Ana SayfaKültür & SanatSinemaBüyüleyici bir masal, The Fall

Büyüleyici bir masal, The Fall

-

2006 yılında Pan’ın Labirenti ile aynı zamanda gösterime girmesine rağmen, gerilerde kalmış bir film The Fall. Tarsem Singh’in bu fantastik ve masalsı dramasını keşfettiğim zaman bu filmin neden daha fazla bilinmediğini merak etmiştim, açıkçası cevabını hâlâ bilmiyorum, ancak The Fall ile ilgili bir şeyler karalama fikrimi sonunda gerçekleştiriyorum.

The Fall, kolunu kırdığı için hastanede günlerini geçiren küçük Alexandria ile hastanenin başka bir bölümünde yatmakta olan Roy’un dostluğunu anlatıyor ve bunu öyle bir şekilde yapıyor ki kendinizi bir masalın içinde buluyorsunuz sanki. Hem de intikam ve umutsuzluk dolu bir hikâye ve hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak kadar ihtişamlı sinematografisiyle birlikte.

Roy’un, zihninde dönüp duran olaylardan, değişken ruh halinden ve iflah olmaz umutsuzluğundan bir şeyler katarak oluşturduğu öykü, onun deyişiyle bir aşk ve intikam destanı, Alexandria’nın da katkıları ile ilerliyor.

Bir Hintli, Luigi adında bir patlayıcı uzmanı, eski bir köle, İngiliz doğa bilimci Charles Darwin ve maskeli bir adamın, ortak düşmanlarından intikam almak için atıldıkları serüvenleri izlerken, bir yandan da Roy’un bunalımlarını ve Alexandria ile olan ilişkisini seyrediyoruz.

Lee Pace, Roy rolünde iyi bir iş çıkarırken, filmin asıl yıldızı ise Alexandria’yı canlandıran Catinca Untaru, film boyunca hayran kalınacak bir performans sergiliyor.

Fall-Roy-weaves-a-tale

Beethoven’ın 7. senfonisiyle hikâyeyi taçlandıran film, görsel açıdan sonuna kadar doyuruyor. Renk kullanımı ve geniş açı çekimleriyle filmi görsel bir şaheser haline getiren Tarsem Singh, Piramitler ve Çin Seddi gibi yalnızca bir iki saniye görünen yerler için bile CGI kullanmamış ve kıta kıta gezerek çekimler yapmış. Tac Mahal ve Kelebek Mercan Adası gibi yerler de dahil olmak üzere birçok önemli tarihi eser ve doğa harikası filmde yer alıyor. Toplamda 14 ülkeye dağılan çekim mekânları için buraya bakabilirsiniz.

Günlük hayatın dertlerinden ve sıkıntılarından bir iki saatlik de olsa uzaklaşıp bu masalsı filmi izleyin, çünkü ben ne kadar anlatsam da yetmez, anlatılmaz yaşanır bir film The Fall.

Korktuğum zaman ne yaptığımı biliyor musun? Sihirli sözcükleri söylerim.
Gugli, gugli, gugli, kaybol!

SON YAZILAR

Kuru Otlar Üstüne: Antagonist olarak dişil enerji

Nuri Bilge Ceylan’ın 2023 Cannes Film Festivali’nde prömiyer yapan son filmi Kuru Otlar Üstüne, yönetmenin sinematografisinde takip ettiğimiz “aydının taşra sıkıntısı” olarak da tanımlanabilecek halini...

18. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali başlıyor!

Bu yıl 18'incisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, 2 Mayıs 2023 günü İstanbul’da yapılacak açılış etkinliği ile seyircisiyle buluşacak. Bir hafta sürecek festivalde emek temalı filmlerin yanı...

Salt Beyoğlu: Bu son şansımız mı?

İklim değişikliğinin ekosistem ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerine dikkat çekmeyi amaçlayan Bu son şansımız mı? gösterim programının 2022 seçkisi, Yunanistan’dan Peru’ya, Kanada’dan Avustralya’ya uzanan beş belgesel filmi bir...

Institut français Ankara sinema ve sergi salonunda yeşil filmler gösterimde olacak

Institut français Turquie, 8 Aralık Dünya İklim Günü vesilesiyle “sinema ve çevre” temalı 3 filmden oluşan programını sinemaseverler ile buluşturuyor. Sinema; sesinizi duyurmanıza, zihniyetleri/alışkanlıkları değiştirmeye çalışmaya ve toplumun belirli...
Onur Kavalcı
Onur Kavalcı
Sanatı ve sanatçıları takdir etmekten kendini alamayan, hayvanları ama özellikle kedileri seven, filmli fotoğraf makinelere tutkun, hiçbir müzik aleti çalamamanın verdiği hüzün ile yaşayan bir insanım.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol