Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan araştırmalara göre, 2025 yılına kadar Amerika’da doğan çocukların yarısına yakınının Monsanto tarım firmasının kullandığı tarım ilaçlarına bağlı olarak otistik olma riski var.
Dr. Stephanie Seneff’in yaptığı araştırmalar, tarım ilaçlarının dikkate değer bir zararını ortaya koyuyor. Daha önceki haberlerimizden birinde, Afrika’da kuracağı tarım arazileri dolayısıyla tepki çeken Monsanto’dan bahsetmiştik. Dr. Seneff besin yetersizlikleri ve çevresel kirleticiler üzerine çalışmalar yapan bir biyolog. Yaptığı araştırmalar sonucunda, Monsanto’nun kullandığı tarım ilaçlarının insan sağlığına nasıl etkilerde bulunduğunu gözler önüne sermiş.
Monsanto’nun Roundup adlı tarım ilacının aktif bileşeni glifosat, diyabet, Alzheimer, sindirim sistemi bozuklukları, kısırlık ve doğum kusurlarına sebep oluyor. Daha moleküler düzeyde bakarsak glikofosat;
Sindirim kanallarımızdaki yararlı bakterileri öldürerek, hastalık yapıcı bakterilerin üremesine imkan sağlıyor.
Önemli mineralleri kıskaca alarak işlevselliğini azaltıyor; örneğin demir, kobalt, mangan gibi mineraller.
Bazı amino asitlerin sentezlenme yollarında bozukluklara sebep olarak, folat gibi kritik sinir sistemi elemanlarında eksikliğe sebep oluyor.
Bunlar gibi pek çok sebepten dolayı kullanılan tarım ilacı bebeklerde otizm oluşması için gereken tabanı oluşturuyor.
Dr. Seneff’in yaptığı çalışmalar ayrıca Alzheimer, çölyak ve sindirim sistemi hastalıklarının da mısır ve soya şuruplarında kullanılan glifosat ile birlikte artan bir grafik çizdiğini ortaya koyuyor.
Elbette Monsanto kullandıkları Roundup tarım ilacının zararlı olduğunu kabul etmiyor. Buna kanıt olarak da, tarım ilacının bitkilerde bulunup insanlarda bulunmayan bir metabolik yola etki ettiğini öne sürüyor; fakat Dr. Seneff, Monsanto’nun bilerek, ya da bilmeden atladığı bir gerçeği hatırlatmadan edemiyor. Bahsedilen tarım ilacı, insan metabolizmasına katılmıyor bile olsa, insanların sindirim sistemlerinde bulunan bakterilerin metabolizmalarına katılma özelliğine sahip. Bu durumda vücudumuzdaki bakteriler tarafından sindirilen tarım ilacı, bizlerin de sistemine girmiş oluyor.
Bizlerin kendimizi korumak için yapabileceği şeyler ise, olabildiğince mısır ve soya ürünlerinden kaçınmak olabilir. Doğal koçanlı mısırdan bahsetmiyorum elbette; fakat özellikle sokaklarda bardaklar içerisinde satılan veya salatalara koyduğumuz tane mısırlar bu riski taşıyabilir. Onun dışında her zaman söylediğimiz gibi, yerel ve doğal tarıma yönelmemiz gerekmektedir; fakat bunun için devletin de bir adım atması gerekir. O zamana kadar belki apartmanlarımızda, komşularımızla birlikte ve balkonlarımızda, çeşitli sebze ve meyveler üreterek doğal tarımı öğrenebilir ve en azından vücudumuza biraz daha az zararlı kimyasal girmesini sağlayabiliriz.
Başlık Görseli: Opsec News
Kaynak: Anonymous