Radyo sinyalleri olmadan hayatınızın nasıl olacağını bir düşünün! Cep telefonu kullanamadığınız, kablosuz internet kullanamadığınız, hatta mikrodalga fırın ve elektrikli arabaların yasak olduğu bir yer. Yaşamın 1950’lerden pek farkı olmayan Batı Virginia’daki Green Bank kasabasına hoş geldiniz!
Amerika Birleşik Devletleri’nde bilimsel araştırmalar için radyo dalgalarının şiddetli bir şekilde yasaklandığı, 34 bin km2 büyüklüğünde geniş bir alan, yani The National Radio Quiet Zone (Ulusal Radyo Sessiz Bölgesi). Dünyanın en geniş Green Bank ve Sugar Grove teleskoplarındaki radyo dalgası kirliliğini önlemek için 1958’de Birleşik Devletler’in Federal iletişim Komisyonu tarafından yaratılan bu sessiz bölgede, AM sinyalinde sadece bir adet ve FM bandında ise düşük sinyallerde birkaç adet radyo yayını var. Bunun yanında polis ve ambulans gibi acil servisler için kullanılan kablosuz iletişim aletleri dışında tüm sinyaller yasak.
Teleskoplara 20 ml uzaklıktaki alanları kapsayan yasak elbette orada bulunan Green Bank kasabasındaki hayatı doğrudan etkiliyor. Elektrikli arabanının yasak olduğu bölgede akaryakıtlı araçlar da teleskoplara 1 milden fazla yaklaşamıyor.
Yıldızlardan gelen sinyalleri yakalayan teleskopların kirletici tüm sinyallerden arınmış olması gerekiyor. Araştırma merkezinden Karen O’Neill’in dediğine göre en zayıf sinyalleri bile değerlendirdikleri araştırma merkezinin radyo sinyallerinden oldukça arınmış bir bölgede olması gerekiyor.
Diana Schou, 2007’de bölgeye taşınan elektromanyetik dalgalara karşı alerjisi olanlardan ilki. Ardından Hawai Üniversitesi’nde Mimar olan Jennider Wood, daha sonra yemek şirketi sahibi Monique Grimes derken toplamda 24 kişilik bir topluluk oluşturdular, ki bu rakam 143 kişilik bir kasaba için küçümsenecek bir rakam değil.
Örneğin; Schou Iowa’da evinin yakınında kurulan baz istasyonunu şirkete ve devlete şikâyet etmiş fakat hiçbir geri bildirim alamamış, Aylarca Faraday kafesi adı verilen ahşaptan yapılmış ve radyo sinyallerini engellemek için metal plakalarla desteklenmiş bir kulübede yaşamış.
Hatta elektromanyetik alerjisini bir engel olarak kabul eden İsveç’e bile gitmiş. En sonunda Green Bank’a taşınan Schous “Buraya gelmek tamamen bir kültür şoku! Starbucks ve alışveriş merkezleri istiyorsanız burada yaşayamazsınız” diyor.
Karen O’Neill herkes gibi internet erişimleri olduğunu söylüyor ve farkın masadan kalkınca internetin onu takip etmediği olduğunu belirtiyor. Çocuklar maç yaparken onları izleyen ebeveynlerin cep telefonları yok ve sadece maçı izliyorlar.
Cebinizden bir alet çıkarıp birilerine yazmak ve saniyeler içerisinde cevap alabilmek güzel olabilir; fakat bunun gerekliliğini sorgulamamız da lazım. Green Bank’te yaşayan insanlar hayatlarından memnun görünüyorlar.
Kaynak: Washintonian