduğuna tanık olmadık. Dövüşmeden önce söylenen sözdü şiir, son halkasıydı kavgaya girmenin. Adnan Yücel, Telli, Hasan Hüseyin diye gidiyorduk, Nâzım’ın yüceliğinin henüz farkında değildik, parçalar biliyorduk ondan. Sonra Nâzım’ı baştan sona ele aldık, derken takip ettiğimiz süreli yayınlara şiir dergileri de eklendi. Farkındaysanız burada ben diyemiyorum, çünkü bizdik o dönem; o dönem ben pek yoktum, her şey arkadaşlarlaydı. Çok güzeldi. Sonra insanlar ben demek için sömürdüler şiiri; doksan sonlarının edebiyat tarihimize attığı büyük kazıktır bu. Fakat bu kazık bize de değdi, tamam girdi; ben demeye meyl etmeye başladık. Şahsi acının pek mühim bir şey olduğu aptallığına düştük; toplumun parçalandığına ve insanın yalnızlaştığına dair yanılsamalardan geçtik. Süsün gözü kandırdığını kavrayamadık… Bir hesaplaşma evet; hatta can yakan bir itiraf. Çünkü biz 93’te, okuldan kaçıp, Sivas eylemine giden çocuklardık. Metin Altıok’u, Behçet Aysan’ı atıp tutan eleştirmenlerden değil, adları anıldığında ‘Yaşıyor!’ diye bağırarak tanımıştık. Sanırım yeterince açık; yazarlığımı böyle besliyor şiir. Mühim biri olmamı değil, unutmamamı sağlıyor. İlk gençliğinde çocuklar, hiçbir şairin adını ölüm ilanlarından öğrenmesin, hiçbir şairin yakıldığını duymasın / okumasın diye verilen bir emek var; bu işte, tam olarak bu, bunu ifade ediyor benim için şiir.

-Yanlış bilgilendirme olursa düzeltin lütfen. Vietnam Mektubu, Unutacak Kimse Yok, Yalnızlık Yengen Olur şiir kitaplarınız. Öykülerinizi ilk topladığınız kitap Dün Gece Çok Gençtim. İkinci öykü kitabınız İmparator ve Köstebek. İlk romanınız Proleterler İçin Patafizik Dersleri. Şiiri apayrı bir evren, edebiyatın bir türü olarak görmedim hiçbir zaman fakat soruyu bir bütün olarak sormak adına çok üretken bir yazar-şairsiniz. ‘İfade etmekten’ bahsedecek olursak hangisinde daha iyi ifade edebiliyorsunuz aklınızdaki meseleyi, mevzuyu, kendinizi?

Onur Akyıl: Vietnam Mektubu, Unutacak Kimse yok, King şiir; Yalnızlık Yengen Olur, Dün Gece Çok Gençtim, İmparator ve Köstebek öykü, Proleterler için Patafizik Dersleri roman. Efendim bu sorunuzu, kısa olacak belki ama şöyle yanıtlayayım, bunların hepsini başka bir insan yazdı; evet, hepsi benim adıma ve tarihime sahip olan başka başka benler… Bunu neden söylüyorum, sevgili Sennur Abla ( Sennur Sezer) bana, ben yirmili yaşlarımın başındayken şöyle demişti: ‘Sadece yazarken yazarsın, şairsin. Onun dışında herhangi birisin. Biz hep böyle olacağız, unutma’. Hiç unutmadım. Tekirdağ’da bir öğrenci evinde söylemişti bana bunları. Onu çok özlüyorum, özlüyoruz. Telefonda sesini duymak bile dinç tutardı bizi. Kısacası ve açıkçası insan bazen olumlu anlamda da yabancılaşabilir. Anlatmamanız icap eden mesele, size en uygun ‘ben’i çağırır; o gelenle birlikte, oturur ve yazarsınız.

-Proleterler İçin Patafizik Dersleri. Olay bir saatçi dükkanında geçiyor. Bir anlatıcımız var, bir de kedimiz Mihail. Ve bir takım biçim değiştirmiş garip olaylar silsilesi var. Kitabın ismi Zamanlama Dükkanı veya Mihail’in Saatleri olsaydı yukarıdaki gibi bir özetle anlatabilirdim romanı. Fakat daha kitabın ismiyle beraber biçim olarak çok farklı, yeni ya da en azından yeni bir şeyler denenmek istenmiş bir romanla karşı karşıya olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz. En azından şunu düşündüm bir okuyucu olarak; “Proleter, Patafizik ne ki veya neydi; bir bakayım” Kitabın ismini Proleterler İçin Patafizik Dersler koymanızdaki düşünce neydi?

Onur Akyıl: İnsanları şimdinin edebi biçimleriyle, geriye dönmeye çağırmak istedim; eski ve dürüst olana. Bunun da en sağlıklı yolu üst gerçekti. Çünkü üst-gerçekçiler deliydi ama komünistti.

-Yukarıdaki sorunun devamı niteliğinde, romanın ismini böyle koyarsam okuyucuyu ürkütür müyüm; kitap alınır mı yoksa alınmayabilir mi okuyucu tarafından gibi bir endişeniz oldu mu? Ki bir okuyucu olarak benim hemen ilgimi çekti mesela. Garip denecek kadar merak uyandıran bir tarafı da var romanın isminin, aynı konusu gibi 

Onur Akyıl: İnsana bırakacağımız iz, okura bırakacağımız izden önemli. Bu şu demek, kitap alınır, alınmaz, satılır, satılmaz ama gün gelip, dönüp bakıldığında kesinlikle ‘ bu kitap bir şey söylemeye çalışmış’ denecektir. Belki haklı bile bulunur… Öyleyse bu geleceğin meselesi; öyle sanıyorum. Kitabın adında bir yönelme durumu var, adı bu yüzden ilginç gelmiş olabilir. Bana kalırsa varlığım tüm halleri proleterdir, bu elbette çok daha uzun bir tartışmanın konusu ama benim kanaatim bu yönde.

-Biçim değiştirmiş insanlar, hayvanlar, biçim değiştirmiş bir mizansen, nesneleri farklı biçimlerde ele alma, rutini ortadan ikiye bölen düşsel bir zaman dilimi yaratma. Proleterler İçin Patafizik Dersler bu anlamda ismiyle müsemma bir kitap olacak her şeyden önce. Saatçi dükkanına iki garip kişi tarafından bırakılan bozuk bir saat söz konusu. Bırakılan saatin içinden minik ve öfkeli bir adam Ulyanov çıkıyor. Ulyanov kendini anlatmaya çalışırken kedimiz Mihail tarafından yutuluyor. Sonra dükkanda işe başlayan çırak Lev olaylara dahil oluyor. Mihail’e eşlik eden cazibeli başka bir kedi, Rosalia var. Anlatıcımız uyuyor, uyanıyor ve zaman aynı yerde duruyor. Patafizik anlatım edebiyata çok yakışıyor bence. Katılır mısınız? Patafizik, edebiyatla birleştiğinde heyecan verici bir anlatıma dönüşüyor.

Onur Akyıl: Evet; buna katılmamak mümkün değil. İnsanlar şaşkınlıkla çalışan varlıklar birazda; zihinlerindeki şeyleri kırmanın bir yolunu bulmak icap ediyor. İnsani mekanizma emperyal-kapital algı ve gelişim sayesinde zaten yeterince tuhaf işliyor ama bu tuhaflığın kalıcı hale gelmemesi için emek vermemiz gerekiyor. Bu noktada tıpkı hastalığı alt etmek için vücuda mikrop verilmesi gibi, aşı gibi yani, bazen sevmediğimiz yöntemleri de belli bir dozda kullanmamız gerekebilir. Bu pek de kötü bir şey olmasa gerek.

-Roman kişileri ve bu kişilere seçilen isimler de ilginç. Çırak Lev söz konusu olduğunda Tolstoy’u zikrediyorsunuz. Ulyanov, Lenin olabilir mi? Mihail kim aslında? Yanlış bir eşleştirme yapmak istemem o yüzden sizden rica edeceğim, metinler arası paslaşmayı sağlamak ve anlatımı ağırlaştırmamak adına (uzun uzun anlatmak yerine) böyle bir yöntem kullandınız mı?

Onur Akyıl: Hepsi, metindeki tüm isimler ve isimsiz zikredilenler gerçek kişiler. Ama kim, kimdir bunu söylemek bence pek doğru olmaz. Fakat şu kadarını söyleyeyim, ilk atışlar isabetli olmayabilir. Davranış, olaylar karşısındaki tavır ve eylemlere bakıldığında zaten hangi ismin kimi imlediği anlaşılıyor rahatça. Evet, bir yöntem olarak böyle bir durum var romanda.

-Roman boyunca on tane ders var. Bu derslerde bir tür kafa tutma var. Öğrenilenlere, bir zamanlar canı gönülden inanılıp artık inanılmayan şeylere(Devrimlere mesela ve devrimlerin sloganlarına) karşı yeni bir söylem var. Mesela alıntılamak isterim; “Sabah Mihail’le birlikte evden çıkarken dünyanın neden bir anlamının olmadığına dair büyük bir aydınlanma yaşadım. Kapıyı açtım ve yaşadığım yerden, sadece benim olan alandan çıktım ve kapıyı kapadım. Tam olarak mesele bu olabilirdi; tam olarak mesele buydu. Mihail birçok başka zamanda, birçok başka kapıya sürtündüğü gibi evin, az önce kapamış olduğum kapısına da sürtündü.” Yani rutine karşı düşsel bir zamanda değişimler kırılmalar yaşanıyor evet fakat aynı zamanda bir uyanış da var. Fark etme hali var. Ne dersiniz?

Onur Akyıl: Efendim esasen konu son derece açık; yüklerimizden kurtuldukça rahatlayacağız, insan olacağız, canlı olacağız. Daha önce bir söyleşide de dediğim gibi: Eğer bir ırmak kendi halinde akarken, hangi değeri yalnızca kendi varlığıyla üretiyor kavrayabilirsek, dünya çok güzel bir yer olacak. Her şey o zaman güzel olacak. Bir uyanış varsa, sanırım bu.

-Birçok türde kitaplar yazmış ve bir okuyucu kitlesi de olan Onur Akyıl zaman içinde nasıl değişti? Değişti mi ya da? Bu anlamda Onur Akyıl’ın rutinleri ve bu rutinleri kırmak için yaptığı şeyleri, patafizik evrenini de merak ediyorum. 

Onur Akyıl: Değiştim elbette, şimdi çok daha sıradan biriyim. Birçok insan gibi ben de ilk şiir kitabım çıktığında ya da şiirle ilgili bir şey yaptığımda kendimi şair zannediyordum. Artık kendimi hiçbir şey zannetmiyorum. Övünebileceğim tek şey, sadece canlılığın, çıplak canlılığın safında ve emeğin yanında olma arzumdur. Şimdi kimsenin zihnini bulandırmak istemem ama gerçek devrimci durum doğaya ait olmaktır. Neyse bunlara çok girmek istemiyorum açıkçası, çünkü gerçekten uzun mu uzun başlıklar altında uzun mu uzun konuşulması gereken şeyler. Rutinlerim var elbette, mesela mutlaka değişmeliyim.

Sorularınız ve ilginiz için teşekkürler.

Ben de verdiğiniz cevaplar ve içtenliğiniz için teşekkür ederim.

\n

Edebiyat\u0131m\u0131zda yeni ve capcanl\u0131 bir d\u00f6nem kendini yava\u015f yava\u015f belli etmeye ba\u015flad\u0131. Zaten iyi ve yeni \u015feylerin \u00f6zellikle edebiyat alan\u0131nda birdenbire ger\u00e7ekle\u015fti\u011fi nerede g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015f(!)? T\u00fcm devrimlerin, yeniliklerin, de\u011fi\u015fimlerin ard\u0131nda on y\u0131llar var. Ka\u00e7 on y\u0131l var dersiniz, de\u011fi\u015fimleri belirgin k\u0131l\u0131p, yenilikleri ortaya \u00e7\u0131karmaya yetecek kadar diyebilirim kesinlikle. <\/p>\n\n\n\n

Can Yay\u0131nlar\u0131 taraf\u0131ndan yay\u0131mlanan bir Onur Aky\u0131l kitab\u0131 olan Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersleri ge\u00e7ti\u011fimiz aylarda kitap\u00e7\u0131 raflar\u0131ndaki yerini ald\u0131. \u0130yi ki de ald\u0131. Hayallerle ger\u00e7eklik aras\u0131nda gidip gelen, anlat\u0131m a\u00e7\u0131s\u0131ndan bamba\u015fka bir zemine oturan, devrimleri ve de\u011fi\u015fimleri bizlere hat\u0131rlatmada gayet cesur bir hikaye ile kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131yay\u0131z. Kara ve ayn\u0131 zamanda k\u0131z\u0131l bir roman Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersleri. Merak ettiniz de\u011fil mi; Proleter ne demek, Patafizik ne anlama gelmekte? <\/p>\n\n\n\n

Hikayemizin bir anlat\u0131c\u0131s\u0131 var. Anlat\u0131c\u0131n\u0131n saat\u00e7i d\u00fckkan\u0131na getirilen guguklu bir saat, o saatin i\u00e7inden \u00e7\u0131kan k\u00fc\u00e7\u00fck adam Ulyanov, Ulyanov\u2019u yutan ak\u0131ll\u0131 kedimiz Mihail var. Cazibeli di\u015fi kedimiz Rosalia var bir de; saat\u00e7i d\u00fckkan\u0131na \u00e7\u0131rak olarak gelen Lev\u2019i de unutmadan yazay\u0131m.<\/p>\n\n\n\n

Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersleri eski ve d\u00fcr\u00fcst olana d\u00f6n\u00fc\u015f ve ayn\u0131 zamanda Onur Aky\u0131l\u2019\u0131n yay\u0131nlanm\u0131\u015f kitaplar\u0131 aras\u0131nda bir ilk roman olarak kar\u015f\u0131m\u0131zda. Roman\u0131 al\u0131p okuyun l\u00fctfen. Bu s\u00f6yle\u015fiyi de tabii. \u00c7\u00fcnk\u00fc edebiyata dair, \u015fiire dair, eski ve d\u00fcr\u00fcst olana dair konu\u015ftuk da konu\u015ftuk. \u00c7ok g\u00fczel bir s\u00f6yle\u015fi oldu. <\/p>\n\n\n\n

Guguklu saat \u00e7almakta. Buradan buyurun l\u00fctfen. <\/p>\n\n\n\n

Aynur Kulak: Proleterler i\u00e7in Patafizik Dersleri kitab\u0131n\u0131zdan geriye do\u011fru gitti\u011fimde sizinle ilgili en dikkatimi \u00e7eken \u015fey, Dokuz Eyl\u00fcl \u00dcniversitesi G\u00fczel Sanatlar Fak\u00fcltesi Sahne Sanatlar\u0131 B\u00f6l\u00fcm\u00fc Dramatik Yazarl\u0131k Ana Sanat Dal\u0131 Dramaturgi Ele\u015ftiri Ana Bilim Dal\u0131\u2019ndan mezun olman\u0131z. Mezuniyet teziniz ise \u201cBernard Marie Koltes Oyunlar\u0131nda Tematik Ba\u011fda\u015f\u0131m\u201d \u00fczerine. Onur Aky\u0131l\u2019\u0131n sanat dallar\u0131na (Tiyatroyla, Dramaturglukla, Edebiyatla) ilgisi ilk ne zaman ba\u015flad\u0131? \u00c7ocukluk veya ilk gen\u00e7lik y\u0131llar\u0131nda m\u0131 ilgi duymaya ba\u015flad\u0131n\u0131z? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Jack London ve Georg Sand\u2019la tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131mda ilkokul iki ya da \u00fc\u00e7teydim, sar\u0131l\u0131k olmu\u015ftum ve bir ay okula gitmemi\u015ftim. Evde oturup, hasta ziyaretine gelenlerin getirdi\u011fi kitaplar\u0131 okumaya ba\u015flad\u0131m. Sonra s\u00fcnnetimde de ne tuhaft\u0131r ki herkes kitap getirdi; alt\u0131n falan tak\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 an\u0131msam\u0131yorum. Eh, bana yine yatt\u0131\u011f\u0131m yerde okumak d\u00fc\u015ft\u00fc; \u0130lter Sa\u011f\u0131rsoy, Mehmet \u00c7a\u011f\u00e7a\u011f, Cihan Demirci gibi isimler bu d\u00f6nemin okunan isimleriydi. Sonra ortaokulda siyasi meraklar ba\u015flad\u0131; ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z b\u00f6lge yo\u011fun siyasi faaliyetlerin oldu\u011fu bir yerdi. Adnan Y\u00fccel\u2019den, Vedat T\u00fcrkali\u2019ye bir\u00e7ok \u015fey ge\u00e7ti o d\u00f6nem elime. Yine o d\u00f6nemin anar\u015fist yay\u0131nlar\u0131; \u00f6rne\u011fin Ate\u015f H\u0131rs\u0131zlar\u0131 mutlaka ald\u0131\u011f\u0131m bir dergiydi. A-Politika falan. Bir de ortaokul T\u00fcrk\u00e7e \u00f6\u011fretmenimiz haftada bir saat okuma saati yap\u0131yordu; o derste de I\u015f\u0131l \u00d6zgent\u00fcrk falan okuyordum. Bir\u00e7ok siyasi dergiyi al\u0131yordum. Mumcu \u00f6ld\u00fcr\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcnde onun kitaplar\u0131na bakt\u0131m; Ferhan \u015eensoy\u2019un Afitap\u2019\u0131n Kocas\u0131 \u0130stanbul\u2019u yine bu d\u00f6nem zihnime kaz\u0131nan kitaplardan biriydi. Sonra tiyatroya gitmeye ba\u015flad\u0131m. Tek ba\u015f\u0131ma gidiyordum, a\u015fa\u011f\u0131 yukar\u0131 o d\u00f6nem b\u00fct\u00fcn oyunlara gittim. Lise d\u00f6neminde i\u015f \u00e7\u0131\u011f\u0131r\u0131ndan \u00e7\u0131kt\u0131 zaten; ara tatillerde ya da yaz tatillerinde \u015fehre d\u00f6nen \u00fcniversiteli abilerle yar\u0131\u015fmak i\u00e7in sohbetlerde ad\u0131 ge\u00e7en her kitab\u0131 almaya, her yazar ad\u0131n\u0131 ara\u015ft\u0131rmaya ba\u015flad\u0131m. Haliyle sonra da bir daha d\u00fczelemedim\u2026 \u00d6rne\u011fin Karl Jaspers \/ Felsefe nedir?, Y\u0131lmaz Odaba\u015f\u0131\u2019lar, Stalin \/ Se\u00e7me Yaz\u0131lar, Sadun Aren \/ Tip Olay\u0131, Sait Faik\u2019ler, yine bir s\u00fcr\u00fc s\u00fcreli yay\u0131n\u2026 Bir de mesela o d\u00f6nem ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015fehrin k\u00fct\u00fcphanesine gidip, Alevi dergilerindeki deyi\u015fleri ya da deyi\u015f bi\u00e7iminde yaz\u0131lm\u0131\u015f \u015fiirleri okurdum, \u00e7ok ho\u015fuma giderdi. O d\u00f6nem \u00f6nemsedi\u011fim ama sonra b\u00fcy\u00fcd\u00fc\u011f\u00fcmde tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m ve \u015fimdi benim i\u00e7in hi\u00e7bir de\u011feri olmayan bir s\u00fcr\u00fc ba\u015fka isim de var. Bir de i\u015fte ilkokul d\u00f6rtteyken ald\u0131\u011f\u0131m kompozisyon \u00f6d\u00fcl\u00fc Muzaffer \u0130zg\u00fc \/ B\u00fclb\u00fcl D\u00fcd\u00fck var; Muzaffer \u0130zg\u00fc ile de b\u00f6yle tan\u0131\u015ft\u0131m ve d\u00f6nem i\u00e7inde yay\u0131mlanm\u0131\u015f b\u00fct\u00fcn kitaplar\u0131n\u0131 okudum; Devletin Mal\u0131 Deniz\u2019e bay\u0131lm\u0131\u015ft\u0131m. Gerisi de kendili\u011finden geldi\u2026 <\/p>\n\n\n\n

-Dramaturgluk bir metni, metinde ge\u00e7en o hikayeyi bir atomun par\u00e7alar\u0131na b\u00f6lmesi gibi b\u00f6ler. \u00c7ok soru sorar. Al\u0131nacak olan cevaplardan ziyade merak etmek daha \u00f6nemlidir. Kat\u0131l\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z buna? Asl\u0131nda sormak istedi\u011fimi dramaturgluk sizi nas\u0131l besledi? \u00d6zellikle yazar taraf\u0131n\u0131z\u0131 ifade edi\u015f bi\u00e7iminizde yard\u0131m\u0131 dokundu mu dramaturglu\u011fun? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: A\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131 dramaturgluk meselesine pek haiz oldu\u011fumu iddia edemem; okuldaki \u00e7al\u0131\u015fmalar d\u0131\u015f\u0131nda \u00fczerine e\u011fildi\u011fim bir konu olmad\u0131. Fakat mesele bir metnin ne anlatt\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlamak, herhangi bir okurdan daha derin kavrayabilmekse, burada benim de \u00fczerine biraz konu\u015fabilece\u011fim bir \u015feye d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcr dramaturgi. Yine de bak\u0131nca, benim a\u00e7\u0131mdan ister istemez sahneyle ilgili bir \u015fey gibi g\u00f6r\u00fcn\u00fcyor, \u00f6yle kodlanm\u0131\u015f nedense; okulun etkisi olabilir. Tiyatro b\u00f6l\u00fcm\u00fcnde de \u00fcst\u00fcn\u00fczde b\u00f6yle bir etkinin kalmas\u0131ndan daha do\u011fal bir \u015fey yoktur herhalde. Ama besleme meselesini dillendirebilece\u011fim yer elbette \u00e7ok okumay\u0131, daha \u00e7ok okumaya \u00e7evirmesi oldu diyebilirim. Merak, merak, merak ve giderek artan daha \u00e7ok merak... Buradan da anla\u015f\u0131laca\u011f\u0131 \u00fczere, size kat\u0131l\u0131yorum. \u0130fade edi\u015f bi\u00e7imimi, romanlara ve teorik kitaplara bor\u00e7luyum, ben \u00f6yle d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyorum. Romanlar bana burada \u015funu s\u00f6ylemelisin, teorik kitaplar da \u015f\u00f6yle s\u00f6ylemelisin diyor\u2026 <\/p>\n\n\n\n

-1999 ilk \u015fiiriniz yay\u0131mland\u0131. \u015eiirleriniz ve \u015fiire dair yaz\u0131lar\u0131n\u0131z bulunmakta. Dramaturglukla ilgili sordu\u011fum soruyu burada da soraca\u011f\u0131m. \u015eiir ne anlam ifade ediyor sizin i\u00e7in? Yazarl\u0131\u011f\u0131n\u0131z\u0131 nas\u0131l besledi? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Ben \u015fiirin ta\u015f\u0131y\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131na s\u0131\u011f\u0131nmak i\u00e7in \u015fiirle u\u011fra\u015fmad\u0131m; \u015fimdinin hap sanat \u00fcr\u00fcn\u00fc \u015fiire... Biz \u015fiirle tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131zda (seksen sonu, doksan ba\u015f\u0131), yukar\u0131 da de\u011findim Adnan Y\u00fccel ge\u00e7mi\u015fti ilk elimize, \u00fclkede ard\u0131 ard\u0131na boy veren siyasi s\u0131k\u0131nt\u0131lar vard\u0131; hep \u00f6yle evet ama benim demek istedi\u011fim, hen\u00fcz benli\u011fimiz olu\u015fma a\u015famas\u0131ndayd\u0131 ve \u015fiirin bir sanat meselesi de\u011fil, politik bir y\u00f6ntem oldu\u011funu \u00f6\u011frenmi\u015ftik. O ilk gen\u00e7li\u011fimizde kimse manita yapmak i\u00e7in, adam yerine konmak i\u00e7in, \u00fcnl\u00fc olmak i\u00e7in, bilmem ne i\u00e7in \u015fiirle ilgili de\u011fildi. G\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz oydu ki \u015fiir y\u00fcksek sesle politik bilin\u00e7 yaymakt\u0131; sola meyl eden her \u00e7ocuk gibi bizim de i\u015fte \u2018abilerimiz\u2019, \u2018ablalar\u0131m\u0131z\u2019 vard\u0131 ve onlar\u0131n hi\u00e7 k\u0131s\u0131k sesle \u015fiirle ili\u015fki kurdu\u011funa tan\u0131k olmad\u0131k. D\u00f6v\u00fc\u015fmeden \u00f6nce s\u00f6ylenen s\u00f6zd\u00fc \u015fiir, son halkas\u0131yd\u0131 kavgaya girmenin. Adnan Y\u00fccel, Telli, Hasan H\u00fcseyin diye gidiyorduk, N\u00e2z\u0131m\u2019\u0131n y\u00fcceli\u011finin hen\u00fcz fark\u0131nda de\u011fildik, par\u00e7alar biliyorduk ondan. Sonra N\u00e2z\u0131m\u2019\u0131 ba\u015ftan sona ele ald\u0131k, derken takip etti\u011fimiz s\u00fcreli yay\u0131nlara \u015fiir dergileri de eklendi. Fark\u0131ndaysan\u0131z burada ben diyemiyorum, \u00e7\u00fcnk\u00fc bizdik o d\u00f6nem; o d\u00f6nem ben pek yoktum, her \u015fey arkada\u015flarlayd\u0131. \u00c7ok g\u00fczeldi. Sonra insanlar ben demek i\u00e7in s\u00f6m\u00fcrd\u00fcler \u015fiiri; doksan sonlar\u0131n\u0131n edebiyat tarihimize att\u0131\u011f\u0131 b\u00fcy\u00fck kaz\u0131kt\u0131r bu. Fakat bu kaz\u0131k bize de de\u011fdi, tamam girdi; ben demeye meyl etmeye ba\u015flad\u0131k. \u015eahsi ac\u0131n\u0131n pek m\u00fchim bir \u015fey oldu\u011fu aptall\u0131\u011f\u0131na d\u00fc\u015ft\u00fck; toplumun par\u00e7aland\u0131\u011f\u0131na ve insan\u0131n yaln\u0131zla\u015ft\u0131\u011f\u0131na dair yan\u0131lsamalardan ge\u00e7tik. S\u00fcs\u00fcn g\u00f6z\u00fc kand\u0131rd\u0131\u011f\u0131n\u0131 kavrayamad\u0131k\u2026 Bir hesapla\u015fma evet; hatta can yakan bir itiraf. \u00c7\u00fcnk\u00fc biz 93\u2019te, okuldan ka\u00e7\u0131p, Sivas eylemine giden \u00e7ocuklard\u0131k. Metin Alt\u0131ok\u2019u, Beh\u00e7et Aysan\u2019\u0131 at\u0131p tutan ele\u015ftirmenlerden de\u011fil, adlar\u0131 an\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda \u2018Ya\u015f\u0131yor!\u2019 diye ba\u011f\u0131rarak tan\u0131m\u0131\u015ft\u0131k. San\u0131r\u0131m yeterince a\u00e7\u0131k; yazarl\u0131\u011f\u0131m\u0131 b\u00f6yle besliyor \u015fiir. M\u00fchim biri olmam\u0131 de\u011fil, unutmamam\u0131 sa\u011fl\u0131yor. \u0130lk gen\u00e7li\u011finde \u00e7ocuklar, hi\u00e7bir \u015fairin ad\u0131n\u0131 \u00f6l\u00fcm ilanlar\u0131ndan \u00f6\u011frenmesin, hi\u00e7bir \u015fairin yak\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 duymas\u0131n \/ okumas\u0131n diye verilen bir emek var; bu i\u015fte, tam olarak bu, bunu ifade ediyor benim i\u00e7in \u015fiir. <\/p>\n\n\n\n

-Yanl\u0131\u015f bilgilendirme olursa d\u00fczeltin l\u00fctfen. Vietnam Mektubu, Unutacak Kimse Yok, Yaln\u0131zl\u0131k Yengen Olur \u015fiir kitaplar\u0131n\u0131z. \u00d6yk\u00fclerinizi ilk toplad\u0131\u011f\u0131n\u0131z kitap D\u00fcn Gece \u00c7ok Gen\u00e7tim. \u0130kinci \u00f6yk\u00fc kitab\u0131n\u0131z \u0130mparator ve K\u00f6stebek. \u0130lk roman\u0131n\u0131z Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersleri. \u015eiiri apayr\u0131 bir evren, edebiyat\u0131n bir t\u00fcr\u00fc olarak g\u00f6rmedim hi\u00e7bir zaman fakat soruyu bir b\u00fct\u00fcn olarak sormak ad\u0131na \u00e7ok \u00fcretken bir yazar-\u015fairsiniz. \u2018\u0130fade etmekten\u2019 bahsedecek olursak hangisinde daha iyi ifade edebiliyorsunuz akl\u0131n\u0131zdaki meseleyi, mevzuyu, kendinizi? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Vietnam Mektubu, Unutacak Kimse yok, King \u015fiir; Yaln\u0131zl\u0131k Yengen Olur, D\u00fcn Gece \u00c7ok Gen\u00e7tim, \u0130mparator ve K\u00f6stebek \u00f6yk\u00fc, Proleterler i\u00e7in Patafizik Dersleri roman. Efendim bu sorunuzu, k\u0131sa olacak belki ama \u015f\u00f6yle yan\u0131tlayay\u0131m, bunlar\u0131n hepsini ba\u015fka bir insan yazd\u0131; evet, hepsi benim ad\u0131ma ve tarihime sahip olan ba\u015fka ba\u015fka benler\u2026 Bunu neden s\u00f6yl\u00fcyorum, sevgili Sennur Abla ( Sennur Sezer) bana, ben yirmili ya\u015flar\u0131m\u0131n ba\u015f\u0131ndayken \u015f\u00f6yle demi\u015fti: \u2018Sadece yazarken yazars\u0131n, \u015fairsin. Onun d\u0131\u015f\u0131nda herhangi birisin. Biz hep b\u00f6yle olaca\u011f\u0131z, unutma\u2019. Hi\u00e7 unutmad\u0131m. Tekirda\u011f\u2019da bir \u00f6\u011frenci evinde s\u00f6ylemi\u015fti bana bunlar\u0131. Onu \u00e7ok \u00f6zl\u00fcyorum, \u00f6zl\u00fcyoruz. Telefonda sesini duymak bile din\u00e7 tutard\u0131 bizi. K\u0131sacas\u0131 ve a\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131 insan bazen olumlu anlamda da yabanc\u0131la\u015fabilir. Anlatmaman\u0131z icap eden mesele, size en uygun \u2018ben\u2019i \u00e7a\u011f\u0131r\u0131r; o gelenle birlikte, oturur ve yazars\u0131n\u0131z. <\/p>\n\n\n\n

-Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersleri. Olay bir saat\u00e7i d\u00fckkan\u0131nda ge\u00e7iyor. Bir anlat\u0131c\u0131m\u0131z var, bir de kedimiz Mihail. Ve bir tak\u0131m bi\u00e7im de\u011fi\u015ftirmi\u015f garip olaylar silsilesi var. Kitab\u0131n ismi Zamanlama D\u00fckkan\u0131 veya Mihail\u2019in Saatleri olsayd\u0131 yukar\u0131daki gibi bir \u00f6zetle anlatabilirdim roman\u0131. Fakat daha kitab\u0131n ismiyle beraber bi\u00e7im olarak \u00e7ok farkl\u0131, yeni ya da en az\u0131ndan yeni bir \u015feyler denenmek istenmi\u015f bir romanla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya oldu\u011funuzu d\u00fc\u015f\u00fcnmeye ba\u015fl\u0131yorsunuz. En az\u0131ndan \u015funu d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcm bir okuyucu olarak; \u201cProleter, Patafizik ne ki veya neydi; bir bakay\u0131m\u201d Kitab\u0131n ismini Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersler koyman\u0131zdaki d\u00fc\u015f\u00fcnce neydi? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: \u0130nsanlar\u0131 \u015fimdinin edebi bi\u00e7imleriyle, geriye d\u00f6nmeye \u00e7a\u011f\u0131rmak istedim; eski ve d\u00fcr\u00fcst olana. Bunun da en sa\u011fl\u0131kl\u0131 yolu \u00fcst ger\u00e7ekti. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00fcst-ger\u00e7ek\u00e7iler deliydi ama kom\u00fcnistti. <\/p>\n\n\n\n

-Yukar\u0131daki sorunun devam\u0131 niteli\u011finde, roman\u0131n ismini b\u00f6yle koyarsam okuyucuyu \u00fcrk\u00fct\u00fcr m\u00fcy\u00fcm; kitap al\u0131n\u0131r m\u0131 yoksa al\u0131nmayabilir mi okuyucu taraf\u0131ndan gibi bir endi\u015feniz oldu mu? Ki bir okuyucu olarak benim hemen ilgimi \u00e7ekti mesela. Garip denecek kadar merak uyand\u0131ran bir taraf\u0131 da var roman\u0131n isminin, ayn\u0131 konusu gibi \uf04a <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: \u0130nsana b\u0131rakaca\u011f\u0131m\u0131z iz, okura b\u0131rakaca\u011f\u0131m\u0131z izden \u00f6nemli. Bu \u015fu demek, kitap al\u0131n\u0131r, al\u0131nmaz, sat\u0131l\u0131r, sat\u0131lmaz ama g\u00fcn gelip, d\u00f6n\u00fcp bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda kesinlikle \u2018 bu kitap bir \u015fey s\u00f6ylemeye \u00e7al\u0131\u015fm\u0131\u015f\u2019 denecektir. Belki hakl\u0131 bile bulunur\u2026 \u00d6yleyse bu gelece\u011fin meselesi; \u00f6yle san\u0131yorum. Kitab\u0131n ad\u0131nda bir y\u00f6nelme durumu var, ad\u0131 bu y\u00fczden ilgin\u00e7 gelmi\u015f olabilir. Bana kal\u0131rsa varl\u0131\u011f\u0131m t\u00fcm halleri proleterdir, bu elbette \u00e7ok daha uzun bir tart\u0131\u015fman\u0131n konusu ama benim kanaatim bu y\u00f6nde. <\/p>\n\n\n\n

-Bi\u00e7im de\u011fi\u015ftirmi\u015f insanlar, hayvanlar, bi\u00e7im de\u011fi\u015ftirmi\u015f bir mizansen, nesneleri farkl\u0131 bi\u00e7imlerde ele alma, rutini ortadan ikiye b\u00f6len d\u00fc\u015fsel bir zaman dilimi yaratma. Proleterler \u0130\u00e7in Patafizik Dersler bu anlamda ismiyle m\u00fcsemma bir kitap olacak her \u015feyden \u00f6nce. Saat\u00e7i d\u00fckkan\u0131na iki garip ki\u015fi taraf\u0131ndan b\u0131rak\u0131lan bozuk bir saat s\u00f6z konusu. B\u0131rak\u0131lan saatin i\u00e7inden minik ve \u00f6fkeli bir adam Ulyanov \u00e7\u0131k\u0131yor. Ulyanov kendini anlatmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken kedimiz Mihail taraf\u0131ndan yutuluyor. Sonra d\u00fckkanda i\u015fe ba\u015flayan \u00e7\u0131rak Lev olaylara dahil oluyor. Mihail\u2019e e\u015flik eden cazibeli ba\u015fka bir kedi, Rosalia var. Anlat\u0131c\u0131m\u0131z uyuyor, uyan\u0131yor ve zaman ayn\u0131 yerde duruyor. Patafizik anlat\u0131m edebiyata \u00e7ok yak\u0131\u015f\u0131yor bence. Kat\u0131l\u0131r m\u0131s\u0131n\u0131z? Patafizik, edebiyatla birle\u015fti\u011finde heyecan verici bir anlat\u0131ma d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcyor. <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Evet; buna kat\u0131lmamak m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil. \u0130nsanlar \u015fa\u015fk\u0131nl\u0131kla \u00e7al\u0131\u015fan varl\u0131klar birazda; zihinlerindeki \u015feyleri k\u0131rman\u0131n bir yolunu bulmak icap ediyor. \u0130nsani mekanizma emperyal-kapital alg\u0131 ve geli\u015fim sayesinde zaten yeterince tuhaf i\u015fliyor ama bu tuhafl\u0131\u011f\u0131n kal\u0131c\u0131 hale gelmemesi i\u00e7in emek vermemiz gerekiyor. Bu noktada t\u0131pk\u0131 hastal\u0131\u011f\u0131 alt etmek i\u00e7in v\u00fccuda mikrop verilmesi gibi, a\u015f\u0131 gibi yani, bazen sevmedi\u011fimiz y\u00f6ntemleri de belli bir dozda kullanmam\u0131z gerekebilir. Bu pek de k\u00f6t\u00fc bir \u015fey olmasa gerek. <\/p>\n\n\n\n

-Roman ki\u015fileri ve bu ki\u015filere se\u00e7ilen isimler de ilgin\u00e7. \u00c7\u0131rak Lev s\u00f6z konusu oldu\u011funda Tolstoy\u2019u zikrediyorsunuz. Ulyanov, Lenin olabilir mi? Mihail kim asl\u0131nda? Yanl\u0131\u015f bir e\u015fle\u015ftirme yapmak istemem o y\u00fczden sizden rica edece\u011fim, metinler aras\u0131 pasla\u015fmay\u0131 sa\u011flamak ve anlat\u0131m\u0131 a\u011f\u0131rla\u015ft\u0131rmamak ad\u0131na (uzun uzun anlatmak yerine) b\u00f6yle bir y\u00f6ntem kulland\u0131n\u0131z m\u0131? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Hepsi, metindeki t\u00fcm isimler ve isimsiz zikredilenler ger\u00e7ek ki\u015filer. Ama kim, kimdir bunu s\u00f6ylemek bence pek do\u011fru olmaz. Fakat \u015fu kadar\u0131n\u0131 s\u00f6yleyeyim, ilk at\u0131\u015flar isabetli olmayabilir. Davran\u0131\u015f, olaylar kar\u015f\u0131s\u0131ndaki tav\u0131r ve eylemlere bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131nda zaten hangi ismin kimi imledi\u011fi anla\u015f\u0131l\u0131yor rahat\u00e7a. Evet, bir y\u00f6ntem olarak b\u00f6yle bir durum var romanda. <\/p>\n\n\n\n

-Roman boyunca on tane ders var. Bu derslerde bir t\u00fcr kafa tutma var. \u00d6\u011frenilenlere, bir zamanlar can\u0131 g\u00f6n\u00fclden inan\u0131l\u0131p art\u0131k inan\u0131lmayan \u015feylere(Devrimlere mesela ve devrimlerin sloganlar\u0131na) kar\u015f\u0131 yeni bir s\u00f6ylem var. Mesela al\u0131nt\u0131lamak isterim; \u201cSabah Mihail\u2019le birlikte evden \u00e7\u0131karken d\u00fcnyan\u0131n neden bir anlam\u0131n\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131na dair b\u00fcy\u00fck bir ayd\u0131nlanma ya\u015fad\u0131m. Kap\u0131y\u0131 a\u00e7t\u0131m ve ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m yerden, sadece benim olan alandan \u00e7\u0131kt\u0131m ve kap\u0131y\u0131 kapad\u0131m. Tam olarak mesele bu olabilirdi; tam olarak mesele buydu. Mihail bir\u00e7ok ba\u015fka zamanda, bir\u00e7ok ba\u015fka kap\u0131ya s\u00fcrt\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fc gibi evin, az \u00f6nce kapam\u0131\u015f oldu\u011fum kap\u0131s\u0131na da s\u00fcrt\u00fcnd\u00fc.\u201d Yani rutine kar\u015f\u0131 d\u00fc\u015fsel bir zamanda de\u011fi\u015fimler k\u0131r\u0131lmalar ya\u015fan\u0131yor evet fakat ayn\u0131 zamanda bir uyan\u0131\u015f da var. Fark etme hali var. Ne dersiniz? <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: Efendim esasen konu son derece a\u00e7\u0131k; y\u00fcklerimizden kurtulduk\u00e7a rahatlayaca\u011f\u0131z, insan olaca\u011f\u0131z, canl\u0131 olaca\u011f\u0131z. Daha \u00f6nce bir s\u00f6yle\u015fide de dedi\u011fim gibi: E\u011fer bir \u0131rmak kendi halinde akarken, hangi de\u011feri yaln\u0131zca kendi varl\u0131\u011f\u0131yla \u00fcretiyor kavrayabilirsek, d\u00fcnya \u00e7ok g\u00fczel bir yer olacak. Her \u015fey o zaman g\u00fczel olacak. Bir uyan\u0131\u015f varsa, san\u0131r\u0131m bu. <\/p>\n\n\n\n

-Bir\u00e7ok t\u00fcrde kitaplar yazm\u0131\u015f ve bir okuyucu kitlesi de olan Onur Aky\u0131l zaman i\u00e7inde nas\u0131l de\u011fi\u015fti? De\u011fi\u015fti mi ya da? Bu anlamda Onur Aky\u0131l\u2019\u0131n rutinleri ve bu rutinleri k\u0131rmak i\u00e7in yapt\u0131\u011f\u0131 \u015feyleri, patafizik evrenini de merak ediyorum. \uf04a <\/p>\n\n\n\n

Onur Aky\u0131l: De\u011fi\u015ftim elbette, \u015fimdi \u00e7ok daha s\u0131radan biriyim. Bir\u00e7ok insan gibi ben de ilk \u015fiir kitab\u0131m \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda ya da \u015fiirle ilgili bir \u015fey yapt\u0131\u011f\u0131mda kendimi \u015fair zannediyordum. Art\u0131k kendimi hi\u00e7bir \u015fey zannetmiyorum. \u00d6v\u00fcnebilece\u011fim tek \u015fey, sadece canl\u0131l\u0131\u011f\u0131n, \u00e7\u0131plak canl\u0131l\u0131\u011f\u0131n saf\u0131nda ve eme\u011fin yan\u0131nda olma arzumdur. \u015eimdi kimsenin zihnini buland\u0131rmak istemem ama ger\u00e7ek devrimci durum do\u011faya ait olmakt\u0131r. Neyse bunlara \u00e7ok girmek istemiyorum a\u00e7\u0131k\u00e7as\u0131, \u00e7\u00fcnk\u00fc ger\u00e7ekten uzun mu uzun ba\u015fl\u0131klar alt\u0131nda uzun mu uzun konu\u015fulmas\u0131 gereken \u015feyler. Rutinlerim var elbette, mesela mutlaka de\u011fi\u015fmeliyim. <\/p>\n\n\n\n

Sorular\u0131n\u0131z ve ilginiz i\u00e7in te\u015fekk\u00fcrler. <\/p>\n\n\n\n

Ben de verdi\u011finiz cevaplar ve i\u00e7tenli\u011finiz i\u00e7in te\u015fekk\u00fcr ederim. <\/p>\n","post_title":"Onur Aky\u0131l s\u00f6yle\u015fisi \/ Proleterler i\u00e7in patafizik dersleri - Eski ve d\u00fcr\u00fcst olana d\u00f6n\u00fc\u015f","post_excerpt":"","post_status":"publish","comment_status":"closed","ping_status":"open","post_password":"","post_name":"onur-akyil-soylesisi-proleterler-icin-patafizik-dersleri-eski-ve-durust-olana-donus","to_ping":"","pinged":"","post_modified":"2019-08-01 09:38:40","post_modified_gmt":"2019-08-01 06:38:40","post_content_filtered":"","post_parent":0,"guid":"https:\/\/gaiadergi.com\/?p=109842","menu_order":0,"post_type":"post","post_mime_type":"","comment_count":"0","filter":"raw"},"live_filter_cur_post_id":109842}'; block_tdi_122.td_column_number = "2"; block_tdi_122.block_type = "td_flex_block_1"; block_tdi_122.post_count = "4"; block_tdi_122.found_posts = "904"; block_tdi_122.header_color = ""; block_tdi_122.ajax_pagination_infinite_stop = ""; block_tdi_122.max_num_pages = "226"; tdBlocksArray.push(block_tdi_122); -->

SON YAZILAR

Dimitris Sotakis: “Kurgu söylemek istediklerimi söylemek için bir anahtar”

Dimitris Sotakis’ten ilk olarak Büyük Hizmetkar romanını okudum. Yarattığı heyecanla hemen diğer kitaplarına yöneldim. Bu arada arkadaşlarım da kitaplarını okumaya başladı. Yazı dili, anlatımı, romanlarına...

Shakespeare, Kafka, Orwell, Dostoyevski ve günümüz

Okuyanın okuduğundan, yazanların okunmadığından hemen herkesin kitapların pahallılığından yakındığı günümüz sularında edebiyat sandalında bir gezintiye ne dersiniz?

Your Stage + Art: Müziğin evrenselliğini kutlayan bir sahne

Bugün paylaşımcılığın ve özgürleşmenin buluştuğu ortak noktadan, müzikten konuşacağız. Your Stage + Art, müziğin insanları bir araya getirme gücüne inanan, müzisyenlere eşit ve özgür şartlar altında müzikseverlerle buluşma imkânı sunmaya çalışan bir oluşum. Sanatla ilgilenen herkesin yeteneklerini...

Edebiyat tekeli ve kırık kalemler

Ülkemizde okuma alışkanlığının çok fazla olmadığını biliyoruz. Bunun için çevremize bakmamız bile yeterli ama gelin sayılara da bir göz atalım. TÜİK’in 2023 yılında yaptığı araştırmaya göre...

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol