Evet, dünyayı kurtaran kahramanlar hep masallarda ya da filmlerde oluyor… Ama şimdi sizlere günümüzde yaşayan gerçek bir kahramandan bahsetmek istiyorum, tüm servetini temiz enerjiyi teşvik etmeye adayan vegan Suudi Prens Khaled Bin Alwaleed.
38 yaşındaki Khaled (Halid) gerçek bir hayvansever ve aktif bir hayvan hakları savunucusu! 5 yıldan fazla bir süredir her türlü hayvan sömürüsü ve zulmünden uzak yaşayan Khaled , beslenme şeklini bitki içerikli beslenme olarak tanımlıyor ve şunu belirtiyor “V ile başlayan o kelimeyi her kullandığımda insanlar otomatik olarak savunmaya geçiyorlar ama bitki içerikli beslenme dediğinizde sorun hissetmiyorlar ve kolayca başa çıkabiliyorsunuz!”
Aynı zamanda başarılı bir iş insanı olan ve Bahreyn‘de Ortadoğu‘nun ilk vegan restoranı olan Plant Cafe‘yi açan Alwaleed ile New York, Manhattan‘da keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Vegan prens sorularımı samimiyet ile cevapladı.
Vegan olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Aslına bakarsanız yıllar sürdü. Önceleri yavaş başlayan, sonrasında hem zihinsel hem de fiziksel açıdan hızla tırmanan bir dönüşümdü. Mevcut durumun hem ahlak dışı ve zararlı hem de kökten yanlış olduğunu giderek daha yoğun hissetmeye başladım. Et yemek ve hayvansal ürünleri kullanmak ve giymek, sadece buz dağının görünen kısmıydı. Benim olayım ise, sağlık için, ekolojik amaçlarla ve tüm canlıların hak ettiği genel iyi niyet ve adalet için bitki temelli bir yaşam sürdürmekle ilgiliydi.
Vegan olmadan önceki yeme alışkanlığınız nasıldı?
Sanırım, sağlıklı bir yaşam tarzı hakkında yeterli eğitime sahip olmayan herhangi birinin tipik yeme alışkanlığıydı diyebiliriz. Hiç egzersiz yapmazdım ve inanmayacaksınız ama genellikle hep fast-food tercih ederdim – bitki temelli bir yeme alışkanlığı kazandığımdan bu yana sağlık odaklılığım genel anlamda hızlı yükseldi.
Bitkisel beslenmeye geçmeden önceki yeme alışkanlığım tek sorun değildi, esas sorun fiziksel anlamda minimum efor harcama zihniyetimdi. Bitki temelli bir hayata adım attığımdan beri, enerji seviyemde, zihin berraklığımda, uyku kalitemde ve iç huzurumda gözle görülür bir gelişme yaşadım.
Vegan olma yolunda ki en büyük zorluklarınız nelerdi?
Eğitim yönü elbette. Öğrenmem gereken çok şey vardı – güçlü ekonomik ve çevresel faktörlerle harmanlanmış bitki temelli yaşamın faydaları hakkında çok daha fazla şey öğrenmek için bana tamamen yabancı bir dünyanın her detayını araştırdım. Bu, gezegenimizi daha temiz tutmak için daha temiz bir yeme alışkanlığını savunan küresel topluluğa katılma yolunda ilgimi tetikleyen bir yolculuktu.
Vegan olduktan sonra ne gibi fizyolojik değişiklikler yaşadınız?
Bu, kesinlikle benim en önemli mesajlarımdan biri: CrossFit’in derinliklerine daldım ve Jujitsu çalışma ayrıcalığı yakaladım. Şimdiye kadar CrossFit’i deneme şansınız olduysa, ne kadar yoğun bir program olduğunu bilirsiniz. Eğer doğru beslenmiyorsanız, gerçekten dayanabilmeniz mümkün değildir ! Yemek yeme alışkanlığım, fitness hedeflerime yönelik çalışmalarımda bana yardımcı oluyor. Egzersizlerimin pek çoğunu sosyal medyada paylaşıyorum ve hep şunu ifade ediyorum, protein takviyem bu ağır aktiviteyi destekleyen en önemli şeydir – bitki temelli proteinler, elbette!
Vegan olduktan sonra ne gibi manevi değişimler yaşadınız?
Bunun bir “değişim” olduğunu sanmıyorum. Yaşam tarzımdaki bu revizyondan önceki son birkaç yıl boyunca, doğru şeyi yapmadığımı hissederdim. Bitki temelli yeme alışkanlığına geçtikten sonra, artık vicdanıma ve ahlaki pusulama göre yaşadığımı hissediyorum. Satın alma gücünüzü, görmeyi hayal ettiğiniz dünyayı meydana getirmeye yönelik kullanmakla ilgili bir söz vardır ve ben buna tüm kalbimle inanıyorum.
Veganlık yatırım felsefenizi ve hedeflerinizi değiştirdi mi?
Bitkii temelli iş modellerine kesinlikle inancım tam. Bu alanda pek çok başarı hikâyesi duyuyoruz. Platlab bayrağı altında faaliyet gösteren Mathew Kenney Mutfağı, bitki temelli yemekler ve misafirperverlik hareketinde muhteşem işler yapıyorlar. Haklı bir şekilde, günün sonunda, tüm duyularımıza hitap eden yemekler yemek istediğimizin altını çiziyor ve diğer tüm çığır açan vegan şefleri gibi, o da etik bir damak zevkini ön plana çıkarıyor. Bitkisel köklere sahip pek çok iş modeli, kimileri için bakkaliye, kimileri için giyim sektörü, tam anlamıyla dönüşümseldir. Hem bu kavramların uzun ömürlü olacağına hem de gittikçe büyüyen pazar potansiyeline sonuna kadar güveniyorum.
Sizce, insanlar neden veganlardan pek hoşlanmıyor?
Veganlardan hoşlanmadıklarını düşünmüyorum, bence bu farkındalık düzeyleri ve bitki temelli beslenmenin faydaları hakkındaki bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Tarih boyunca bu böyle süregelmiştir: bir şey hakkında ne kadar az şey biliyorsanız, o şeye karşı o kadar yabancılaşmış hissedersiniz, hatta şüphelenmeye başlarsınız.
Aileniz, vegan olmanızı nasıl karşılıyor?
“Ailem ve arkadaşlarım, hatta meslektaşlarım bile, bu konuya empatiyle yaklaşıyor ve bu konuda neler hissettiğimi ve nelerden vazgeçtiğimi anlıyorlar. Bütün canlılara saygılı olmak, benim birinci önceliğimdir ve bu konuda ne kadar kararlı odluğum konusunda da çok netim. Çok şükür ki en yakınlarımdan bir kısmı bitki temelli yeme alışkanlığı kazanıyor, bir kısmı vejetaryen ve bir kısmı da veganlığa adım atıyor.”
Vegan olduktan sonra, size sorulan en tuhaf soru neydi?
“En tuhaf ve aynı zamanda en komik olanı: ‘Proteini nasıl alıyorsun?’ İkincisi de: ‘Peki, ne yiyorsun?’ Bu iki soruya verdiğim yanıtı görmek için Instagram hesabıma göz atın.”
Ortadoğu’daki geleceğin veganlarına mesajınız nedir?
Kendinizi eğitmeye ve bitki temelli yaşam biçimi yolcuğunuzu daha da derinleştirmeye devam edin. Kendinizi, her biri aynı amaca hizmet eden, dünyayı daha iyi bir yer yapmaya çalışan insanlarca çevrilmiş bulacaksınız.
Bitki temelli yeme alışkanlığına adım atmak isteyen kişilere ne gibi tavsiyeler verirsiniz?
“Değerlendirebileceğiniz sayısız seçeneği keşfedin. Bitki temelli yaşam biçimine sahip kişilerle internet üzerinden iletişime geçin ve bu benzersiz harekete gerçek anlamda dâhil olmaya çalışın. Bu, son derece kucaklayıcı bir topluluktur ve bir sonraki seviyeye geçebilmek için ihtiyaç duyduğunuz tüm bilgileri ve desteği bulacağınızdan emin olabilirsiniz.
New York‘ta açtığı 00+Co isimli vegan pizza restoranı ile vegan olmanın lezzet ve damak tadından vazgeçmek olmadığını insanlara gösteren Khaled Bin Alwaleed, dünyaca ünlü hayvan hakları kuruluşu Mercy For Animals (Hayvanlar için merhamet) ile yaptığı iş birliği ile hayvanların sesi ve Ortadoğu‘nun doğmakta olan güneşi olmaya devam ediyor.