Bilinenin aksine, astronomi Yunanlılarla başlamadı. Onlardan binlerce yıl önce, Aborijinler Avustralya topraklarında hayatta kalabilmek için gökyüzünü izliyorlardı. Gökyüzüne bakarak ürettikleri hikâyeler astronomik olaylara işaret ediyordu.
Gece gökyüzüne baktığımızda Aborijinlerin adına hikâyeler yazdığı Devekuşu’nu hâlâ görebiliriz. Hatta hayatımız boyunca onu görmüş ama bir şeye benzetememiş de olabiliriz. Aradan geçen binlerce yıldan sonra gökyüzü hâlâ Aborijinlerin gözlerinin değdiği gökyüzü, Dünya aynı dünya; fakat koca bir kültür yerle bir oldu. Ne yazık ki, yerlilere yaşama şansı bırakmayan aç medeniyet, yuttuğu kadim yeryüzüyle birlikte Aborijin kültürünü de silip süpürdü topraklardan.
Kuzey topraklarında yaşayan Papunya topluluğundan bir hikâye
Kör bir adam karısıyla birlikte ormanda yaşarmış. Her gün karısından dışarı çıkıp onun için devekuşu yumurtası getirmesini istermiş. Karısı onun için elinden geleni yapıyorsa da o, her seferinde karısının getirdiği yumurtaların küçüklüğünden şikâyet edermiş.
Kadın bir gün dışarıda avlanırken büyükçe bir devekuşu patikasına rastlamış. Kocasını ve onun ne kadar aç olduğunu düşünerek patikayı yuvaya kadar takip etmiş. Yuvada koca bir devekuşu bulmuş ve yumurtalarını alabilmek için ona taş atmaya başlamış. Fakat onu gören devekuşu ayaklanıp kadına doğru koşmaya başlamış ve onu öldürmüş.
Bu sırada kör adam bir hayli acıkmış ve karısını merak etmeye başlamış. Konak yerinin etrafında dolaşmaya çıkmış. Üzerinde meyve olan bir ağaca denk gelince ağacın meyvelerinden yiyen adam birden görmeye başlamış. Birkaç mızrak ve bir de woomera (Aborijinlerin yaptığı woomera mızrağı fırlatmaya yarayan tahtadan bir alettir.) yaptıktan sonra karısını bulmak üzere yola çıkmış. Kadının izlerini takip edip yuvaya vardığında devekuşunu ve karısının ölü bedenini görmüş. Devekuşunu mızrakla vurup kuşun ruhunu Samanyolu’na göndermiş.
Yılın farklı zamanlarında gökyüzündeki Devekuşu yön değiştiriyor. Buna bağlı olarak da ya oturur ya da koşar vaziyette görülüyor. Pozisyonuna göre insanlar devekuşu avlamanın ya da yumurtalarını toplamanın zamanına karar veriyorlarmış.
Bilmek harika bir hâl. Bilgi en güzel besin. Fakat bilimin soğuk mantıksallığına güzel zihinlerin yaratıcı hikâyeleri eklendiğinde besin değeri artıyor.