Japonya’da 2011 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra gerçekleşen Fukuşima nükleer santrali kazası, bölge coğrafyasında çok derin yaralar bıraktı. Bugün ise Japonya’dan kötü bir haber geldi. Japonya Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, depremden sonra hasar gören bir reaktörün temizlenmesinde çalışan işçiye, radyasyona maruz kaldığı için akut lösemi tanısı, yani kanser teşhisi konuldu.
Washington Post’un haberine göre, Fukuşima Daiichi nükleer felaket alanında 2012-2013 yılları arasında temizleme çalışmasında görev alan bir işçiye akut lösemi tanısı konuldu. Kanser hastalığının kanserojen etkene 5 yıl boyunca maruz kalınmasından sonra ortaya çıktığı biliniyor. Ancak Japonya’daki işçide beliren hastalık, durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor.
Vice News’in haberine göre ismi haberlerde geçmeyen 41 yaşındaki inşaat işçisi, nükleer yıkımın yaşandığı alana koruyucu kaplamalar inşa etmekteydi. Reuters’a konuşan Sağlık Bakanlığı çalışanı, işçinin 2012-2013 yılları arasında 15,7 mSv radyasyona maruz kaldığını belirtti.
Columbia Üniversitesi’nde Radyolojik Araştırmalar Merkezi Yöneticisi David Brenner, ABD’de yaşayan bireylerin her yıl doğal ve tıbbi kaynaklardan 4 mSv radyasyona maruz kaldığını belirtti. Brenner, 15 mSv seviyesindeki radyasyonun bir insanı kanser etmesinin oldukça az rastlanan bir olay olduğunu açıkladı.
Kanser olma ihtimali yüzde 40 daha fazla
Brenner, “Fukuşima’da yaşanan olaydan sonra kanser riskinin geniş çapta artmasını söylemek için oldukça erken, ancak Çernobil’de yaşanan felaketten sonraki 10 yıl içerisinde kanser tanılarının hızla arttığını biliyoruz” dedi. Bu tarz tanıların genellikle 4 yıl sonra ortaya çıkmasının normal olduğunu da vurguladı.
Ekim ayının başlarında AP’nin yayınladığı raporda, nükleer felaketin yaşandığı bölgenin çevresinde yaşayan çocukların tiroid kanseri olma ihtimalinin diğer bölgelere göre ortalama 40 kat daha fazla olduğu belirtilmişti.
Japonya hükümeti felaketin yaralarını sarabilmek için bugüne kadar yaklaşık 59 milyar dolarlık bir harcama yaptı.
Hazırlayan: Burak Avşar