Adalet Bakanlığı, Ankara Barosu’nda stajını bitirmiş olan Barış Barışık’ın hakkında “devam eden kovuşturmalar olduğu” gerekçesiyle avukatlık ruhsat başvurusunu onaylamadı. Süreci Sendika.Org’a değerlendiren Barışık, Türkiye Barolar Birliği’nin Adalet Bakanlığı’nın ruhsat vermeme kararlarına karşı direnmesi gerektiğini kaydetti
Barış Barışık, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Aralık 2018’de Ankara Barosu’nda stajını bitirdi ve ruhsat başvurusunda bulundu. Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Barışık’ın başvurusunu onaylıyor fakat Adalet Bakanlığı ise Barışık’ın hakkında “devam eden kovuşturma süreçler bulunması”nı gerekçe göstererek ruhsat başvurusunu reddediyor. Son karar önümüzdeki günlerde yönetim kurulu toplantısı yapacak olan TBB’de.
“Herhangi bir delil olmaksızın soruşturma açıldı”
Ruhsat başvurusunun reddedilmesine ilişkin süreci Sendika.Org’a değerlendiren Barış Barışık, hakkında yürütülen kovuşturmaların üniversitede okuduğu sırada katıldığı eylem ve etkinlikler olduğunu belirtti. Barışık, üniversitede bulunan faşistlerin kendisi hakkında şikayetçi olduğunu, savcılıkların da bu şikayetleri ciddiye alarak herhangi bir delil olmaksızın soruşturma açtığını belirterek şunları söyledi:
“Charlie Hebdo’yla dayanıştığım için hakkımda ‘toplumsal değerlere hakaret’ten dava açıldı. Hopa eylemlerinde tutuklanan öğrencilerle ilgili broşürler, evimde bulunuyor diye bunlar iddianameye giriyor. Bu tarz dayanışma, sosyal, kültürel ya da siyasi faaliyetlerim nedeniyle hakkımda şikayette bulunanlar olmuş. Bu şikayetten kaynaklı bazı kişiler ‘Barış Barışık terör örgütü üyesidir’ diyerek hakkımda suç duyurusunda bulunuyor. Bu suç duyuruları, şikayetler üzerine hakkımda ‘terör örgütü üyeliği’nden soruşturma açılıyor. Var olan bir delilden, üyelikten değil aslında. Böyle bir yargılanma değil yani.”
“Masumiyet karinesi ilkesine aykırı”
Hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının olmadığını belirten Barışık, “Sırf hakkımda dava olması sebebiyle ruhsat verilmemesi, masumiyet karinesi ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Daha davalar sonuçlanmadan, hüküm alınmadan ‘suçlusun’ diyorlar” dedi.
“TBB’nin Adalet Bakanlığı’Nın kararlarına direnmesi gerekir”
Barışık, Ankara Barosu’nun ve TBB’nin birer meslek örgütü olduğunu anımsatarak “Meslek örgütü olarak meslektaşlarına sahip çıkmaları gerekir. Buna göre de Adalet Bakanlığı’nın kararlarına karşı ‘dur’ deyip direnmesi gerekir. Yoksa bir avukatlık mesleği kalmayacak ilerleyen zamanlarda” dedi. Barışık, TBB’nin son zamanlarda Adalet Bakanlığı’nın ruhsat vermeme kararlarına karşı direnmediğini vurgulayarak şunları söyledi:
“TBB’nin bu kararlarıyla beraber aslında şu sonuç ortaya çıkıyor: Kimin avukat olup olmayacağına Adalet Bakanlığı karar veriyor. Avukatlar sanki Adalet Bakanlığı’na bağlı memurmuş gibi. Bakanlığın bu şekilde karar vermesi aslında mesleğin bağımsızlığı açısından büyük sıkıntılar içermektedir.”
“Adalet Bakanlığı itaat etmeyen avukatları boyunduruk altına almaya çalışıyor”
“Özellikle son zamanlarda yargı bugün AKP’nin tetikçisi haline gelmiştir. Davalarda, soruşturmalarda, operasyonlarda görüyoruz. Artık bunu siyasi saiklerle, toplumu hizaya çekmek, toplumsal muhalefeti bastırmak, kendi diktatörlüğünü devam ettirmek için yargıyı kullanıyor. Yargının üç sac ayağından birisi savunmadır, savunmayı da avukatlar temsil etmektedir. Bugün siyasi iktidar savunmayı tam anlamıyla kendi kontrolü altına alabilmiş değil. Adalet Bakanlığı, bu kararlar ile kendisine muhalif olan, farklı düşünen, itaat etmeyen kesimleri, avukatları boyunduruk altına almaya çalışıyor.”
“Bu bir başlangıç, mesleğini icra eden avukatların ruhsatını geri almaya kadar varacak”
Bakanlığın ruhsat vermeme kararlarını “Aslında bu bir başlangıç” olarak değerlendiren Barışık, bu uygulamanın ilerleyen zamanlarda sebep olabileceği tehditlere karşı da bir uyarıda bulunuyor:
“Ruhsat başvurusunda bulunan avukatların, masumiyet karinesine aykırı bir şekilde ruhsatlarının verilmemesinin bir sonraki aşaması avukatlık mesleğini şuan icra eden avukatların ruhsatını geri almaya kadar varacak. Çünkü kişiler hakkında dava açılması, kovuşturma o kadar basit bir hal almış durumdaki herhangi bir şikayetle, göstermelik iddianamelerle, yalancı tanık beyanlarıyla ‘örgüt üyeliği’ ya da ‘örgüt propagandası’ndan kovuşturma başlatılabiliyor. Bu süreci bu şekilde okumak gerekiyor. Kişisel bir olay olarak yorumlanmamalı. Avukatlık mesleğini, savunmayı yok eden, iktidara bağımlı hale getiren, avukatları korkutarak, ruhsatlarıyla tehdit ederek kontrol altına almaya çalışıyorlar.”
Avukatlar TBB’yi direnmeye çağırıyor
Önümüzdeki günlerde toplanacak olan TBB Yönetim Kurulu’nda nihai karar verilecek. Barışık’ın meslektaşları da gönderdikleri e-posta ve fakslarla TBB’yi Adalet Bakanlığı’nın kararına karşı direnmeye çağrıyor.
Alıntı: Sendika.org
