Dünyada birçok yerde etkili olan küresel kapitalizm milyonlarca köylünün toprağı bırakmasına ve işsizliğe neden oluyor. Uzaklara gitmeye gerek yok, bunun çok yakınımızda bir örneği var. Güneydoğu’daki tarım işçileri, geçimlerini sağlamak için başka bölgelere gidip mevsimlik işçi olarak çadır yaşamı sürdürüyorlar. Bu da beraberinde kırsal çöküş sürecini getiriyor.
Bu sömürgeci yıkıma ve mevsimlik işçilerin yaşadıkları yıkıma dur demek için; Diyarbakır Daire Başkanlığı ile Amed Ekoloji Meclisi ortak bir çalışma yürütüyor. Yürütülen kent bostanları projesi ile 300 dönümlük araziye ekim yapılacak. Şu ana kadar iki bostanda ekim tamamlanırken, üçüncü bostanda da ekime başlandı. Proje kapsamında her bir bostandan 60’a yakın aileye yani yaklaşık olarak 250-300 kişiye yardım edilecek.
Ailelere açılan bu üretim alanı ve uygulamanın kolektif olması projenin Brezilya’daki “Topraksız Köylüler” hareketine de yakınlaştırıyor.
Brezilya Topraksız Köylüler Hareketi‘nde (MST-Movimento dos Trabalhadores Rurais Sem Terra), topraksız bırakılan işçilerin ve köylülerin, dünyadaki benzerlerine örnek olabilecek kolektif bir dünya yaratmalarına tanık oluyoruz. Yıllardır IMF laboratuarı olmak yerine; kitlesel, doğrudan, radikal ve sürdürülebilir direniş eylemlerini içeren bir halk projesi için mücadele veriyorlar.
Topraksız köylüler hareketi, Türkiye tarihinde de 15. yüzyılda yaşandı. Hareket bu topraklarda Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa Hareketi olarak biliniyor. Her soydan ve inanıştan insanlar, ortak bir yaşam ve kollektif bir hayat inşa etmek için mücadele ettiler. Hatta Aydın’daki Ortaklar adının onlardan kaldığı söyleniyor. 1968’li yıllarda da İzmir-Atalan ve Göllüce köylerinde insanlar toprak işgalleri yaptılar. Onlara, üniversiteli gençlik örgütleri, o zamanki kimi ilerici partiler ve aydınlar destek verdiler.
2015’den beri devam eden Diyarbakır kent bostanları ise kadınların toprakla yeniden buluşmasını sağlayıp kadın, toprak ve üretim üçlemesiyle yola çıkıp yıldan yıla üretim artırmaya devam ediyorlar.
Projeyi yürüten Amed Ekoloji Meclisi üyesi Şevda Tuğrul, kent bostanları projesiyle mahallelinin üretime dâhil olacağını ve kendi ürünlerini elde edeceğini söyledi. Komisyon olarak amaçlarının kimyasal tohumlar yerine yerel tohumlarla üretim yapmak olduğunu dile getiren Tuğrul, “Şu an kent bostanlarına ekilen tohumları kendimiz ürettik. Projemizin başarılı olacağına inanıyoruz. Bu proje bize her şeyi sunuyor ve çeşitliğin fazla olmasını sağlıyor. Kimyasallara ihtiyaç duymadan doğadaki bitkilerden ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Bu şekilde bitkilerin büyümesi daha sağlıklı bir şekilde oluyor” dedi.
Bu proje, işçilerin güvencesiz çalışma koşullarına karşı kendi doğup büyüdükleri yaşam alanlarından ayrılmadan, kent-köy hayatını yeniden yakınlaştırıyor. Ve yerel tohum ile üretimi destekleyen kent bostanları diğer illere ve bölgelere de yayılmaya devam ediyor.
Kent bostanları hareketi yıldan yıla artan verimle sömürgesiz, kapitalizmin yıkıcı etkisinden uzak umut vadeden “başka bir dünya” sunuyor bize.
Kaynak: Jiyana Ekolojik