Ana SayfaYaşamYol TepenlerMykonos ve Santorini'den yaza merhaba!

Mykonos ve Santorini’den yaza merhaba!

-

Lüksün, tasarımın, eğlencenin kalbi: Mykonos

Kuşkusuz Ege Denizi’nin en güzel adalarından biri Mykonos. Hareketli gece hayatı, muhteşem mimarisi, pırıl pırıl denizi, dar sokakları ile yanı başımızda yer alan adayı ziyaret ediyoruz.

86 km yüzölçümü ve 11 bin nüfusu ile Mykonos gündüzü ve geceyi mixleyerek size muhteşem bir tatil sunuyor.Ben Mykonos’a ulaşım tercihimi gemi ile yaptım.İstanbul’dan direk uçuşlar ile de buraya gelebilirsiniz.

Liman’dan çıkış işlemlerimizi yaptıktan sonra Mykonos Town’a doğru yol aldık. Mykonos Town beyaz badanalı ve mavi pencereli evleri, daracık ve kireç boyalı sokakları, ışıl ışıl aydınlatmaları, derinden gelen tınıları ile şimdiden ilgimizi çekmeye başladı.

Gelelim Gündüz Programımıza… Deniz, Kum, Güneş üçlüsünden geri kalmamak için rotamızı kentin en meşhur yerine Super Paradise plajına çeviriyoruz.

Super Paradise Beach: Merkeze 6.5 km mesafede bulunan bu yer, gündüzleri beach partilerine, gece ise Dj performansları eşliğinde çılgın eğlencelere ev sahipliği yapmaktadır. Ağırlıklı olarak eşcinsellere hitap etse de heteroseksüel kesim tarafından da benimsenmektedir. Fiyatlar makul hatta bizim Türkiye’ye göre 🙂

  • Eğer Mykonos’da 2-3 gün kalacak iseniz mutlaka araç kiralamanızı tavsiye ederim.

Nammos Beach: Merkeze 4 km mesafede yer alan bu plaj ise 2003’den bu yana hizmet vermektedir. Lezzetli Ege yemekleri yiyebileceğiniz restoranları, su sporları yapabileceğiniz alanları, Beach  N’ Bar’da tüttüreceğiniz nargileleri ve yine çılgın partileri ile hem dinlenebileceğiniz hem de eğlenebileceğiniz bir mekan. Burası diğer plajlara göre ultra lüks. Fiyatlar özellikle yemek konusunda oldukça fazla. Şezlong ücretleri de keza öyle. Şaşalı lüks yatlar, ardı ardına açılan şampanyalar sinirinizi bozmayacak ise gitmenizi öneririm.

İlk 2 günün öğle saatlerini plajlarda geçirdikten sonra gece, barların dar sokaklar ile buluştuğu yere geri dönüyoruz. Little Venice bir nevi Küçük Venedik. Deniz kenarına konumlanmış yapılar önünde bol bol fotoğraf çektirebilir ya da akşam yemeğiniz için rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Niko’s Tavern: Merkezde yer alan sevimli Yunan restoranı en lezzetli Ege yemeklerini sunmaktadır. Kendi halkı tarafından da benimsenen bu restoranda fiyatlar da gayet makul.

Alefkandra Restoran: Gün batımı için ideal yer. Değirmenlerin hemen aşağısında, deniz kenarında konumlanmış mekan 19.00 – 22.00 arası inanılmaz kalabalık. Rezervasyon yaptırılması tavsiye edilir.

Dinlendirici akşam yemeğinden sonra hareketli gece hayatına doğru geçiş yapıyoruz. Özellikle 2 tane mekan var ki çok sevimli çok renkli… Babylon ve Jackie O’

Jackie O’: Eski liman ile Paraportiani Kilisesi arasında yer alan, sırtını Ege Denizi’ne yaslayan sevimli mi sevimli LGBTİ dostu bar. İki katlı taş yapı geceden sonra Ladyboy Showlara, Partilere, Dj performanslarına ev sahipliği yapmaktadır. Gürültüden sıkılırsanız Waterfront’da sakince içkinizi içebilirsiniz.

Babylon: Jackie O’nun hemen yanında yer alan mekan ise belli saatten sonra tıklım tıklım. Kabareler, yüksek tonda çalan müzikler, sürekli gidip gelen içki şişeleri ile yakamozu ağırlıyoruz.

Skandinavian Bar: Kuşkusuz Mykonos’un en top mekanlarından biri. İğne atsan yere düşmez. Belli bir saatten sonra ahali masaların üzerine taşınıyor. Kokteylleri gayet güzel. Müzikleri de öyle. Mutlaka gidin görün yaşayın…

Estetiğin minimalize edilmiş hali Santorini 

Yunanistan’ın incisi Santorini, Kiklad Takım Adalarından biri. Burası MÖ 1650-1450 yılları arasında gerçekleşen Volkanik patlama sonucu oluşmuştur. 73 km’lik alanın su altında kalması ile Minos Uygarlığı tarihe gömülmüştür. Doğal olarak da tepe üzerinde volkanik taşlar üzerinde küllerinden doğmuştur.

Gemi seyahatimiz sırasında Mykonos’dan çıkış alıp Santorini’ye doğru yol aldık. Bir limana varacağımızı zannederken küçük botlar gemiye yanaşıp birer birer ahaliyi Thira’ya (Fira) taşıdı. Bu kısa zevkli yolculuk sonrası vardığımız yerde upuzun merdiven bizi bekliyordu. Tepeye ulaşmanın ise iki yolu vardır. (Eşeklere binenler de var ama tabii ki eşeklerin üstüne binmeyi asla onaylamıyoruz, buna şiddetle karşı çıkıyoruz)

Yürüyerek: Kalbiniz dayanıyor ise deneyin yoksa hiç kalkışmayın. O sıcakta ne yazık ki çekilmiyor.

Teleferik ile: Kuşkusuz en zevkli ve en acısız olanı. Sadece biraz sıra beklemeniz gerecektir. Kişi başı 5 Euro.

Fira’ya çıktığınızda harika bir manzara bizi bekliyor. Ultra lüks tekneler, yolcu taşıyan yüzen gemiler, kurak topraklar ve volkanik taşlar…

Fira’ya vardığımızda ilk işiniz bir otobüs durağı bulmaktır. Çünkü gideceğiniz istikamet OIA… Adanın kuzeyinde konumlanmış arama motorunda sürekli resimleri çıkan bölge…Tabii ki Balayı çiftlerinin ve fotoğrafçıların uğrak noktası.

Yaklaşık yarım saat otobüs yolculuğundan sonra beyaz badanalı, mavi kubbeli yapılar bizi karşılıyor. Bir tarafınızda yapıların masmavi denize dönük kısmı, diğer tarafınızda hemen hemen hiç bitki olmayan dağları…

Gün batımının en iyi izlenildiği yer olarak bilinen Oia’nın havuzlu butik otelleri ve şahsa ait evler hep aynı dizayn üzerine kurulu. Bunun sebeplerinden biri estetik ve zarafet amaçlı ikinci sebebi ise yağlı kireç ile badana yapılan yapıların yağmur suyundan daha az etkilenmesini sağlayıp yapı içerisinde toplanması yerine dışarıda toplanmasını sağlamaktır.

Yapı ve kiliseleri birleştiren merdivenlerden yürüdükten sonra biraz soluklanmak için Oia’nın en iyi restoranlarından birine Lauda’ya geçiyoruz. Burası en güzel şarapların servis edildiği şık ve romantik bir mekan.

Catch Bar otantik atmosferi ile lezzetli kokteylleri birleştiren ve bunu çok güzel sunan bir mekan. Tatlılarında baya iddialılar. Fiyatlar biraz yüksek.

Melitini ise muhteşem manzarası,Yunan mezeleri ve rakıları,ağırlıklı olarak sunduğu ızgaraları ile mutlaka görmeniz gereken mekanlardan biri.Fiyatlar inanılmaz makul.

  • Mutlaka deniz ürünlerini ve salatalarını deneyin. Milli içkilerinden Uzo’yu tadın.

Plaj açısından Mykonos kadar üretken değiller.En önemli plajı siyah kumu ile meşhur Kamari’dir.

  • Tekrardan otobüs durağına dönerken mutlaka sokak aralarında satılan küçük Santorini Evlerinin maketlerinden veya magnetlerinden alın. Artık milli objelerinden biri olan Eşek aksesuarlarını da almayı unutmayın. Mutlaka pazarlık yapın.
  • En iyi fotoğraf çekimleriniz için gün batımına denk gelin.

SON YAZILAR

Bazı kentler, fotoğraf, kadınlar ve yolculuk

2013 yılında fotoğrafa olan tutkum beni uzun bir yolculuğa sürekledi. Güney Kurtalan Ekspresi'yle Diyarbakır'a gittim. Kıştı ve sırt çantamın içinde bilgisayarımı bile taşıyordum. Önce Ankara'da...

Bu Bir Hikaye Değildir! Bir İkona Veda

“İnsanlar seni üzdüğü için değil, onların seni üzmesine izin verdiğin için yazıyorsun. Fark etmez. Yazıyorsun diye sanma bu sana yetmez. Çek lisanı çek baba, çekelim....

Amacımız Türkiye’deki Dünya Mirası Sayısını Arttırmak !

2010 yılında seyahat etmeyi seven, bunu bir yaşam biçimi olarak benimsemiş ve ilgi alanları yurt içi ve yurt dışında özellikle UNESCO Dünya Mirası alanlarını gezmek...

Aziz Paul Yolu & Hür İnsan Üzerine Şiir

''Ey yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek: Hür kişi sadece karakterinde hür olan kişidir.'' Epiktetos Yaşamın kendisinde umutsuzluk yoktur. Hiç gördün mü umutsuzluğa kapılıp...
Irmak Deşer
Irmak Deşer
Licensed Tourist Guide & Blogger 34 Countries & 105 World Cities Art History & Archaeology & Mythology

ÇOK OKUNANLAR

95,278BeğenenlerBeğen
17,593TakipçilerTakip Et
22,156TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol