Açlık Grevi Hakkında
KEYFİ VE HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE AÇIĞA ALINDIM. İŞİMİ İSTİYORUM!
- OHAL kaldırılsın.
- İşten atılan ve açığa alınan devrimci demokrat kamu emekçileri işe iade edilsin.
- Keyfi ve hukuksuz işten atmalara son verilsin.
- 13 bin ÖYP’li araştırma görevlisinin kadro güvencesi geri verilsin.
- İş güvencesi olmadan bilim yapılamaz, tüm eğitim ve bilim emekçileri için iş güvencesi istiyoruz.
Açlık grevi ilanıdır.
Bu açlık grevi ilanı Nuriye Gülmen’in blogundan alındı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 8 Mart’ta süresiz açlık grevine başladılar. Ve dün, yani 17 Mart 2017’de polisin şiddetli müdahalesi ile (Veli Saçılık’ın annesinin yerlerde sürüklenmesi ve açlık grevindeki insanlara işkence uygulanması şeklinde) gözaltına alındıktan sonra daha önce alıyor oldukları su ve şekeri de keserek avukatların getirdikleri suyu içmeyi de reddettiler.
Açlık grevi, katılımcılarının politik protesto davranışları olarak ya da diğerlerinde farkındalık yaratmak için genellikle bir yasanın değişmesi gibi belirli özel amaçlarda başarılı olmak için geliştirilmiş şiddet içermeyen bir direniş yöntemidir. Herhangi bir tutum, davranış, uygulama veya olayı benimsemediğini göstermek ya da bazı isteklerini yetkili kişi veya makamlara kabul ettirmek için su, tuz ve şeker dışında vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini almayarak aç kalma esasına dayanan bir protesto yöntemidir. Yemek yememe grevidir.
Açlık grevi eylemleri bir kazanım elde edildiği zaman sonlandırılır. Yani eğer yukarıda sıralanan şartlar yerine getirilmezse hocalarımızın ölümünü izleyeceğiz. Ölüm açıkça gelecek, gözümüzün önünde pırıl pırıl iki insan, katillerin, hukuksuzların ve diktatörlük sevdalılarının yüzünden aramızdan ayrılacaklar.
Hocalarımızın talepleri karşılansın ve bu adaletsizlik sona ersin! Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Kuracağımız temiz, eşit ve özgür dünyada hep birlikte ve umutla yaşamak istiyoruz. Artık öldürenlerle değil yaşamak ve yaşatmak isteyenlerle bir olmanın zamanı! İki paket makarna, birkaç köprü ve asfalt dökülmüş parklar ile istismar edilen çocukları, erkek şiddetinin öldürdüğü kadınları, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçileri ve son olarak açlık grevindeki hocalarımızı düşünün. Bir hayat daha yok, bir şans daha olmayacak.
Başlık görseli Gazete Yolculuk‘tan alınmıştır.