Ana Sayfaİnsan ve ToplumTarihKalpten selam sana Beyrut

Kalpten selam sana Beyrut

-

Kalbimden selam sana ey Beyrut
Öpücükler denizine ve evlerine
Eski bir denizci yüzü gibi olan bir taşına

Fairouz’un Beyrut şarkısı kulağımda ve içimde sürekli hareketlenirken düşlerimde tutkuyla görmek istediğim bir kent yarattı. Sanki beni çeken bir şey vardı orada. Lisede ilk kez kulağıma çalınan bu şarkıyla hayalimde beliren Beyrut’u göremedim ama kentin düşümdekinden çok başka bir hâl aldığını anlamam geç olmadı. Savaşı, yıkımı seven insanlık, kentleri, insanları yıkmış, güzellikleri yok etmişti. Bittabi Beyrut da bundan nasibini almış, eski dokusunun uzağında bir kent olmuştu…

1965’e gidildiğinde akla gelen Beyrut, oldukça güzel bir görüntüye sahipti. Lübnan’ın başkenti öyle şık bir görünümü barındırıyordu ki gözde bir kentti. Öyle ki dünyaca ünlü pek çok isim, film yıldızları, jet sosyeteden isimlerin uğrak noktasıydı. Aynı zamanda Beyrut Limanı önemli bir yere sahipti. Liman, Kraliçe II. Elizabeth’in gemisine ve ABD 6. Filosuna ev sahipliğini yaptı.

Carlo Bavagnoli, Amerikan dergisi Life için çektiği fotoğraflarda Beyrut’un güzelliğini göstermişti. Kent bu görünümü elbette tamamen yitirmiş değil. Nitekim iç savaşa, arada devam etmiş olan çatışmalara rağmen Beyrut halen Ortadoğu’nun gözdesi, en büyük parti, eğlence şehri. Kentte barışın ve istikrarın sağlanması için çabalar harcandı, bu ortamın devamlılığı için süresi uzatıldı ama yıkımın izleri şehrin hiçbir noktasından silinmedi. Zira Beyrut’ta lüks bir otelde kalıp manzarayı seyre dalmak için perdeleri açarsanız karşınıza bombalanmış binaların çıkması kaçınılmaz.

Lübnanlılar genellikle sabahları kayak yapar, öğleden sonraları sahile gider, geceleri de partilerde eğlenirdi. Bu hareketli, rengarenk şehir yıkım öncesi fotoğraflarından da anlaşılacağı üzere güzelliğiyle tüm övgüleri hak etmiş. Günümüzde ise güzelliğini tamamen yitirmemiş olmakla birlikte eski dokusunu taşımıyor. Üstelik burası söz konusu olduğunda çoğu kişi kaygılarını hâlâ barındırıyor.

Beyrut, savaşın getirdiği yıkımla farklılaşmış, yorgun argın bir şehir halini almış olsa da üzerine söylenen şarkılarda olduğu gibi kalpten selamlar gönderilmeyi hak ediyor. Benim içimde bir yerler hâlâ orayı görme aşkıyla yanıyor. İnsanı çeken bir şeyler var sanki Beyrut’ta. Bombalanmadan önceki fotoğraflarındaki güzellikten eser kalmamış olsa da, yaralı bir şehirse de Beyrut, halen dimdik ayakta.

beyrut 1beyrut 2beyrut 4beyrut 5beyrut 6Kaynak: Messy Nessy

 

SON YAZILAR

AKP’li yıllarda çocuk I: Eğitim sistemi bile yorgun

21 yıllık AKP iktidarının bugüne bıraktığı yıkıntılar saymakla bitmeyecek kadar çok. Bu yıkıntılar içerisinde eğitim ve çocuklara dair olanlar ise bir hayli fazla. 21 yılda eğitim...

Matematiksel Sayılardan Sihir Yapan Bilim Kadını: Ada Lovelace

Babam Hasan Atay Anısın 10 Aralık 1815 yılında Londra'da Augusta Ada Byron ismiyle dünyaya gözlerini açan, insanoğlunun ise geç bir tarihte bir yüzyıl sonra Ada Lovelace...

Yeni çağın şafağında!

Artık yeni çağın şafağındayız. Faşizmin tanımı bellidir. Birine istemediği ya da farkında olmadığı bir şeyi ona sormadan yapmak ya da onu buna zorlamaktır. Faşizm faşizmdir; ister hayvana ister...

Antidemokratik demokrasiler ve seçim çıkmazı

Gün geçmiyor ki ülkemizde yeni haberler ortaya çıkmasın. Her çıkan haber içimi daha da acıtıyor. Ölen kadınlar, çocuklar; bir hiç uğruna, belki evrimsel sürecin getirdiği bir içgüdü ile...
Zozan Çetin
Zozan Çetin
Eylül 1989’da doğdum. Ege Üniversitesinde Tarih okudum. Daha sonra erkeğin tarihini değil, kadının tarihini yazmak ve anlatmak için Dokuz Eylül Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalında yükseklisansa başladım. Düşlerim için çabalamaya devam ediyor ve değişime olan inancı içimde taşıyorum. Bir kadın olarak var olma mücadelesi verirken de yazının, sözün ve kalemin gücüne inanıyorum. O yüzden yazmayı da anlatmayı da seviyorum.

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol