Ana Sayfaİnsan ve ToplumYeşil FelsefeFransa'da çevre için direnenler: Zadistler

Fransa’da çevre için direnenler: Zadistler

-

ZAD: Zone A Defendre yani: Alan Savunması! ZAD hareketine gönül verenlere de zadist deniliyor. ZAD; anarşist ve çevre aktivisti bir akım. Ancak Zadist olmak için anarşist veya aktivist olmanız gerekmiyor. İşgal bölgesinde yaşayan aktivistlere hafta sonları börek getiren anneanne bir Zadist, yaşadığı çevreyi korumak için herhangi bir hareket ve/veya düşünce içinde bulunan herkes de aynı zamanda bir Zadist! Onlarla tanıştığım günden beri ben de bir “azılı” bir Zadist’im!

ZAD ile ilgili araştırma yaparken çok güzel insanlarla tanıştım, bir Zadist oldum ve aslında kimlerin ne kadar, ne zaman, neden ve nasıl; kimlere düşman olduğunun da detaylıca farkına vardım. “Tüm dünya korunmaya değer bir alandır.”

Enerji atılımları, bol yatırımlar, ticaret ticaret ticaret, para, şan şöhret, koltuk, bayrak millet. Çevre diye avazı çıktığı kadar bağıran hükümetlerden bahsediyorum. Esas düşmanlarımız; parayı araç, yaşamayı amaç edindiğini söyleyip; iliklere kadar insan, hayvan ve bitkileri sömürüp; sonuçta koskoca dünyayı bir foseptiğe dönüştüren, bu foseptikte gönlünce misk kokulu yaşamlar sürdüren ve ceplerindeki rulo rulo parayı harcayacak yer bulmakta zorlanan devletler! Devletler her yerdeler ve devletler doğamızı katledenler. Sorunlar süreklilik hâlinde ise bile çözümler de akışta çok iyi bir yerde. Zadistler bu akışı çok iyi yönlendiren bir topluluk. 

Fransa'da polisler tarafından atılan gaz bombası ile hayatını kaybeden Remi Fraisse.
Fransa’da polisler tarafından atılan gaz bombası ile hayatını kaybeden Remi Fraisse.

ZAD direnişi ile ülkemizde yaşanan çevre direnişleri oldukça büyük benzerlikler taşıyor. ZAD hareketinde bizden farklı olarak, yok olmanın eşiğinde bırakılan doğal noktaların savunması bir çatı altında yapılıyor. ZAD, bu yok oluş eğrisinde kendine bir düzlem açmış ve doğrularından taviz vermeden, gerekirse ölümüne mücadele eden insanların oluşturduğu bir grup, akım, bir hayat tarzı. ZAD, ilk dişli mücadelesini Fransa’nın Notre Dames Des Landes kentinde verdi ve aslında ZAD ifadesi de ilk defa burada dillendirildi.

Zadistler yerel dernek ve kuruluşlarla birlikte çalışan, aşırı tüketimi kabul etmeyen, antikapitalist, doğa koruyucularından oluşan, alternatif yaşam ideallerini görüp, bu modeller içerisince yaşamayı uman insanlardan oluşuyor. Hiçbir siyasi partiye bağlı olmayan ve liderleri bulunmayan Zadist’lerin her birinin bu aktivite içerisinde bulunmasının farklı neden ve motivasyonları bulunuyor, fakat çevrenin ve doğanın yıkımına olan karşıtlık, bir arada olmalarındaki temel rolü oynuyor. “Tüm dünya korunmaya değer bir alandır.

Notre Dames Des Landes’de ne oldu?

 
Zadistler yeni bir havalimanı yapılmasını istemiyorlar. Çünkü, çevre uzmanlarının verdikleri rapora göre, bölge bataklık ve sulak alanlardan oluştuğu için pek çok hayvan ve bitkinin burada yaşadığı ve bu nedenle korunması gerektiği belirtiliyor. Pilotlar da dâhil olmak üzere pek çok yetkili, yeni havalimanına gerek olmadığını, eski havalimanı pistinin yönü değiştirilerek, şehrin bazı mahallelerindeki mevcut gürültü sorununun halledilebileceğini belirttiler.

Ayrıca, proje aşırı maliyetli ve gereksiz görülüyor. Bu nedenle Zadistler orada bulunan pek çok kullanılmayan evi işgal ederek; orada yeni bir havalimanı yapılmaması için yaşamaya başladılar. İşgal evinde yer yer polisle sert çatışmalar, bazı bazı da çevre halk ile sevecen ilişkiler yaşanıyor. Ancak havalimanının yapılabilmesi için işgal evinin tahliye edilmesi gerektiğinden polisle çatışmalar da durulmuyor.

30 Ekim sabahı polis, Notre Dame Des Landes’de tahliye edilmek istenen işgal evi ZAD’ın savunması için orada bulunan yöre sakinleri ve Zadistler ile gün boyunca çatıştı. Polislerin ve iş makinelerinin girişini engellemek için birçok yere barikat kuran yöre sakinleri, yer yer pasif direnişler gerçekleştirirdi ancak polisle sert çatışmalara da girdiler. Ağaçların kesilmesini engellemek için bazı göstericiler, ağaçların tepelerine ağ gererek çadır kurdu. Gün boyu süren çatışmalar ardından alana giren iş makineleri ve kepçeler polis eşliğinde işgal evini yıktılar.

Çıkan çatışmalarda orantısız güç kullanan ve çok sayıda gaz bombası kullanan polis pek çok göstericiyi yaraladı. Yaşanan çatışmalarda, 21 yaşındaki Remi Fraisse, polislerin attığı gaz bombalarından birinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Polis şiddeti dünyayı “emri verenden çok daha fazla seven ve koruyan pırıl pırıl bir genci daha katletti.

FRANSA’DA ÇEVRE İÇİN DİRENENLER: ZADİSTLER

KendisindenFransa’dan Zadist Ewen şeklinde bahsetmemin uygun olacağını söyleyen bir zadist, araştırmamda bana çok büyük katkı sağladı. ZAD hareketinin ismen yeni, işlev olarak ise geçmişe dayandığını belirten Ewen, “Bu eski bir hareket ve düşünce şekli. Ebeveynlerimiz bir Zadist olarak olmasa da kendi dönemlerinde bir ekolojist ve aktivist olarak mücadele ettiler” diyor.

Notre Dames Des Landes’te olanları sorduğumda; Vinci isimli şirketin, içerisinde pek çok nesli tükenmekte olan türün barındığı, sellere ve kuraklığa karşı koruma sağlayan doğal su kaynağı rezervinin bulunduğu 2 bin 500 m² sulak alanlı bir ormanı yok etmeye çalıştığını ve bu sebepten Zadistler olarak bölgeyi işgal ettiklerini anlattı. “Devlet bizi bölgeden çıkarmak için polis ve askeri inzibat birimlerini üzerimize gönderdi. Fakat, bir yıl süren bir çatışmanın ardından başarısız oldular ve bölgeyi terk ettiler. Şu anda ise durum muallakta. Devlet hâlâ bölgeye havalimanını inşa etmek istiyor ancak, Sivens Barajı için yapılan ZAD eylemleri yüzünden bunun için herhangi bir eylemde bulunamıyor” diyen Ewen, ZAD’ın pek çok bölgede farklı aktiviteleri olduğundan söz etti. 

ZAD; Notre Dame Des Landes bölgesinde aktif şekilde, devlet olmadan yaşamanın yollarını arıyor. Tarımsal faaliyetlerle yaşamanın, insan toplulukları halinde yaşamanın yollarını arıyor ve bu fikri tüm Fransa’ya yaymaya çalışıyor.

Sivens DAM bölgesinde aktif. O bölgedekiler alanı işgal edip güçlü kalmaya çalışıyorlar. Fakat bu bölge farklı bir konumda bulunuyor. Devlet, bu bölgeye bazı şeyler inşa etmek istiyor. Gelecek aylarda bu bölgede yoğun aktiviteler olacağının kesin olduğunu söyleyen Ewen, “Buna ek olarak, devlet kardeşlerimizden biri olan Remi Fraisse’yi öldürdü. Bu yüzden, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” diyor.

The Echillais ZAD grubu, genellikle gençlerden oluşuyor ve yargısal alanda mücadelelerini sürdürüyorlar.

Daha pek çok ZAD grubu mevcut fakat bu üç grup, günümüzdeki en aktif ZAD oluşumları.

ZAD herkestir, ZAD her yerdedir!

 
Fransa’da zadistleri kendi mekanlarında ziyaret etmek istedim. Ancak henüz bir basın kartına sahip olmadığım için, çoğu arkadaşım o bölgeye gitmemin tehlikeli olacağını söylediler. Fransız polisi, ZAD hareketi ve onun destekçilerinden hiç haz etmiyor.

Bu üzücü noktayı ve sebebini Ewen’a sordum. Ewen, Fransız devletine olan hislerini; “Nefret etmiyorum ve onlar hakkında bir duyguya sahip değilim. Onların bize ihtiyacı olmadığı kadar bizim de onlara ihtiyacımız yok. Buna ek olarak, sırf para için yaşadığımız dünyaya çok yanlış şeyler yapıyorlar. Günümün her anında onları görmezden gelmeye alıştım; fakat olur da işi daha da abartırlarsa, kesinlikle bunun için mücadele edeceğim” şeklinde bir yandan yapıcı, diğer yandan da gerçekçi ve net bir cevap aldım. Fransız devletinin zadistlere beslediği nefrete dair ise “Evet, onlar için büyük bir problem teşkil ediyoruz. Bizi bu yaptıklarımızdan vazgeçirmek için her yolu deniyorlar. Kaybediyorlar ve kaybetmekten nefret ediyorlar” diyor.

FRANSA’DA ÇEVRE İÇİN DİRENENLER: ZADİSTLER

ZAD Hareketi’ni oluşturan insanların belli bir profilleri olup olmadığına dair sorumu Ewen çok beğendi ve bunu açıklamanın gerekli olduğunu anlattı: “Bu güzel bir soru. ZAD her yerde anlamına gelen ZAD Partout mottosunu sürekli kullanmaktayız. Bu aynı zamanda,ZAD herkestir anlamına gelmekte. Her haftasonu çorap ve pasta getiren bir büyükanne isen sen bir ZADistsin. Ormanda punk hayatı süren biri isen sen ZADistsin. Ayda bir bitki dikimine ya da ev inşasına gelen bir öğretmen isen sen ZADistsin. Yani, ZAD’ın içerisinde her kesimden insan var ve bu bizi güçlü kılan şey.” Gerçekten de sokakta ayaküstü sohbetlerde bile insanlar ZAD adını duyunca gülümsüyorlar. Çünkü ZAD her yerde!

Yeni bir etkileşim için: ZAD

Zadistlerin mücadelesi kayıplar ve bol bol da kazançlar içeriyor. ZAD konusundaki kazanımlarını anlatan Ewen şu ifadeleri kullandı: “Gelecek ve insanlık için umut: İnsanlar bilinçlendirmeyi harekete geçirmeye çalışıyor. Dürüst bir ilişki ile gerçek dostluklar kazanıyoruz. Dünya ve dünyada yaşayan diğer canlılar ile yeni bir ilişki kuruyoruz. Kendimizle ve dünyayla nasıl etkileşime geçeceğimiz hakkında yeni düşünce yolları ve pek çok düşünce. Nitelikli insanlar Zadistler, okuyorlar, izliyorlar, dinliyorlar, araştırıyorlar. Boş durmuyorlar. Üretiyorlar ama tüketmiyorlar. Mümkün olan her şeyi her yerde değerlendiriyorlar.”

Ancak pek tabii olarak başta Remi olmak üzere kayıplarından söz etti: “Devlet tarafından bir kardeşimiz öldürüldü. Dünyanın aslında ne olduğu hakkında bilgisizliğim ve cahilliğin aslında masum olmadığını fark etmek: Batıya özgü yaşam şekli tüm üçüncü dünya ülkeleri için bir suçtur. Aynı zamanda bizim çocuklarımıza hem de doğaya karşı bir suçtur” diyen Ewen gerçekten mütevazı bir doğasever.

Ayrıca; Remi’nin Sivens’de polis tarafından öldürülmesinden sonra bir ara Fransa’da biber gazı kullanımının yasaklanacağı haberleri çıktı gazetelerde. Fakat sonra güvenlik birimlerinin açıklamalarıbiber gazının yeterli ve gerekli alanlarda sınırlı kullanımı, ama yasaklanmasının söz konusu olmadığı şeklinde yansıdı gazete haberlerine.

Zad 3

ZAD ile ilgili fikirlerine başvurduğum yerliler ise ZAD’a dair çok yumuşak ve sevgi dolu hisler içinde. “Doğanın korunması hakkında kaygılara sahip olan insanlar bu hareketi başlattılar. Ben 50 yaşındayım ama pek çok Zadist 20-30 yaşında. İşsiz olabiliyorlar ya da doğa ve insan deneyimini kazanılmasını oldukça değerli buldukları için okulu yarım bırakabiliyorlar. Bazıları okullarını bitirmişler ama full time işe başlamamışlar. Bu geçici bir durum tabii. Bazılarının ZAD hareketinde oldukça fazla deneyimi var. Mesela, Notre-Dame-Des Landes ZAD’larında etkin olanlar vardı (Nantes’ın yakınına kurulacak ikinci havalimanına karşı olanlar) ve sonradan ZAD du Testet’e katılmaya başladılar. 25 Ekim 2014 tarihindeki büyük buluşmada, her yaştan pek çok insan vardı. (Yaşlı insanlar, aileler, kıdemli insanlar bile oradaydı.) Aile odaklı, dost canlısı ve uyumlu insanlardı.”

ZAD’da her şeyinizi kaybedebilirsiniz

Doğayı koruyor olmak, yeni bir baraj, yeni bir havalimanı ya da yeni bir alışveriş merkezi amacıyla doğaya zarar verenleri durduruyor olmanın güzel olduğunu anlatıyor halk. Aynı zamanda, zadistlerin birbirlerine çok yakın bir topluluk olduğunu çünkü, yaptıkları şey çok olduğundan dolayı, bunun onları bir arada tuttuğunu belirtiyor ismini vermek istemeyen bir Zadist. “İnsanlıktan, dostluktan, toleranstan ve desteklemekten öğrenilecek çok büyük dersler var; Zadistler aynı zamanda hukuku ve medyada kendilerini nasıl açıklamaları gerektiğini öğreniyorlar. Birbirlerinden nasıl aktivist olunması gerektiğini öğreniyorlar.” Bunlar bir Zadistin, Zadistleri seven, destekleyen insanların sözleri.

“Kayıplar büyük olabiliyor: arabanızı, karavanınızı ve ZAD’a getirdiğiniz her şeyinizi kaybedebilirsiniz. Aynı zamanda, işinizi kaybedebilirsiniz, büyük bir ceza alabilirsiniz, hapse girebilirsiniz. Belki bir gözünüzü kaybedersiniz; hatta Remi Fraisse’nin de yaşadığı gibi hayatınızı kaybedilirsiniz. Çünkü yanlış zamanda yanlış yerde olabilirsiniz.” Büyük bir sorumluluk dünyayı sevmek, çok gerçek ve dilenmesi gereken ilk dilek. “Tüm dünya korunmaya değer bir alandır.

FRANSA’DA ÇEVRE İÇİN DİRENENLER: ZADİSTLER

Zadistler fedakâr insanların oluşturduğu bir topluluk. Mal varlıklarından, emeklerinden, yaşam biçimlerinden hatta yaşamlarından taviz veriyorlar. Çünkü biliyorlar ki; “doğa biz olduğumuz için var” demek yanlış. Biz, doğa var olduğu için varız. Varlığımızı doğaya borçluyuz ve ancak doğa var olduğu sürece var olabiliriz. Mücadeleleri bizimkilerden farklı olarak ilk kazanımda rehavete kapılıp veya ilk kayıpta yas tutmaya alışıp bitmiyor. Zadistler gerçek birer direnişçi ve eminim ki doğa adına yapabilecekleri her adımı canları pahasına olsa da atacaklar. Dünyada iyi insanlar var, evet, onların büyük bölümünü oluşturan kesim ise: Zadistler!

2014 Eylül ayının başında adli süreç devam ediyor olmasına rağmen sorgu sual dinlemeden projeye başlanıldığını öğrendim. Bir yığın polis projeye karşı olan bölge insanına ve zadistlere karşı bölgeye yerleştirildi ve zorla başlanılan işin sürekliliğinin kesilmemesi sağlandı.

25 Ekim 2014’te yaklaşık 7 bin kişinin katıldığı bir protestoda bu baraj projesine karşı direnişin duyulması sağlandı.

26 Ekim 2014’te askerler protestocuların üzerine gaz bombaları attı. 21 yaşındaki Remi Fraisse başına isabet eden gaz bombası sebebiyle hayatını kaybetti.

26 Ekim’den bu yana barajın inşası durduruldu. Devlet projenin olması gerekenden çok daha fazla büyük olduğunu, kötü yer seçildiğini ve çok pahallı olduğunu kabul etti, Avrupa ise Fransa’yı akarsu yollarını kötü kullanması (?) ve çevreye zarar vermesinden dolayı suçladı. Fakat genel konsey ve yandaşları projenin inşasına devam etmek için mücadele etmeye devam ediyorlar ve özellikle ZAD destekçilerini o bölgeden çıkartmaya çalışıyorlar. ‘‘Zadistler ve destekçileri ihtiyaç olunan her yerdeler’’ diyor bir zadist de. “Tüm dünya korunmaya değer bir alandır.

Fransızcadan Türkçeye çevirileri yapan İsmail Ege Yaylım’a ve bilgi akışında yardım ettiği için Kedistan’a teşekkürler.

SON YAZILAR

Sürdürülebilir mimari tasarımın yeni yıldızı: Ahşaptan ayırt edilemeyen pirinç kabuğu yapı malzemesi

ACRE, ahşap alternatifi olarak öne çıkan bir yapı malzemesidir; dayanıklılığı, suya ve çürümeye karşı direnci, estetik dokusu ve sürdürülebilirliği ile dış mekanlarda mükemmel performans sergiler. Alüminyum ve pirinç tozlarının muazzam bir sentezi olan bu malzeme, çitlerden kapılara, pervazlardan teraslara kadar geniş bir yelpazede dış mekan uygulamaları için ideal bir seçenektir. Dünya ormanlarını koruyan bu malzemeyi keşfediyoruz!

Bahar geldi: Aylardan Mayıs, günlerden Hıdırellez; gününüz hep güneşli, talihiniz hep bol olsun

Zaman akıp gider... İnsan bu hayattan geçerken nice mevsimleri ve nice baharları da beraberinde yaşar. Belki farkındadır, belki de bilincinde değildir ama kaç kez kim...

Ekoloji ve Kadının Kesişim Noktası: Ekofeminizm

Feminizm, 18. yüzyılda İngiltere’de ortaya çıkan ve 1792 yılında Mary Wollstonecraft’ın ''A Vindication of the Rights of Women'' adlı eseriyle akademik alanda yer edinmiştir. Kadın...

AKP ve MHP bu sefer de Eskişehir’deki hayvanlara saldırı hazırlığında

AKP ve MHP Türkiye'nin doğasından öyle nefret ediyor ki hiçbir yerde yeşil, orman, hayvan görmek istemiyorlar. Ağacı odun, hayvanı et ya da zevk malzemesi olarak...
Gamzegül Kızılcık
Gamzegül Kızılcık
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Kadın hakları mücadelesi, çocuk hakları ve LGBTİ hakları konularına ilgili. Doğal hayatın korunması konusuna meyledişi ve Gaia Dergi ile yollarının kesişimi sonucunda da; direnişçi bir kadın, gazeteci.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol