Ana SayfaYaşamSağlıklı BeslenmeNeredeyse her üründe gördüğümüz emülgatörler metabolizmamızı bozuyor

Neredeyse her üründe gördüğümüz emülgatörler metabolizmamızı bozuyor

-

Marketten aldığımız pek çok paketli gıdanın içindekiler bölümüne baktığımızda sıklıkla rastlarız bu kelimeye; emülgatör. Abur cuburu seven bir insansanız veya hazır gıdalarla çok haşır neşirseniz vücudunuza bol miktarda emülgatör sokuyorsunuz demektir. Yapılan araştırmalar söz konusu bileşiği tüketmenin sağlığımıza çok da yararlı olmadığı ortaya koyuyor.

Birden fazla yoğunluktaki veya birbirinden farklı fazdaki (mesela sıvı ile katı) içeriğin birbiriyle daha rahat karışmasını sağlayan bir maddeden bahsediyoruz; ama sağladığı bu küçük yararın yanında, metabolik sendrom dediğimiz vücudun enerji üretme ve depolama yollarını bozan bir hastalığa ve bağırsak iltihaplarına sahip olma riskimizi artırıyor.

Yediğimiz gofretin içinde var. Hazır çorbalar, bazı ekmekler, örneğin paketli ünlü markaların ekmekleri, yazın yiyip durduğumuz hazır dondurmalarda ve hatta pastane dondurmalarının da çoğunda var.

Geçtiğimiz yıllarda metabolik sendrom ve bağırsak iltihaplanmaları artmaya başlamış, bunlar zaten başlı başına ciddi hastalıklarken bir de obeziteye dönüşmeleri hiç de zor olmuyor. Sonra şeker hastalığı, kalp damar rahatsızlıkları ve bu durumda kalp krizi riskini de arttırıyor emülgatörler. Ülser hastalığının oluşmasına da çok güzel zemin hazırlayan, sindirim sıvılarımızın salgılanmasını engellediği için, sağlıklı olmak için ihtiyaç duyduğumuz, içimizdeki doğal canlı çeşitliliğine de zarar veren bir malzeme anlayacağınız.

Emülgatör
Marketlerden satın aldığımız pek çok ürünün içerisinde emülgatör bulunmaktadır.

Bahsedilen hastalıkların son yıllarda hızlı bir artış göstermesi bir süredir bilim insanlarının aklını kurcalıyordu. Bunun sebebinin sadece genetik olamayacağını düşündüler, buradan yola çıkıp çevresel etkileri incelemeye koyulan bilim insanları içerisinden Andrew Gewirts ve ekibi gıda ve katkı maddelerini mercek altına yatırmış.

Georgia Devlet Üniversitesi‘nde yürüttükleri çalışmanın sonuçları ise geçtiğimiz aylarda Nature dergisinde yayımlandı. FDA (Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) ve Health Canada tarafından onaylandığı halde raf ömrünü uzatmak için gıdalara konan emülgatörlerin sindirim sistemini büyük ölçüde tahrip eden bir unsur olduğu ortaya çıktı.

Emülgatör 22

Karragenan, ksantan sakızı, polisorbat 80, poligliserol ve daha pek çoğu. Böyle denildiğinde bir anlam ifade etmiyorsa, parlak kutuları içerisindeki tatlandırıcılı sakızlar, mayonez, süt ürünleri, pudingler, hepsi bu çemberin içinde kalıyor.

Emülgatörlerden uzak durmak istiyorsak, biraz daha fazla vakit ayırıp evlerimizde kendi yiyeceklerimizi yapabiliriz. Evdeki insanlarla iş bölümü yaparak yemek yaptığımızda, mutfak çok eğlenceli bir sohbet ortamına dönüşebilir. Böylece hem sağlıklı beslenmiş oluruz hem de çok daha ucuza, çok daha fazla yiyecek üretmiş oluruz.

Kaynak: Treehugger

SON YAZILAR

Neden vegan oldum?

“Neden vegan oldum?” sorusuna kısa cevabım; hayvanlara eziyet çektirmeden, onları öldürmek amacıyla üretmeden, doğaya zarar vermeden ve sağlıklı yaşamak için. Tüm bunlar insan üzerinde aynı anda...

Beş çayları: Önceliğimiz, öğretilmişliklerimizden kurtulmak

Kültürümüzün temelinde misafirperverlik yatar bizim. Geleni aç göndermeyiz. Kahvenin yanına bile mutlaka servis edilecek bir besin ekleriz. Beş çaylarımız vardır bizim. Kısırların, böreklerin, mercimek köftelerin,...

Uykusuzluğumuzun nedeni belki de beslenmemizdir…

İnsanın varlığını sürdürebilmesi için biyolojik, fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin karşılanması gerekir. Bunlardan biri uykudur. Uyku süresi ve kalitesi, hafıza, öğrenme performansı, metabolik sistem gibi birçok...

Anne sütü: İlk aşı

Bireylerin gelişim süreçlerinde doğumdan adölesan döneme kadar içerisinde bulundukları yaş aralıkları; 0-1 yaş arası bebek, 1-6 yaş arası okul öncesi çağı, 6-12 yaş arası okul...
Selma Çam
Selma Çam
Hayat hikayemi anlatmaktansa, hayatın kendi hikayesinden anladıklarımı anlatmayı yeğlerdim, oysa ki üç aşağı beş yukarı hepimizin hayattan anladığı ve anlamadığı aynı. Anlatmak ise kelimelerin yetersizliği içerisinde kendi anlamını kaybediyor. Hiç bir şey anlatmasam da anlayabilen için çok bile anlattım. Erkan Oğur'un da dediği gibi; "Bu işin sonu sessizlik."

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol