Durmak bilmeyen doğa katliamlarının korkunç senaryolarını yazan ”Yeşil Yol Projesi” için Valiliğin ”geçici bir süreyle ara” kararı ardından yeniden çalışmalara devam ediliyor. Bölge savunmasının güzel yürekli kadını Havva Ana’yı şovcu, mücadeleyi terör belleyen karışmış kafalar, kıyım için heyecanlarını dile getiriyorlar. Kravatlı adamların yeşilden haz etmedikleri ortada ya da kuşları hiç dinlemedikleri.
Kuzey Ormanlarına bitmeyen saldırılar, çılgın HES’ler, kirli nükleer santraller, projeler projeler… Yemin edilmişcesine, Kur’an’a el basılmışcasına, sanki bunun için doğmuşcasına betonlaştırma sevdalısı yetkililer söyledikleriyle ”şaşırtıyor gibi yapıp şaşırtmıyor”.
“Her önüne gelen çıkıyor bir yere meşhur olmak için, dozerin önüne geliyor”
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Doğu Karadeniz’de sekiz ilin yaylalarını birbirine bağlamayı ”amaçlıyor gibi yapıp amaçlamayan” Yeşil Yol Projesi için ”Havva Ana”yı hedef alarak, “Her önüne gelen çıkıyor bir yere meşhur olmak için, dozerin önüne geliyor” ifadelerini kullanıyor.
”Kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok”
”Sürdürülebilirlik esası istikametinde bütün canlıların hayat standartlarının yükselmesi gayesiyle; orman, su kaynakları ve biyolojik çeşitliliğin korunması/geliştirilmesi ile güvenilir meteorolojik verilerin üretilmesini diliyor gibi durup dilemeyen” Eroğlu, “Bu yol kalkınma projesinin küçük bir parçası. Maksadımız yayla turizmini artırıp oraya gelir temin etmek. Orada kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok arkadaşlar. Bakın, kesilen ağaçların yüz katını dikeriz. Orada esasen buna karşı çıkanlar kimler biliyor musunuz? Orada bir takım yaylalara evler inşa etmiş insanlar… Burayı kontrol edilmesin… Çünkü yol olmayınca kontrol edilemiyor… Ama artık kontrol edeceğiz” açıklamalarını gazeteciler ile paylaşıyor.
”PKK ve KCK, Birleşik Haziran Hareketi’ni taşeron kullanarak Karadeniz’e sızmaya çalışmaktadır. Bunu da Yeşil Yol üzerinden, HES üzerinden yapmaktadır”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, “PKK ve KCK, Birleşik Haziran Hareketi’ni taşeron kullanarak Karadeniz’e sızmaya çalışmaktadır. Bunu da Yeşil Yol üzerinden, HES üzerinden yapmaktadır” cümleleri bölgedeki mücadeleyi teröre bağlıyor. ”Yeşil Yol Projesi’ne gelen tepkileri değerlendirir gibi yapıp değerlendiremeyen” Soylu, ”Maalesef hiç ilgisi olmayan davranışlarla beraber bunu yapmaktadır” diye ekliyor.
”Sonuç itibariyle hayat devam ediyor, medeniyetler gelişmeye devam ediyor, ekonomiler gelişmeye devam ediyor dolayısıyla bu gelişmeye paralel olarak da tabiatın da ona göre şekillenmesi gerekiyor”
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, ”Öncelikle şunu söyleyelim bütün vatandaşlarımızın bu tür taleplerini tepkilerini biz doğal karşılıyoruz, saygıyla karşılıyoruz. Vatandaşlar kendi açılarından haklı olduklarını düşündükleri bir alanda demokratik tepkilerini ortaya koyacaklar, bundan daha doğal bir şey olamaz. Biz bu çerçevede değerlendiriyoruz, saygıyla karşılıyoruz ama sonuç itibariyle en çok katkı o bölgeye Rize dahil olmak üzere Trabzon, Ordu, Giresun, Samsun, Artvin, Gümüşhane” şeklinde ilginç açıklamalarda bulunuyor. ”Yol yapılacak bölgedeki insanların düşünceleriyle dalga geçmez gibi yapıp dalga geçen” Canikli, ”Romantik duygusal yaklaşımlarla elbette bunların da olması gerekiyor insanlar çocukluklarının geçtikleri orijinal haliyle kalmasını isteyebilirler bunu da saygıyla karşılıyoruz. Ama sonuç itibariyle hayat devam ediyor, medeniyetler gelişmeye devam ediyor, ekonomiler gelişmeye devam ediyor dolayısıyla bu gelişmeye paralel olarak da tabiatın da ona göre şekillenmesi gerekiyor. Şehirler niye ortaya çıkıyor bu kaçınılmaz dönüşümün ihtiyacın gereği olarak ortaya çıkıyor, yoksa hiçbirimiz tabi ki bir beton yığınında oturmak istemeyiz hepimiz böyle yeşillikler altında kalabiliriz”cümleleri ile fikirlerini dünyayla paylaşıyor. Süren direnişi, yerlilerin çabasını ”romantik duygusal yaklaşımlar” şeklinde değerlendirmesi ve olağan üstü ekoloji perspektifi (!) ile hepimizi hayretler içinde bırakıyor.
Hangi rant unutturabilir dağların hikayesini?
