Columbia Üniversitesi öğrencisi olan Emma Sulkowicz, okul arkadaşı Paul tarafından kendi yurt odasında tecavüze uğramıştı. Olayı okul yönetimine taşıdığında, okul idaresi başka kızların da şikâyetine rağmen, yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle konuyu kapatmıştı.
Yani bu korkunç olayla her gün yüzleşmek zorunda kalacaktı. Tecavüzcüsüyle aynı kampüsü paylaşıyordu. Bu da her an tedirgin olacağı, odasından bile çıkmak istemeyeceği anlamına geliyordu.
Ama Emma’nın sessizliği uzun sürmedi. Tecavüzcüsü okuldan atılana kadar veya kendisi mezun olana kadar yatağını sırtında taşıyacağını söyledi.
Emma’nın omuzlarındaki yükü görünür hale getiren projesi aynı zamanda bir protesto niteliği taşıyor. Projenin kurallarına göre, kampüs içerisinde olduğu her an yatağını sırtında taşımak zorunda. Kampüsten çıkınca yatağı bir yere bırakması, döndüğünde ilk iş yatağını sırtlaması gerekiyor. Yatağı taşıması konusunda insanlardan yardım istemesi yasak ama gelen yardım tekliflerini kabul etmekte özgür.
“Yataklar yatak odalarımıza aittir. Güvenli, özel alanlarımıza. Ve ben şimdi, özelimi insanlarla paylaşıyorum.”
Sonunda mezun!
Emma, söylediği gibi yatağıyla mezun oldu. Diplomasını almak için sahneye çıktığında alkış yağmuruna tutuldu. Yatağını ona destek veren arkadaşlarıyla birlikte taşıdı.
Emma’nın şikâyetleri sonuçsuz kalmış olsa da, bu proje çok ses getirmişti. Okul arkadaşları kendisine destek olmuş, Rektörlük binasının önüne 28 yatak bırakmıştı. ABD Başkan Adayı Hillary Clinton, “Bu görüntü hepimizin aklına kazınmalı” demişti.